Hatırlatma: 28 Mayıs 2025 Çarşamba Tarihinde Zilhicce Ayına Giriyoruz

28 views
Skip to first unread message

Zahide

unread,
May 26, 2025, 4:35:14 PMMay 26
to zah...@googlegroups.com

Hatırlatma: 28 Mayıs 2025 Çarşamba Tarihinde Zilhicce Ayına Giriyoruz

Ebu Hureyre (R.A) ın bildirdiği Hadis-i Şerif'te : "Allahü Teala'ya ibadet olunacak günler içerisinde, Allahü Teala'ya zilhıccenin ilk on gününden daha sevgili yoktur. Zilhıccenin ilk on gününde bir gün oruç tutmak, içinde zilhıccenin ilk on günü bulunmayan bir sene orucun sevabına. Zilhıccenin ilk on gecesinde bir gece ibadet, içinde zilhıcce bulunmayan bütün bir seneyi ibadetle geçirmenin sevabına eşittir" buyurdu..
Kaynak : Seyyid Abülkadir-i Geylani (Kaddesallahü Sırruhü-l Aziz) Gunye'tüt Talibin (İlim ve Esrar Hazinesi, sahife 321)

Enes’ten (ra) rivayet edildiğine göre Resulullah (asm) buyurdu ki:
“Kim haram aylarda(n olan Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep de) üç gün oruç tutarsa, o kişi için 900 yıllık ibadet sevabı verilir.”
Bu hadis-i şerifi rivayet ettikten sonra Hz. Enes (ra) şöyle der:

“Bu hadis-i şerifi Resulullah’tan (asm) işitmediysem şu iki kulağım sağır olsun.”
Resulullah (asm) buyurdu ki:
“Her kim, herhangi bir haram aydan Perşembe, Cuma ve Cumartesi olmak üzere, üç günü oruçlu geçirirse, kendisine (her güne karşılık) 900 sene ibadet (sevabı) yazılır.”

(Taberani, Kenzü’l-Ummal)




24luarr.jpg.png







Zilhicce'nin İlk On Günü İbadetleri

Zilhiccenin ilk günlerinde çok dua ediniz. Çok istiğfar ediniz. Çokca sadaka veriniz. Çünkü ben Resulullah (Sallallahu Teala Aleyhi Vesellem)'den ''Zilhiccenin ilk günün sevabından mahrum kalanlara yazıklar olsun'' dediğini işittim. Zilhiccenin ilk günlerinde tutulan oruç, bir yıl oruç tutmaya, bir gecesini ihya etmek de Kadir gecesini ihya etmeye bedeldir.) [ibni Mace]

Zilhiccenin ilk on gecesinde yapılan amel için, 700 misli sevap verilir.) [Beyheki]

Zilhiccenin ilk dokuz gününde oruç tutan, her günü için, helal malından yüz köle azat etmiş veya Allah yolundaki mücahidlere yüz at vermiş veya Kâbe’ye kurban için yüz deve göndermiş gibi sevaba kavuşur.) [R. Nasıhin]

“Bu on günün hayrından mahrum olan kimseye yazıklar olsun! Bilhassa dokuzuncu (Arefe) günü oruçla geçirmelidir! Onda o kadar çok hayır vardır ki, saymakla bitmez.” “Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutana, her günü için bir yıllık oruç sevabı verilir.” (Tirmizi, Savm, 52)

“Allah indinde zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” (Abd b. Humeyd, Müsned, 1/257)


Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh-, Nebiyy-i Zîşân -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizin şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:

“Zilhicce’nin on gününde yapılan ibâdetler kadar, diğer günlerin hiç birindeki ibâdet Allâh’a sevgili değildir. Bugünlerden her birinin orucu, bir senenin orucuna, gecelerinden her birinin ihyâsı da, Kadir gecesinin ihyâsına muâdildir.” (Tirmizî, Savm, 52; İbn-i Mâce, Sıyam, 39)

Kadir Gecesine ömrümüzde bir kere denk gelebildik mi Allahu A’lem. Ama işte müjde, işte fırsatlarla dolu bir ay.. Rabbim diyorum, hak etmezken bizim gibilere nekadar cömert! Ramazan ayına özlem çekenlerin hasretini giderecek bu on günler inşeAllah.

