Soğuk Savaş döneminde CIA'in Türkiye'deki en önemli adamı Ruzi Nazar'dı. ABD'nin Türkiye'de yaptığı hemen her operasyonu o yönetiyordu. Nazar'ın Türkiye'de üç yakın dostu vardı. Alparslan Türkeş, 1960'ların efsane MİT müsteşarı Fuat Doğu ve MİT'in Türki Cumhuriyetler'deki has adamı Enver Altaylı. 1980 öncesinde Enver Altaylı, Türkeş'in danışmanlığını yapıyordu.
Ruzi Nazar İran'daki Argo operasyonundan Afgan direnişçilerin Ruslara karşı örgütlenmesine kadar çok aktif rol oynamıştı. Tek yaptığı bu değildi. CIA operasyonları sadece sahada yapmıyordu, zihni olarak da bir takım faaliyetleri vardı. Bu yüzden de bazı psikiyatrlar devreye sokuldu.
Ruzi Nazar'ın Profesör Saim Giray'la özel bir ilişkisi vardı. Saim Giray aynı zamanda ABD vatandaşıydı ve New York'ta kliniği vardı. Soğuk Savaş yıllarında bir ayağı devamlı Türkiye'deydi. Kendisi Kırım Tatarıdır. 1930'lu yıllarda doğmuş, özel hobileri arasında uçak kullanmak, yatla seyahat etmek olan biri. Kırım Türkleri Diasporası'nda çok tanınan Mustafa Cemiloğlu ve ekibi ile yakın ilişkisi olan birisi.
İddialara göre CIA'in ve bazen de İngilizlerin bütün operasyon şekillerinde psikiyatr olarak Giray'a başvurulurdu. Ruzi Nazar ne zaman psikolojik bir vaka olsa hemen Giray'ı arıyordu. Giray yılın altı ayını Türkiye'de, altı ayını ABD'de geçiriyordu.
Bir diğer ilginç isim Erol Üçer. Uzun yıllardır ABD'de yaşayan ve Michigan'da kliniği olan Üçer'in en büyük hobisi pul koleksiyonculuğu yapmak. Tıpkı Saim Giray gibi Üçer de ABD vatandaşı. 2005 yılında Erol Üçer New York-Moskova-İstanbul arasında uçarken Maya Sitesi'ndeki evine hırsız giriyor. O dönemin gazetelerine yansımıştı bu olay. Hırsızlar mücevherat ve laptop çalıyorlar ama daha enteresanı pahalı pul koleksiyonundaki tüm pullar da yırtılmıştı. Maya gibi güvenliğin had safhada olduğu bir siteye hırsız nasıl girdi tartışılmamıştı bile.
Giray ve Üçer'in çok yakın bir dostları var. Daha önce bu sütunda sıkça bahsettiğim İbrahim Keresteciyan Türker. Türkiye'nin yakın tarihinde birçok kritik olayda Keresteciyan Türker'in aktif rolü ve dahli vardı. Söylenenlere bakılırsa ABD ve İngiliz hegemonyasındaki ailelerde eğer bir buhran veya psikolojik travma olursa bu iki isim müdahale edip sır kapsamında olan olayların dışarı sızmamasını sağlıyorlardı.
1970'lerde adı çokça geçen Zihni İpek adında bir mafya babası vardı. Genelde eroin, uyuşturucu işleri yapıyordu. Silah kaçakçılığı konusunda da uzman biriydi. 1973'de dönemin Emniyet Müdürü Şükrü Balcı MİT'le temas ederek Zihni İpek'le silah yakalatma konusunda anlaştıklarını ve aranmasından vazgeçilmesini talep etmişti. Bu talebi tereddüt yaratmasına rağmen kendisine olumlu cevap verilmişti.
Zihni İpek, İbrahim Keresteciyan Türker'in adamıydı ve onun adına hareket ediyordu. 1990'lı yılların başında ağır bir psikoz geçiren Zihni İpek'i Yeşilköy'deki meşhur bir hastanede tedavi eden Saim Giray'dı. Bu olay uzun yıllar saklanmıştı ama gerçek böyleydi.
Bir diğer ünlü psikiyatr ise kamuoyunun iyi bildiği bir isim: Prof. Dr. Vamık Volkan. O da ABD vatandaşı. Aslında siyaset bilimci ama psikanaliz uzmanı olarak da geçiyor. Bilinç, bilinçaltı konularında Vamık Volkan'ın çalışmaları var. Dünyanın sorunlu olan hemen her bölgesine dair Volkan'ın çalışmaları vardı. İsrail, Kafkaslar, Bosna-Ersek, Ukrayna, Kıbrıs gibi hemen her yer Vamık Volkan'ın ilgi alanına giriyordu. Norman Itkowitz'le beraber yazdığı 'Ölümsüz Atatürk' kitabı çok ilginçtir. Atatürk'ü psikolojik olarak çocukluğundan itibaren inceleyen bu eser okuyanlarda Atatürk imgesinin zihinlerde soru işareti oluşturmasına sebep oluyor.
Çok iyi yazılmış, ince araştırılmış bu kitapta Volkan ve Itkowitz Atatürk'ün aldığı her kararı geçmişte yaşadığı olayların üzerinden doğal etkilerine bağlıyordu.
Vamık Volkan'ın CIA ajanı olduğu sıklıkla dile getirildi. Kendisi bunu her defasında yalanladı. Elbette kimsenin ajan olup olmadığı bilinemez. Çünkü böyle bilgilerin doğrulanma şansı yoktur. Ama ortada ciddi kuşkular olduğu ve Volkan'ın ABD'nin diplomatik ve askeri olarak bulunduğu her ülkede çalışmalar yaptığı da su götürmez bir gerçek.
II. Dünya Savaşı'nda Nazi Güvenlik Bölüğü'nde Yunan direnişçilerin izini süren CIA ajanı Albay Georgios Papadopoulos Yunanistan'da 1967'de darbeyle iktidara gelmiş ve Başbakan olmuştu. Ne ilginçtir Yunanistan'da mine eteği, yabancı gazeteleri ve uzun saçı yasaklayan ve cinsellikle ilgili birçok işkence yaptıran Papadopoulos kendisi gibi CIA ajanı olan psikiyatrlardan ciddi yardım almıştı.
Şimdi benzer yöntemleri Alman gizli servisi BND kullanıyor. Türkiye'nin büyük sermaye ve medya gruplarıyla bağı olan Almanlar psikolojik ve sosyolojik alana da el attılar. Devşirdikleri bazı psikiyatr ve sosyologlar üzerinden psikolojik harbin en alasını onlar deniyorlar. Eskiden olsa başarılı olurlardı ama günümüzde işleri zor. Tabii temkini ve önlemi elden bırakılmazsa.
Twitter.com/cemkucuk5