Gördüğüm kadarıyla İstasyon caddesinde 2 yeni kafe açılış hazırlığında.
Sizce bu kadar kafe, bar köyümüze fazla değil mi?
Buraya genellikle köyümüzde yaşamayan insanlar geliyor. Bu da araç yoğunluğunu arttırıyor. Caddelerde park eden araçlar otobüsün geçişine engel olduğu gibi aracımızı park edecek yer bulamıyoruz. |
Gördüğüm kadarıyla İstasyon caddesinde 2 yeni kafe açılış hazırlığında.Sizce bu kadar kafe, bar köyümüze fazla değil mi?Buraya genellikle köyümüzde yaşamayan insanlar geliyor. Bu da araç yoğunluğunu arttırıyor. Caddelerde park eden araçlar otobüsün geçişine engel olduğu gibi aracımızı park edecek yer bulamıyoruz.
--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "YESiLKOY" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için yesilkoy...@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu grubu http://groups.google.com/group/yesilkoy_BAKIRKOY?hl=tr adresinde ziyaret edebilirsiniz.
Haydar Bey,
İnci Pastanesi ya da İstiklal Caddesi evrim geçirirken Yeşilköy’de eskisi gibi olamayacak.
Hangi konak, köşk geriye kaldı ki İstasyon Caddesi eski haliyle kalsın!
Yeşilköy’de oturan Ermeni, Rum, Yahudi, Süryani ve Levantenler’i kaçıran zihniyet ve giderlerken sessizce seyreden bizler zaten treni çoktan kaçırdık.
Bu semte cumhuriyetten önce vapur seferi düzenleniyordu; şimdilerde ise yazları “beyaz donlu çoğunluk
pilaj”a sefer düzenliyor.
Şefik Özdem
(1966’dan beri Yeşilköy’lü)
Cuma öğleden sonra İnci Pastanesinin önünden geçerken bir paravan gibi önünü kapatmış kamyonları görünce bir gariplik olduğunu anlamıştım. Kamyonların pozisyonu oradan geçen insanlardan bir şey saklanıldığını açık ediyordu. Kamyonları görmeden birkaç adım önce ise, vitrininde zararına satışlar yazan ya da çoktan kepenk kapatmış küçük dükkanları gördüğümde büyük AVM’lere karşı bu küçük dükkanların çoktan savaşı kaybettiklerini düşünüyordum.
Bunları düşünerek bir yere oturdum ve bilgisayarımı açtım. Açar açmaz da ilk karşılaştığım haber İnci Pastanesinin bugün, devam eden mahkeme kararı dahi beklemeksizin nasıl apar topar boşaltıldığını yazıyordu. İnsan demek ki yaşadığı, soluduğu yerle ilgili garipliği bilgiye sahip olmasa da seziyordu.
Birkaç saat sonra yeniden İnci Pastanesinin önüne gittiğimde sadece boşaltılmış değil neredeyse vandal bir şekilde yerle bir edilmiş bir mekana bakıyordum. Eski ahşap eşyalar, aynalar, cam raflar, her şey büyük bir acele ve öfkeyle, neredeyse intikam alır gibi, ortalığa saçılarak kamyonlara yükleniyordu.
Ben oraya geldiğimde boşaltma işleminin sonuna geliniyordu. Karşımda artık İnci Pastanesi değil, bir talan manzarası vardı.
Oysa çok değil, belki en fazla 10 yıl önce, Taksim’e sinemaları ve kitapçılarıyla tanışmak için gidip gelmeye başladığım zamanlardaki halini hatırlamaktan kendimi alamadım.
Sonrasında Taksim’in sinemaları, tiyatroları ve kitapçılarının yanında, yaşımın büyümesiyle gece hayatıyla ve politikaya bulaşmamla birlikte aktivizm hayatıyla da tanıştım. O nedenle Taksim ve İstiklal caddesini sadece tek bir yönüyle değil, birçok yönüyle yaşama fırsatım oldu. Bu, Taksim’de yaşanan değişimi de çok boyutlu hissetmemi sağladı.
