YESiLKOY

Contact owners and managers
1–30 of 78
             Yeşilköy 1924 yılına kadar Ayastafanos (St.Stefano St.Etienne ) adını taşımıştır. Yeşilköy adı semte 1930'da, İstanbul'un idari yapısının yeniden düzenlenmesi sürecinde verilmiştir 1924 yılında uzun yıllar burada oturmuş ünlü yazarımız HALİT ZİYA UŞAKLIGİL ‘in teklifi üzerine YEŞİLKÖY olarak adı değişmiştir. Türk edebiyatının tanınmış simalarından Halit Ziya Uşaklıgil'in uzun yıllar Yeşilköy'de oturduğu ve semtin bu adı almasında büyük rol oynadığı bilinmektedir.

Evliya Çelebiye göre ise: Ayastafanos adı birçok tarih kitabında, özellikle Tevarih-i Ali Osmani de, adından uzun uzadıya bahsedilen İstanbul'un efsanevi kurucusu Madyan oğlu Yanko'nun oğlu Aya İstefan'dan gelmektedir.

Ençok bilinen ve dilden dile söylenen ise Eski adının bir Hıristiyan azizinin isminin olduğu ve onun adına Yeşilköy de yapılmış ancak bu güne kadar gelememiş eski bir kiliseden aldığıdır.

Yeşilköy e eski adını veren bu aziz Yeşilköy ile ilgili hikâyesi dilden dile aktarılan ve çok değişik anlatımları olan bir söylence niteliğindedir.

Tarihi kaynaklarda Aziz Stephanus olarak geçen bu aziz Hıristiyanların ilk din kurbanlarından ve diyakoslarından birisidir. Gamaiel ‘in çömezi olup Hemsinden sonra din değiştirmiştir. Yahudiler tarafından Musa ya küfür etmekle suçlanmış Kudüs din mahkemesine çıkarılarak suçlu bulunmuş ve M.S. 33 te taşlanarak öldürülmüştür.

Bu olaydan uzun bir zaman sonra bu azizin mezarı Filistin de yapılan bir araştırma sonunda bulunur. Mezarda bulunan kemikleri o zamanki Bizans İmparatoru tarafından İstanbul ‘a getirilir. Ancak haberi alan Papa bu kemiklerin Vatikan a getirilmesini isteyince kemikler bir gemi ile İstanbul’dan Vatikan a doğru yola çıkarılır.

İstanbul limanından ayrılan gemi bugünkü YEŞİLKÖY burnu önlerine gelince büyük bir fırtınaya tutulur ve yoluna devam edemeyerek fırtınanın dinmesi için YEŞİLKÖY sahillerine yanaşır.

Aziz in kemiklerini götüren heyet şiddetli fırtınanın devam etmesi üzerine karaya çıkmak zorunda kalırlar. Azizin kemiklerini taşıyan lâhdi de bugünkü Rum Kilisesinin bulunduğu yerde kurdukları söylenen bir çadırın içine koyarak fırtınanın dinmesini beklerler. Fırtına 10-12 gün sürer.

Fırtınanın dinmesinden sonra heyet buradan ayrılarak yollarına devam ederler. Daha sonra fırtına süresince kemiklerin saklandığı yere bu olayın anısına azizin anısını taşıyan birde Manastır yapılır. Köyde zamanla gelişir ve AYASTAFANOS adıyla anılmaya başlar