Harun Yahya (Adnan Oktar) Hakkinda

2 views
Skip to first unread message

Specops

unread,
Feb 1, 2007, 6:22:51 PM2/1/07
to Vatansewer
Şok eden itiraflar

Asım GÜNEŞ, Toygun ATİLLA


Hürriyet, Adnan Hoca'nın Emniyet'teki ifadesini ele geçirdi. Sindirmek
istediği kişilere komplo düzenlettiğini itiraf eden Adnan Hoca, birçok
ünlünün yer aldığı şantaj listesini de açıkladı.

İSTANBUL Polisi'nin 12 Kasım 1999'da 50 adrese birden düzenlediği
baskınlar sonucu başında bulunduğu şantaj çetesi çökertilen Adnan
Oktar, sindirmek istediği kişilere 'imamlar'ı aracılığıyla komplo
düzenlettiğini itiraf etti. Oktar, polisteki ifadesinde, imamlarına
emir vererek, cinsi münasebette bulunurken gizli video görüntülerini
çektirdiği ya da pornografik görüntülere fotomontaj yaparak basın
kuruluşlarına ve yakın çevrelerine göndererek sindirmeye çalıştığı
kişilerin listesini açıkladı.


LİSTE ÜNLÜ DOLU


Oktar, Emniyet'teki ifadesinde, manken Ebru Şimşek, dansözler Leyla
Adalı ve Tanyeli'ye 'fahişe oldukları için' şantaj yaptırdığını itiraf
etti. Clup 2019'un sabihi Ceylan Çaplı da, Adnan Hoca'nın
müritlerinden biriyle evli olan kızının boşanmasını sağlayınca,
çetenin hışmına uğramış. Oktar'ın ifadesine göre, Prof. Dr. Adnan
Ziyalar, Adli Tıp'ta görevliyken, Tura Turizm'in sahibi Çetin Saraç'ın
kızını, Adnan Hoca çetesinden kurtarmasına yardım edince, rüşvet
tuzağına düşürülmüş.


YILMAZ'A MASON KOMPLOSU


Oktar'ın itiraflarına göre, şantaj listesinde politika dünyasından
Mesut Yılmaz, Mehmet Ağar, Celal Adan, Meral Akşener; basın
sektöründen de Dinç Bilgin, Zafer Mutlu, Fatih Altaylı, Ayşe Özgün,
Ayşe Arman ve Savaş Ay'ın adı yer aldı. Hoca'nın imamları, Semra
Özal'ın papatyalarından Nadire İçkale ile Eyilik Ailesi'ne de şantaj
yapmışlar.


MHP VE DYP'YE DESTEK


DYP Lideri Tansu Çiller ve MHP İstanbul Milletvekili Mehmet Gül başta
olmak üzere MHP ve DYP'ye destek verdiklerini açıklayan Adnan Hoca,
''Seçim öncesinde Mesut Yılmaz'a fotomontajla mason elbisesi giydirip
gazetelerde yayınlanması talimatını ben verdim. Çünkü, 1991 yılında
başbakanken beni haksız yere gözaltına aldırmıştı. DYP'nin, ANAP'ın
kaybedeceği oyları alması bizim işimize gelirdi'' diye konuştu.


BABUNA İTİRAFI


Örgütten ayrılanları kendi aleyhlerine faaliyet gösteriyor gibi kabul
ettiklerini açıklayan Adnan Oktar, ''Örgütten ayrılanları rezil etmek
gibi bir stratejimiz vardır. Bu nedenle geçmişte çocuklarını bizden
ayıran aileler hakkında şantaj ve tehdit faaliyetlerinde bulunduk.
Çocukları, kiralanan evlerde birlikte tutup, ailelerinden kopartırız.
Hiçbiri benim talimatlarım dışına çıkmaz'' dedi. Adnan Hoca, kız
kardeşleri Tuğba ve Hüma Babuna'nın müritleri arasında olduğunu
söylediği kan kanseri olan Oktar Babuna için süzenlenen ve skandala
dönüşen kan kanpanyasının kendi emriyle başlatıldığını da kabul etti.