Ben de birkaç zikir paylaşayım. Cübbeli Hoca vermişti, İsâ aleyhisselâm’ın havârilerine öğrettiği pek kıymetli beş zikir var. Günde yüz defa okunması tavsiye edilir. Bu sadece onun ümmetine mahsus değil. Ebul Leys Semerkandî Hz. ve Abdulkâdir-i Geylani Hz. kitaplarında bunu fazîletleri ile birlikte zikrettiler.

Havariler İsa (a.s) a:

” Bu duaları okuyanın sevabı nedir?” diye sorduklarında şöyle buyurdu:

1. ZİKİR: Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh. Lehul mulku ve lehul hamdu yuhyî ve yumît. Bi yedihil hayruve huve alâ kulli şey’in Kadîr.

“Birincisini 100 kere okuyan kimsenin ameli gibi bir amel, o gün yer halkından hiçbirine yazılmaz. O kul, kıyamet günüen fazla hasenatın sahibi olur.

2. ZİKİR: Eşhedu en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh. İlâhen, Vâhiden, Sameden lem yettehiz, sâhibeten ve lâ veledâ.
اَشْهَدُ اَنْ لا اِلـهَ اِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لا شَريكَ لَهُ، اَحَداً صَمَداً لَمْ يَتَّخِذْ صاحِبَةً وَلا وَلَداً

İkincisini 100 kere okuyana, Allahu Teala bir milyon hasene yazar, o kadar da günahını siler ve onun cennette on bin derecesi yükseltilir.

3. ZİKİR: Eşhedu en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerike leh. Lehul mulku ve lehul hamdu, yuhyî ve yümîtu ve huvel Hayyul lâ yemûtu. Bi yedihi’l hayru ve huve alâ kulli şey’in Kadîr.
اَشْهَدُ اَنْ لا اِلـهَ اِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لا شَريكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ يُحْيى وَيُميتُ وَهُوَ حَىٌّ لا يَمُوتُ، بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلى كُلِّ شَىْء قَديرٌ

Üçüncüsünü 100 kere okuyana gelince; gökten yetmiş bin melek, elleri açık bir halde inerler ve bu duayı okuyanlara salat ve rahmet yağdırırlar.

4. ZİKİR: Hasbiyallâhu ve kefâ. Semiyallâhu limen de’â. Leyse verâellâhi müntehâ.

Dördüncüyü 100 kere okuyanın bu duasını bir melek alıp, Rahman Tealanın huzuruna koyar. Rahman Teala o anda o duayı okuyana nazar eder. Allahu Tealanın kendisine bir defa teclli buyurduğu kişiyse asla bedbaht olmaz..

5. İSE: “Allahümme lekel hamdü kemâ negûlü ve hayran mimma negûl, Allâhümme leke salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâti ve leke Rabbi türâsî, Allâhümme innî eûzü bike min azâbil gabri ve min şetâtil emri, Allâhümme innî es’elüke min hayri ma tecrî bihi’r- rîhu.”

Beşincisi ise bana ait bir duadır. Onun sevabının açıklamasını yapmam için bana izin verilmemiştir..”

Zilhiccede her günün orucunun bir seneye denk olması, gecelerini ihyasının Kadir gecesine müsavi olması, zikirlerinin kat kat katlanmasından hemen şu hadîs-i şerif geliyor insanın aklına; Allâh bu ümmete ömrü az, ama kazancı çok verdi.






24luarr.jpg.png









KURBAN BAYRAMINDA TIRAŞ OLMAK


Kurban Bayramında tıraş olunmaz diye bir söylenti var. Bu sadece hacca gidecekler için midir, yoksa gitmeyenler de tıraş olmamalı mıdırlar?

Bu konu ile ilgili olarak Müslim'de şu hadis-i şerifler vardır: "Zilhiccenin ilk on günü girer de biriniz kurban kesme niyetinde olursa artık saçından ve cildinden hiçbir şeye dokunmasın (yani tıraş olmasın, tırnak kesmesin), "Bu on gün girdiğinde kesmek istediği kurbanı olan kimse artık asla bir kıl almasın, sakın bir tırnak kesmesin," "Zilhicce'nin hilâlini gördüğünüzde, kurban kesme niyetinde olanınız artık saçına ve tırnaklarına dokunmasın" (Müslim, edâhî 29-42; Ayrıca bk. Abu Davud, dahâya 3; Hindî, V/88-89).

Görüldüğü gibi bu hadis-i şerifler hacca gitmeyecek olanlardan kurban kesmek isteyenlerin, Zilhiccenin başından kurban kesecekleri ana kadar (ki, on gün eder) saçlarını ve tırnaklarını kesmemelerini ister. Bunun hikmeti şöyle izah edilir: Kurban kesecek kişi, sanki kendisini azaba layık ve günahkâr gördüğü, günahlarına karşılık kendisini de öldüremeyeceği için, kendisinin fidyesi olarak kurban kesmektedir. Vücudundan kıl ve tırnak kesmemekle, en küçük parçalarının dahi, kurbanın parçaları, tüyleri ve tırnakları karşılığında ateşten azâd olmasını sağlayacaktır (Nevevî, Serhu Müslim, (1407) XNI/148; Münavî 1/363; Davudoğlu, IX/243). Bu elbette bir izah biçimidir. Böyle olmayabilir de. Hatta bu talebin şimdilik anlamadığımız başka hikmetleri de bulunabilir. Rasûlüllah'ın böyle söylediği sabit olduktan sonra müslümana düşen, hareketini ona göre ayarlamaktır.

Bu hadisler Müslim'de rivayet edilmektedir ve sahih hadislerdir. Ancak fıkıhçılar bu konuda değişik bakış açıları ile değişik görüşlere varmışlardır. Meselâ: a. Said b. Müseyyeb, Rabîa, Imam Ahmed, Ishak, Davud ez-Zahiri ile bir kısım Şafiîler kuşluk vakti hayvanı kurban edinceye kadar, kurban kesecek olanın kıl ve tırnaklarından bir şey alması haramdır, derler. b. Imam Şafiî'ye göre haram değil, tenzihen mekruhtur. c. Imam Azam mekruh olmadığı görüşündedir. d. Imam Malık'ten bir rivayet mekruh olduğu görüşünde olduğunu, diğer bir rivayet ise mekruh olmadığı görüşünde olduğunu bildirir.(Davudoğlu, agk)

Bizler Hanefi olduğumuza göre elbette Imam Azam'ı taklid eder ve adı geçen günlerde tıraş olmanın, tırnak kesmenin mahzurlu olmadığını söyleyebiliriz. Ancak Imam Azam'ın gerçekten bu görüşte olduğunu "zahir rivayet" (ona ait olduğu kesin kaynaklar) kitaplarında henüz bulmuş değiliz. Eğer ona ait böyle "zahir rivayet" yoksa bu sahih hadislere muhalefet etmemizi gerekli kılacak bir delil bulunmadığından bu günlerde tıraş olmanın en azından mekruh olduğu görüşü ağırlık kazanıyor. Hidâye hadislerini tahriç eden Zeylai'de konunun ilk hadisi olarak yukarıya aldığımız hadisi veriyor ve sihhatinde bir kusur zikretmiyor:(bk. Zeylaî, Nasbui-Râye, IV/206) Her ne olursa olsun, Hanefiler olarak bizler de, eğer kurban keseceksek, zilhiccenin ilk on gününde tıraşı ve tırnak kesmeyi bırakırsak, Hanefi mezhebine muhalefet etmeden diğerlerine de uymuş oluruz. Çünkü Hanefiler de kesilmemesinin mahzurlu olduğunu söylemiyorlar. Yeter ki kasık ve tırnak temizliği bu on günle kırk günü aşacak olmasın. Ne var ki, Hz. Aişe validemizden gelen bir hadiste: "Ben Rasûlüllah'ın Mekke'ye göndereceği kurbanın gerdanlık bağını ellerimle ördüm. Sonra o gerdanlığı ona taktı ve Mekke'ye gönderdi. Kurban kesilinceye kadar Allah'ın ona helâl kıldığı hiç bir şeyi de kendisine haram görmedi" denmektedir.(bk. Azımâbâdî, Avnü'l-Ma'bûd, VN/492) Ancak haddimizi aşmış olmasaydık derdik ki, bu hadisin tıraş vb. nin o günlerde mahzurlu olmadığına delaleti dolaylıdır. (Çünkü hadis tıraş vs.nin hükmünü zikretmemiş ve o konuda susmustur). Halbuki diğer hadislerin mahzura delaletleri sarihtir ve o konuda nastırlar. Ayrıca Hz. Aişe hadisinin daha önce söylenmiş olması da mümkündür.

Fakat kurban kesecek olanların elbise giyip, koku sürünebilecekleri konusunda icma vardır.(agk) Bu da o günlerde tıraş olmamanın hacdaki ihramlılara benzeme ile ilgili bulunmadığını, hikmetinin bu olmadığını gösterir.(Nevevî agk) Dolayısı ile; dikişli giyme ve koku sürünme mahzurlu olmadığında ittifak vardır. Halbuki bunlar ihramlıya yasaktırlar. Öyleyse ihramlıya yasak olan tıraş ve tırnak kesme de, ihramlı olmayana mahzurlu olmaz, şeklindeki bir kıyaslama isabetli olmamalıdır. Halbuki Ibn Kudâme Imam Azam'ın konu ile ilgili delili olarak bu kıyaslamayı zikreder.(Ibn Kudâme, E1-Mugnî, VNI/619)






24luarr.jpg.png









Zilhicce Ayında Oruç Tutmanın Fazileti Nedir,Hangi Günlerde Oruç Tutmalı

Kurban bayramının bulunduğu aya Zilhicce denir. Zilhicce ayının ilk on gününde yapılan ibadetlerin kıymeti çoktur. Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyledir:

Zilhiccenin ilk günlerinde tutulan oruç, bir yıl oruç tutmaya, bir gecesini ihya etmek de Kadir gecesini ihya etmeye bedeldir.
[İbni Mace]

Zilhiccenin ilk on gecesinde yapılan amel için, 700 misli sevap verilir. [Beyheki]

Zilhiccenin ilk dokuz gününde oruç tutan, her günü için, helal malından yüz köle azat etmiş veya Allah yolundaki mücahidlere yüz at vermiş veya Kâbe’ye kurban için yüz deve göndermiş gibi sevaba kavuşur.
[R. Nasıhin]


Bu on günün hayrından mahrum olan kimseye yazıklar olsun! Bilhassa dokuzuncu [Arefe] günü oruçla geçirmelidir! Onda o kadar çok hayır vardır ki,saymakla bitmez.
[T. Gafilin]

Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutana, her günü için bir yıllık oruç sevabı verilir.
[Ebul Berekat]

Zilhiccenin ilk on günü fazilette bin güne, Arefe günü ise, on bin güne eşittir.
[Beyheki]

Allah indinde zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!
[Taberani]
[Tesbih: Sübhanallah, Tahmid: Elhamdülillah, Tehlil: La ilahe illallah, Tekbir: Allahü ekber, demektir.]

İlk on günün kıymeti

Peygamber efendimiz,Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerin, diğer aylarda yapılan amellerden daha kıymetli olduğunu bildirince, Eshab-ı kiram, (Ya Resulallah, Allah yolundaki cihaddan da mı daha kıymetlidir?) dediler. Peygamber efendimiz, cevabında buyurdu ki: "Evet cihaddan da kıymetlidir. Ancak canını, malını esirgemeden harbe gidip şehit olan kimsenin cihadı daha kıymetlidir."
[Buhari]

Ebüdderda hazretleri buyurdu ki: Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutmalı, çok sadaka vermeli ve çok dua ve istiğfar etmelidir! Çünkü Muhammed aleyhisselam, Bu on günün hayır ve bereketinden mahrum kalana yazıklar olsun) buyurdu. Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutanın, ömrü bereketli olur, malı çoğalır, çoluk çocuğu belalardan muhafaza olur, günahları affolur, iyiliklerine kat kat sevap verilir, ölürken kolay can verir, kabri aydınlanır, Mizanda sevabı ağır gelir ve Cennette yüksek derecelere kavuşur. [Şir’a]


YüCE Allah’ın Adem aleyhisselamı bağışladığı gün, zilhicce ayının ilk on günüdür.

Zilhicce ayının 2.günüde yüce Allah Yunus peygamberin duasını kabul buyurdu.Kendisini balığın karnından çıkardı.

Zilhicce ayının 3.gününde yüce Allah Zekeriya peygamberin duasını kabul etti.
Bir kimse o gün oruç tutarsa.yüce Allah onun duasını kabul buyurur.

Zilhicce ayının 4.gününde İsa Aleyhisselam doğdu.
Bir kimse o günü oruçlu geçirirse,ondan sıkıntı,fakirlik gider.Kıyamet günüde, iyiliksever,keremli yazıcı meleklerle olur….

Zilhicce ayının 5.günüde Musa aleyhisselam doğdu.
Bir kimse o günde oruç tutarsa,münafıklıktan uzak,kabir azabından emin olur.

Zilhicce ayının 6. gününde,yüce Allah peygamberimiz.s.a.v.’e Hayber kalesini almayı nasib eyledi.

Zilhicce ayının 7.günü cehennem kapıları kilitlenir,on günleri çıkıncaya kadar açılmaz.
Bir kimse ogünü oruçlu geçirirse, kendisine yetmiş sıkıntı kapısı kapanır,yetmiş kolaylık kapısını da açar.

Zilhicce ayının 8.günü olan terviye günü bir kimse oruç tutarsa.kendisine o kadar iyilik ihsan edilirki, onların sayısını ancak Allahü azimüşşan bilir.

Zilhicce ayının 9.olan arefe günü bir kimse oruç tutarsa,geçen bir senelik,gelecek bir senelik,günahının bağışlanmasına sebep olur…


" senin için Zilhicce ayından oruç tuttuğun her gün için ; 100 köle azat etmek,100 deve kurban etmek ve ALLAH Teala yolunda üzerine bindiğin 100 at sevabı vardır.


Zilhicce ayının ilk on gününde oruç tutan kimseye Hz.Allah 10 nimet verir
1.ömrüne bereket verir
2.malını artırır
3.ailesini korur
4.günahlarını afv eder
5.sevaplarını kat kat eder
6.canını son nefeste kolay verir
7.kabrini aydınlatır
8.terazisi ağır gelir
9.cehenneme atılmaktan kurtulur
10.cennetteki dereceleri yükselir
 




24luarr.jpg.png









ZİLHİCCE ORUCU

Şimdi tabii orucun sevabıyla ilgili bazı hadis-i şerifleri size nakletmek istiyorum: Enes RA'den rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz buyurmuş ki:

RE. 426/3 (Men sàme yevmen tatavvuan) "Tatavvu olarak, Allah'a yaklaşma vesîlesi olarak, ibadet ve tâat etmiş olayım diye, insan Ramazanın dışında bir gün oruç tutarsa; (felev a'tâ mil'e'l-ardı zeheben mâ vefâ ecrahû dûne yevmi'l-hisâb) hesap gününden evvel yeryüzü dolusu altın tasadduk etse, sadaka verse, hayır yapsa, hasenat yapsa; bu orucu sevabı kadar sevap kazanamaz."

Demek ki, orucun çok büyük sevabı var. O bakımdan biz de konumuzu oruca tahsis ettik, orucun teşvikini yapıyoruz. Çünkü sevabı çok... Nefsi terbiye edici bir ibadet olduğu için, insanın da nefsi terbiye olunca, kâmil insan olduğundan; nefsi terbiye etmediği zaman da, çok ham ve kusurlu kaldığından, orucun mükâfâtı böyle büyük oluyor.

Zâten hadis-i kudsîde Allah-u Teàlâ Hazretleri: "Oruç bana ait bir ibadettir, onun mükâfâtını ben vereceğim! Nasıl verirsem, kendi izzet ve celâlime uygun olarak veririm." diye buyuruyor; duymuşsunuzdur. Oruca ait mükâfâtın çok verileceği işaret edilmiş.

Şimdi tabii bu günlerde... Çok mübarek günler, Kur'an-ı Kerim ayetlerinde zikredilmiş günler... Sahabe-i kirâm da, Peygamber Efendimiz de bu günlerde ibadetlerini aşk ile, şevk ile arttırmış. Onun için biz de, unutulmuş olan bu ibadetleri canlandıralım! Sünnet-i seniyyeye dönüş, asr-ı saadete dönüş böylece adım adım, gün gün, fiil fiil, eylem eylem tahakkuk etmiş olsun.

Oruçla ilgili yine Peygamber Efendimiz'in, Abdullah ibn-i Amr ibnü'l-As RA'dan rivayet edilmiş bir hadis-i şerifini belirteyim:

RE. 308/14 (Samtu's-sàimi tesbîhun) "Oruç tutanın susması tesbihe geçer." Yâni susuyor, sükût ediyor; tesbih ediyormuş gibi sevap kazanır.

(Ve nevmühû ibâdetün) "Uyuması ibadete geçer." Yâni mecbur oldu uyudu; çok çalıştı, yoruldu, gece uykusuz kaldı, gündüz uyudu; o da ibadete geçer. Uykusu bile ibadete sayılır.