Geriye dönüp bu geçen 10 yıla baktığımda, adım adım maruz kaldığımız dönüşümün Taksim’i bir şehrin hareketli merkezinden bir cendere merkezine doğru evrilttiği apaçık ortada. Elbette tek bir yönden bakıldığında Taksim’de alışveriş yapılacak yerler, o yerlerin içinde kompleks sinemalar, büyük kitap dükkanları, eğlence merkezleri var. Fakat artık Taksim’in bir kimyası yok ve evet, artık gerçekten de tek boyutlu bir yer olmasına çeyrek kaldı.
Niyetim burada ezbere bir nostalji yapmak değil. Çünkü insanlar gibi mekanlar da, içinde yaşayan insanlarla birlikte dönüşür. Mesele ille de eski binaların durması da değil. Burada esas mesele Taksim’de yapılan dönüşümün orada yaşayan ve orayı yaşatan insanlara rağmen yapılması. Binalar kullanım alanları kalmadığı için değil, büyük sermayedarların kullanımı için yıkılıyor ya da dönüştürülüyor olması. Küçük dükkanların modası geçtiği için değil, büyük markalarla baş edemedikleri için kapanıyor olması. Taksim’deki fiziksel dönüşüm burada yaşayan ya da burayı yaşatan insanlar için değil, burada yaşamayan insanlar için yapılıyor olması. Kültürel mekanların ise meta değeri olduğu kadar yaşam alanı bulabiliyor olması.
Bu haliyle Taksim’deki bugünkü kazılar İstanbul’da yaşayanların bu mekanı kullanamamalarını sağlayacak bir planın uygulaması olarak hayatlarımızın ortasına darbeyi vuruyor. Aslında belki daha doğrusu küçük bir azınlığın yararlanabileceği bir alan haline getiriliyor. Zaten gezi parkının ziyan edilip üzerine topçu kışlasının yeniden inşa edilmesi ile ilgili yorum yapan başbakan da bunu açıkça söyledi; tabii ki burası herkesin elini kolunu sallayarak girdiği bir yer olmayacak.
Taksim çok yakında steril bir turizm merkezi olacak, yazılı olmayan ama herkesin kabulü olan kendiliğinden bir vize uygulamasının olduğu ve herkesin elini kolunu sallayarak giremediği bir makyaj harikası olacak. Bunu öngörmek için ne kahin olmaya ne de muhalif olmaya gerek yok. İstiklal caddesine çıkıp şöyle alıcı gözle bakan herkesin hemen fark edebileceği bir gelecek bu.
İnci Pastanesinin önünde dururken, insanın hayatının gözünün önünden geçmesi gibi yaşayanı olarak Taksim’in şahit olduğum 10 yıllık süreci gözümün önünden film şeridi gibi geçti ve bugünkü bu rantsal dönüşümün nasıl bir şiddet olduğunu yeniden iliklerime kadar hissettim.
Aynı zamanda bu şiddeti durduramamış olmanın sorumluluğunu ve acısını da hissettim.
Belki elimizden kayıp giden Taksim’e dair, bunu durduracak bir şey yapamadım ya da yapılanların yeteri kadar parçası olamadım ama bu yazı da bu kentsel dönüşüm şiddetine maruz kalanlardan biri olarak, benim tanıklığım olarak kayıtlara geçsin istedim.
--
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "YESiLKOY" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba kayıt göndermek için
yesilkoy...@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu grubu http://groups.google.com/group/yesilkoy_BAKIRKOY?hl=tr adresinde ziyaret edebilirsiniz.
This message and attachments are confidential and intended solely for the individual(s) stated in this |
Bu mesaj ve ekleri, mesajda gonderildigi belirtilen kisi/kisilere ozeldir ve gizlidir. Bu mesajin muhatabi |
VALE hizmetini kafeler veriyor bildiğiniz gibi. Demek ki siz de aynı görüştesiniz. --- On Wed, 12/12/12, yeliz bilen <yeliz_...@hotmail.com> wrote: |