Nasıl Adnan Hoca oldum

ADNAN Oktar, beş parasız sürünürken nasıl Adnan Hoca olduğunu,
trilyonlarla nasıl oynadığını polis ifadesinde tüm açıklığıyla
anlattı:


''1956 yılında Ankara'da doğdum. 1979 yılında Fındıklı'daki Güzel
Sanatlar Akademisi'ni kazandım. 3'üncü sınıfta öğrenci olayları
nedeniyle okulu bıraktım. Daha sonra İ.Ü. Felsefe Bölümü'ne kayıt
yaptırdım ve yine öğrenci olaylarından dolayı okulu bıraktım.


1986'da Bulvar Gazetesi'nde yazdığım bir yazıdan dolayı Ümmetçilik
propagandası yapmak suçundan tutuklandım ve 9 ay cezaevinde kaldım. 10
ay Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde kaldım.


DİNİ BİLGİM YOK 1987'de Harun Yahya adıyla Yahudilik-Masonluk isimli
kitap yazdım. Dini eğitimim olmadığı doğrudur. 1979-80 yıllarında
Adnan Hoca Grubu olarak bilinen örgütlenmeyi tek başıma oluşturmaya
başladım. O dönemde Yasin Gürlek ve 2-3 kişi daha benim yanımda idi.
Daha sonra Akademi öğrencileri arasından 20-25 kişilik bir grup
oluşturdum. Gürlek halen benim müridimdir ancak örgüt içinde bir
görevi yoktur. 1991 yılında Bilim Araştırma Vakfı'nı kurana kadar
geçen süre içerisinde örgütlenme ve faaliyetlerime devam ettim.''


1993'te müritlerimden Fırat Develioğlu'nun bizim için kiralamış olduğu
Kandilli'deki villaya taşındım. Buranın kirası bildiğim kadar 3.5
milyar lira. Silivri'deki çiftliğe ben gitmem, müritlerim orada
kalır.''

Yakalandığında aşk yapıyormuş

ADNAN Oktar, 12 Kasım gecesi yapılan baskın sırasında polisin
kendisini uygunsuz vaziyette yakaladığını itiraf etti. Oktar, polise
verdiği ifadesinde, ''Beni yakaladığınız akşam Bahadır Güven bana
birlikte olmam için Tuğçe isimli kızı getirmişti'' diye konuştu.
Şebekelerinin içinde 'Bacılar' adı verilen kadınlarla cinsel ilişkiye
girmenin yasak olduğunu söyleyen Oktar, 'Cariye' adını verdikleri
kadınların ise müritler, abiler (İmamlar) ve kendisi tarafından 'cinsi
olarak kullanıldığını' itiraf etti.

18 yıl hapsi isteniyor

İSTANBUL DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Bilim Araştırma Vakfı Fahri
Başkanı 'Adnan Hoca' lákaplı Adnan Oktar ve müridleri hakkındaki
soruşturmayı tamamladı. DGM Savcısı Ahmet Gürses'in hazırladığı
iddianamede, Adnan Oktar ve kurduğu 'örgütün' 32 yöneticisi hakkında
'tehdit ile menfaat sağlamak', 'çıkar amaçlı örgüt kurmak' suçlarından
18 yıla kadar ağır hapis istendi. Sanıkların hüküm giymesi halinde,
ele geçirilen tüm mallarına devlet tarafından el konulması da talep
edildi.


İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan yazılı açıklamada,
Adnan Hoca ile birlikte hapis istenen sanıkların isimleri şöyle
sıralandı:


Fırat Develioğlu, Emre Nil, Halil Hilmi Müftüoğlu, Mustafa Kemal Gül,
Hasan Basri Güner, Uğur Örmen, Ferhat Terkoğlu, Ufuk Özturgut, Hatice
Tijen Öztemir, Alev Ulaşoğlu, Meltem Arıkan, Korkut Yasa, Burak Abacı,
Kartal İş, Turgut Aksu, Altuğ Müştak Berker, Burak Sanver, Seçim Köse,
Tarkan Yavaş, Ali Suat Kütahnecioğlu, Tolga Horoz, Adnan Tınarlıoğlu,
Emre Çalıkoğlu, Bahaettin Selçuk Hazineci, Atilla Menevşe, Mesut
Soltay, Muhammed Cihat Gündoğdu, Mehmet Murat Atmaca, Murat Terkoğlu,
Gökalp Barlan ve Ersin Alacadağ.


Adnan Oktar'ın fahri başkanı olduğu Bilim Araştırma Vakfı'nın sözcüsü
olan ve operasyon başladıktan sonra kayıplara karışan Bahadır Güven
ile 3 arkadaşı hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı. DGM
savcılığı tarafından açılan davadan, dosyaları ayrılan Güven ile diğer
3 kişinin aranmasına devam edildiği bildirildi.