 (Ve duàuhû müstecâbün) Hacıların duası müstecâb olduğu gibi, bakın hacca gelemeyenlere de müjde bu; memlekette oruç tutanların da duası müstecâbdır.

(Ve amelühû mudàafun) İşlediği amellerin mükâfaatı da kat kat fazladır. Oruç tuttuğu için, sevapları da kat kat fazla veriliyor."

Onun için size bu günlerde namaz tavsiye ederiz; sevaplı namazları kılın! Oruçları tavsiye ederiz; oruçları tutun! Zikri tavsiye ederiz; tesbih, tehlil, tekbir, tahmid edin, bu zikirleri yapın! Hayır hasenât yapın ve bugünlerin feyzinden istifade edin, kaçırmayın!

b. Arefe Günü Orucu
Bütün bu günleri Peygamber Efendimiz dokuz gün oruç tutarmış da, özellikle Arafe gününün orucu ile ilgili hadis-i şerifleri size okuyayım. Abdullah ibn-i Amr ibnü'l-As'tan ve Ebû Said e'l-Hudrî RA'dan rivayet edilmiş bir hadis-i şerif:

RE. 426/1 (Men sàme yevme arafete gufira lehû seneteyn) "Kim Kurban Bayramından bir gün önceki Arafe gününde oruçlu olursa, iki senelik günahı mağfiret olunur. (Senetün emâmehû) Önünde gelecek sene birisi; (ve senetün halfehû.) birisi de geride bıraktığı, yaşayıp tükettiği sene..."

Demek ki geçmişe de şümûlü var, faydası var, geleceğe de faydası var.

Başka bir rivâyet:
RE. 308/15 (Savmü yevmi arafeh) "Arafe gününün orucu, (yükeffiru seneteyn) iki senenin günahını bağışlattırır, affettirir; (mâdıyeten ve müstakbileten) geçmiş senenin ve müstakbel senenin..."

Bu hadis-i şerifin arkasında bir cümle daha var, hadis-i şerifi yarıda kesmeyelim, onu da ileriye dönük bir müjde olarak okuyalım:

(Ve savmi àşûrâ', yükeffiru seneten mâdıyeh) "Aşûre orucu da geçmiş senenin günahlarını bağışlattırır." diye buyurmuş Peygamber Efendimiz.

Aşûre orucu ne zaman olacak?.. Bu Zilhicce ayı bitecek, Muharrem ayı gelecek, Muharremin onunda olacak. Yâni bir ay kadar sonra olacak. "Peygamber Efendimiz o günü de oruçlu geçirirdi diye, hadis-i şeriflerden biliyoruz.

Bu Aşûre ile ilgili bir hadis-i şerif daha, Abdullah ibn-i Amr ibnü'l-As'tan nakledeyim:
RE. 426/6 (Men sàme yevme'z-zîneti edreke mâ fâtehû min sıyâmi's-seneti, ya'nî yevme àşûrâ') "Kim yevm-i zînette, yâni Aşûre günü, yâni Muharrem'in onuncu günü oruç tutarsa; (edreke mâfâtehû min sıyâmi's-seneti) geçirmiş olduğu seneden tutamadığı nafile oruçların sevabını yakalamış olur." Demek ki defterimize yazacağız, takvimimize işaret edeceğiz, önümüzdeki aşûre günü oruç tutacağız.

Tabii sırf onunu tutmayıp, dokuz ve onunu tutmak veya on ve onbirini tutmak şeklinde tavsiyesi var Peygamber Efendimiz'in. O günleri oruçlu geçirmeğe gayret edin!

Bir de Terviye günü var biliyorsunuz, Zilhiccenin sekizinci günü... Yâni hacıların Arafat'a çıkmasından bir gün önceki gündür. O zaman artık yolculuk oluyor diye çeşmelerde, kuyularda develeri iyice sulayıp, suya kandırırlarmış. Deve suyu da depo edebiliyor, biliyorsunuz. Onun için Terviye, suya kandırma mânâsına geliyor. Develeri iyice besleyip hac hazırlığına girişme günü olmuş oluyor.

Arafat yolu uzun olduğundan bir günde gitmezlerdi, Terviye gününde Mina'ya kadar gidilirdi. Mina'da beş vakit namaz kılardı Peygamber Efendimiz.

RE. 309/3 (Savmü yevmi terviyeh) "Kim bu Zilhiccenin sekizinde, yevm-i terviyede oruç tutarsa; (keffâratü seneten) bu oruç, bir senelik günahın keffâreti olur. (Ve savmü yevmi arafate keffâratü seneteyn) Arafe gününün orucu da, iki senenin günahına keffâret olur." Bir geçen senenin, bir de gelecek senenin diye, onu biliyorduk.

Onun arkasından da bayram geliyor, Arafeden sonraki gün bayram oluyor. Bayram gününe de yevm-i nahr derler. Nahr, deveyi kurban etmek demek... Biz de kurban bayramı diyoruz. Iyd-i adhâ da deniliyor; adhâ da kurbanlık hayvanın ismi... Yâni kurbanlık hayvanı kesme bayramı mânâsına geliyor. Bu günler de çok önemli günler. Çünkü Ebû Dâvud'un süneninde kaydedildiğine göre Peygamber SAS buyurmuş ki:

(İnne a'zame'l-eyyâmü inda'llàh) "Allah indinde günlerin en hayırlısı, en muazzamı, en büyüğü, (yevme'n-nahri) Kurban bayramı olan gündür. (Sümme yevme'l-karri) Sonra Mina'ya hacıların gelip çadırlarına yerleştiği gündür." O da Zilhiccenin onbirinci günü olmuş oluyor.

Demek ki bu günler hakkında, Zilhiccenin on günü hakkında, Zilhiccenin özellikle dokuzu (Arafe günü) hakkında, bayram günü hakkında ve bayramın ikinci günü hakkında çok hadis-i şerifler var, rivayetler var, teşvikler var. Peygamber Efendimiz dokuz gününü oruç tutardı. Bayram günü oruç tutmak haramdır, biliyorsunuz. Kurban bayramında herkes kurban eti yiyecek, bayram edecek. Allah'ın bayram edin dediği zamanda, oruç tutmak uygun olmuyor.

Kurban günleri senenin oruç tutulmayan günleridir. Ama Terviye gününde, Arafe gününde oruç tutmayı tavsiye ederim. Kardeşlerimiz hiç kaçırmasınlar, Türkiye'deki kardeşlerimiz o günleri oruçlu geçirsinler! Hattâ daha önceden oruç tutmalarını arttırsınlar! Bu Zilhiccenin on gününde ne kadar çok tutarlarsa, sevapları o kadar çok olur. Bizi de duadan unutmasınlar...

Allah bu günlerin feyzinden, bereketinden, mânevî mükâfâtından, ikramlarından faydalanmayı nasîb etsin... Hepimize çok büyük mükâfâtlar ihsân eylesin... Bayrama ulaştırsın... Bayramı rızası vechile idrak etmeyi, bayramı hakîkî bir bayram olarak yapmayı nasîb etsin... Nice nice bayramlara, mübarek günlere sıhhat afiyetle eriştirsin...

Tabii, müslümanın asıl bayramı ahirette, cenneti kazandığı zaman olacak. Cenneti kazanıp cennete girmeyi; cehenneme düşmeden, azaba uğramadan, doğrudan doğruya cennete gitmeyi, Peygamber Efendimiz'e komşu olmayı Cenâb-ı Hak cümlemize nasîb eylesin...

Peygamber Efendimiz'in sünnetini tuta tuta, Peygamber Efendimiz'in sevgisi, rızası kazanılır. Sünnetini ihyâ etmek lâzım! Yâni ölmüş olan, unutulmuş olan güzel adetleri tekrar diriltmek lâzım! İhyâ, tekrar diriltmek demek. Biz bunları böyle kitaplardan okuyacağız, sizlere hatırlatacağız. Sizler de bu güzel sünnetleri, Efendimiz yapanmış; sahàbe-i kirâm da Efendimiz'in sünnetine uygun olarak ısrarla, aşk ile, şevk ile yaparlamış; çarşıda pazarda herkes yüksek sesle tekbir getirirmiş, zikir yapılırmış, nice nice hayırlar yapılırmış diye, bu güzel ibadetleri canlandıracağız, yapacağız ki, Allah ibadet ettikçe lütfedecek, kötülükler, şerler def olacak, ref olacak; üzerimizdeki fitneler, belâlar kalkacak; maddî mânevî hayır bereket gelecek... Beldelerimize bereket yağacak.



Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan





24luarr.jpg.png




Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages