Tabii benim yazdıklarımdan size karşı bir serzenişte bulunduğum ortaya çıkmasın.
Konuyu medenice tartışıyoruz. Gerçekler zaten böyle çıkmaz mı?
Fikirlerin çarpışmasından Barikayı hakikat doğar.
Ben de yıllar önce Artova'da konuyu alel usul duymuştum. Sulusaray'da biri de bahsetmişti. Eski notlarımda vardır. Tabii ben bu konuyu Halk Edebiyatı anlayışı ile derlediğim için o zaman aklımda roman yazmak, senaryo yazmak, tiyatro yazmak yoktu.
İş bu safhaya gelince herkes bir şeyler söylüyor.
Tarihi romanlar, gerçek değildir. Fakat tarihi aydınlatır, geleceğe de yeni ufuklar açar.
Kaldı ki benim eserim, tarihle iç içedir.
Bunu kitabı elinize aldığınızda okuyacaksınız.
Şimdi ben bu eser için çok özel bir film bütçesi de hazırlattırıyorum.
Buradaki belediyelerde "Hey Onbeşli Tiyatrosu" deyince insanların yüzünün bir tarafı gülse de öbür tarafında sorular var?
Bir de ben tiyatroyu onlara belirli bir anlaşma karşılığında vermiştim.
Dizi film olacak ilk senaryoyu da onlara, hiç bir anlaşma olmadan teslim emiştim. Fakat iş sürüncemede kaldı.
Sonradan benim görüştüğüm Yönetmenler, elimizde bir senaryo metninden ziyade baskısı yapılmış, bir kitabın üzerine yapılacak çalışmanın çok daha verimli olacağını ifade etmişlerdi.
Bak bir konuyu da açıklıkla belirteyim yıllar önce ne önemli bir konuya temas etmişim ki: Bizden Sonra " Kırık Kanatlar" "Kınalı Kuzlar" şimdi de " Karayılan" dizisi çıktı. Bütün bunlar benim yazdığım senaryonun dallarıydı.
Saygıdeğer hocam. Her şeye rağmen bütün oynanan dizilere, yazılan makalelere, yayımlanan hikâyelere rağmen eserimin ne kadar orjinal olduğunu göreceksiniz.
Dediğim gibi görüştüğüm yönetmenler, çalıp çırpmanın da olmayacağını beyan ettiler.
Şimdi Zile'li olmak için, Tokatlı olmak için, Erbaalı, Niksarlı olmak için özgün bir çalışma yapılacaksa, laf değil iş üretmek icap ediyorsa; içinde Zile'den de pek çok motifin bulunduğu bu eseri, milletler arası sahada yarış yapabilecek bir film haline getirmeden daha büyük bir proje ne olabilir?
Gücümüz buna yetiyor mu?
Yaklaşık 2.5 Milyon YTL'ik bir projenin finansını sağlayacak sponsor bulunursa emin ol dostum, Tokat'ımızı, Zile'mizi, Niksar'ımızı bütün değeleriyle gündeme taşımak bizim elimizde.
Şimdi böylesine, uluslararası bir filme imza atacak yönetmenimiz var.
Ve bu yönetmen öyle eş dost ilişkileriyle işe girecek biri de değil.
Elindeki projenin dünya çapında bir proje olduğunu bilerek bu işi yapmak istiyor...
Bu metni de Zile platformuna gönderirseniz sevinirim.
Benim bu alanda çektiklerimi, sizden başka kimse anlamaz. Anlayamaz.
Hani Nasrettin Hoca Demiş ya: " Damdan düşen gelsin!"
Haydi, Zile severler!... Haydi Tokatseverler...
Bakalım, özlemini çektiğimiz bir projeye imza atabilecek miyiz?
Artık yazdıklarımız, kitapların içinden çıkıp canlansın!
Beyaz camlar, Akzambaklar şehrimizi anlatsın!
Mehmet Emin ULU- Tokat