Şantaj çetesinin iç yüzü


ADNAN Oktar, polisteki ifadesinde kurduğu şantaj şebekesinin sistemini
de tüm ayrıntılarıyla anlattı. Oktar, ''Hoca, yani lider 'Ahmet Abi'
kodunu kullanan ben Adnan Oktar, benden sonra yapılanmada 'İmamlar'
dediğimiz örgütü yöneten bir nevi konsey yapılanması vardır'' diye
konuştu.


İMAMLAR Çetede, 'İmamlar' direkt olarak Oktar'a bağlı çalışıyorlar.
İmamların başlıca görevi Oktar'ın verdiği talimatları yerine getirmek.
Ayrıca gruba eleman temini ve imam seviyesinde olmayan diğer müritleri
yönlendirme ve yönetme görevleri imamlara ait. Oktar ifadesinde,
''Erkek imamların bir görevide bana ilişkide bulunmam için kadın ve
kız getirmektir. Müritlerimin zengin, zeki, akıllı ve kültür ve güzel
kişilerden olmasına özen gösteririm. Bunun nedeni bu şahısların
çevrelerinin geniş olması, böylece örgüt olarak daha kısa sürede
güçlenmemizi sağlamalarıdır'' diye konuştu. Oktar'ın 'konsey üyeleri'
olarak adlandırdığı 7 imamın kimlikleri ve özel sorumluluk alanları
ise şöyle:


Bahadır Güven (siyasi çevreler ile çetenin işlerini takip),


Fırat Develioğlu (hukuk-araştırma),


Emre Nil (mali işler),


Bülent Tatlıcan (yazı işleri ile ilgilenir fikirler üretir),


Uğur Örmen ve Ferhat Terkoğlu (sekretarya görevi, kitap yazma
çalışmaları, yemek yapma),


Timur (mali yardım).


BACILAR Bayan imamlar olarak da adlandırılar 'Bacılar', 4 ayrı evde
kalan ve ailelerinden ayrılarak çeteye katılan bayan müritlerden
sorumlu olarak çalışıyorlar. Bacılar aynı zamanda Oktar'ın kitap yazma
işinde de rol alıyorlar. Örgütlenme içerisinde Bacılar'la herhangi
cinsel ilişkiye girmek yasaktır. Bacılar grubu, Alev Ulaşdoğlu, Meltem
Arıkan, Hatice Tijen Öztemir ve Arzu Leman Öztemir'den oluşuyor,


CARİYELER Müritler tarafından bulunan kızlar olarak adlandırılan
'Cariyeler', Adnan Oktar ve İmamlar'la birlikte oluyor. Müritler ve
İmamlar'ın cariyelerle ilişkiye girmeleri sırasında bir mürit şahit
gerekirken, Oktar'ın aşk geceleri için böyle bir zorunluluk
bulunmuyor. Oktar ifadesinde, ''Benim dini anlayışıma göre kadın ve
erkek dini nikahlı değilse erkek kadınla normal ilişkide bulunamaz.
Bulunursa zina sayılır. Bu nedenle müritlerim cariyelerle anal veya
oral seks yapmak sorundadırlar. Aksine davranana ceza veririm. Kemal
Gül bir cariye ile normal ilişkiye girince bundan haberim oldu ve
kendisi ile 2 sene görüşmedim'' dedi.


Müridin evinde MİT belgeleri


DGM Savcısı Ahmet Gürses tarafından hazırlanan 24 sayfalık
iddianamede, Adnan Hoca ve çetesinin kimlere, nasıl şantaj yaptıkları
tek tek anlatıldı. İddianamede, yapılan baskınlar sırasında bir
müridin evinde bulunan Mehmet Ağar'la ilgili MİT Müsteşarlığı
tarafından Başbakanlık'a yazılmış gizli bir belge de delil olarak
gösterildi. Soruşturmanın Celal Adan'ın İstanbul DGM Başsavcısı Erdal
Gökçen'e verdiği şikayet dilekçesinden sonra başlatıldığı bildirildi.

Alintidir......

Kaynak :

http://arsiv.hurriyetim.com.tr/hur/turk/00/01/12/turkiye/01tur.htm

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages