Batı Şeria’daki küçük bir kasabada sıradan görünen bir girişim, beklenmedik biçimde büyük bir ulusal güvenlik krizine dönüşür. Yoğun baskı, ağır vergiler ve tam denetim altında yaşayan kasaba halkı, silaha başvurmadan direnmenin bir yolunu ararken yaratıcı ve kolektif bir çözüm geliştirir. Bu çözüm, kısa sürede sadece ekonomik bir alternatif olmaktan çıkar; dayanışmanın, sivil zekânın ve örgütlü itaatsizliğin simgesine dönüşür.
