Nurullah AYDIN
27 Ağustos 2018-ANKARA
ARAPÇI YOBAZLAR, MÜRTECİLER VE İSLAMCILAR
Maskeliler, fırıldaklar, sinsiler, tuzak kurma
ustasıdırlar, bukalemon gibi anında şekil değiştirirler, her gün yalan
söylerler yalan ustasıdırlar. Lağımhanelerinde öyle eğitim almışlardır. Ancak
çıkar ilişkileri çeşitlendikçe İslamcılar amip gibi bölündükçe, bölünüyorlar.
Her konuyu tersyüz ediyorlar. Yalan, iftira, tuzak, döneklik, çalma, çırpma,
vahşet genlerinde var.
Çünkü onlar; Müslüman görünümlü
şeytanın dostlarıdır.
Dillerindeki din iman sözlerine, kadınlarına taktıkları türbanlara aldanmamak
gerekir.
İktidar, çıkar, servet, talan olunca hemencecik ittifaka girebiliyorlar.
Siyasal-radikal İslamcılara güvenilmez. İnançları da, kültürleri de, yaşam
anlayışları da ortaçağ ilkel arap çöllerinin hurafelerine dayalıdır. Hemen
satıverirler.
Onlar için; hak, adalet, ilke, iman,
dürüstlük, doğruluk anlamı olmayan kavramlardır.
Suçu başkasına yüklemede, hedef saptırmada ve felaket tellallığında çok başarılılar.
Lakin aynı beceriyi, aynı oranda sorumluluk, sorgulama ve önlem almada
sergilemezler.
Okumayan, düşünmeyen, sorgulamayan
insanları aldatmada; yeteneklidirler, başarılıdırlar. Yıllar yılı bu durum
böyledir. İslam ülkeleri denilen topluluklara bakın, hepsinde aynıdır.
Olaylar; sıcağı sıcağına büyük bir
heyecanla abartılıp, gereğinden fazla anlamlar yükleniyor, olduğundan farklı
gösteriliyor daha sonra unutup gidiliyor.
Bir kesim; kritik meselelere yeteri
kadar ilgi gösterilmediğinden, tartışılmadığından, konuşulmadığından,
yazılmadığından, görülmediğinden müştekidir.
Alçakça, şerefsizce ve pişkinlikle;
konuşuyorlar yazıyorlar.
bütün amaçlarını, çabalarını; sadece iktidara gelme, iktidarda kalma ve
iktidardan düşmemeye odaklamışlardır.
Emperyalistler; kaos sürsün, biz de
Ortadoğu’nun enerji kaynaklarını sömürmeye devam edelim istiyorlar.
İşbirlikçileri ise; Müslümanlar
katlediliyormuş, kentler yakılıp yıkılıyormuş önemli değil yeter ki biz
iktidarımızı sürdürelim, diyorlar.
Bölge halklarının etnik ve mezhepsel bölünmelerine, sömürülmelerine,
katledilmelerine, kentlerin yakılıp yıkılmalarına çanak tutuyorlar.
Bölgesel yeniden yapılanma sürecinde kaos için güç ve yetkili kılınanlar
çaresiz durumdalar. Dün küfrettiklerine bugün güleryüzlü olabiliyorlar. Dün
dost dediklerine bugün hain diyebiliyorlar.
Onlar ki; sürüngenler gibidir.
Sürüne sürüne zirveye çıkarılmışlardır.
İnemiyorlar. Düşecekler.
Battıkça batıyorlar.
Sallandıkça sallıyorlar.
Çuvalladıkça çuvallıyorlar.
Yıkılacaklar.
Kayıtlara-Tarihe yalancı, hırsız, soyguncu, bölücü, yıkıcı, katliamcı, sahtekar
olarak geçiyorlar, geçecekler.
“Sonradan görme insanlar maymun gibidirler. Bir maymun becerikliği vardır
onlarda. Bakarsınız yukarılara tırmanıyorlar, tırmanma sırasındaki çevikliğine
hayran kalırsınız. Ama zirveye vardıklarında yalnızca ayıp yerleri görünür.”
Honoré de Balzac
Yolunda gittikleri, kitaplarını
okudukları, mezheplerini tarikatlerini cemaatlerini takip ettikleri din alimi
ulema denilenler; ilahi mesajı tersyüz eden, insanları bölenlerdi. Şimdi
aynı bölünmüş çizgiyi devam ettiriyorlar.
Müslüman görünen gerçekte şeytanın
emrinde olan günümüz İslamcıların temel özelliği; ahlaksızlık,
istismarcılık, yılışıklık, yalancılık, hırsızlık, aldatmak, döneklik,
bölücülük, yüzsüzlük, ikiyüzlülük, pişkinlik, yıkıcılık, katliam, vahşet’tir.
Bu tipleri tanıyın, tanıtın.
Günün Sözü; Yalan söyleyen, çıkarı için döneklik yapanlar, insanla hayvan
dışı bir yaratıktır.