ÖMERLİ'DEKİ RUHSATSIZ ZEHİR FABRİKASINA KİM DUR DİYECEK? MİLLİYET'İN HABERİ
mavizaman
Ömerli'de ruhsatsız fabrikaya isyan büyüyor
15:20 | 19 Mayıs 2011Kiptaş Hadımköy Ömerli Konutları sakinleri, sitenin 200 metre uzağında “ruhsatsız” olarak faaliyet gösteren ve bacasından çıkan dumanla bölge insanının nefes almasını bile zorlaştıran Simplast Suni Deri fabrikasının yetkililer tarafından bir an önce yerleşim alanı dışına çıkarılmasını istiyor. Sitedeki okula 200 metre uzaklıkta bulunan ve zabıta ekipleri tarafından dört kez mühürlenen fabrikanın nasıl hala çalıştığı merak ediliyor.
Site sakinleri, konuyla ilgili tepkilerini bir basın açıklamasıyla kamuoyuyla paylaştı, 2010 yılında Kiptaş tarafından Hadımköy Ömerli’de yapılan konutlarına taşınan vatandaşlar, sitelerinin hemen dibinde yıllardır ruhsatsız olarak faaliyet gösteren suni deri fabrikasıyla karşılaştı. Dumandan çıkan gazın etrafa yaydığı ağır koku nedeniyle bölge insanı nefes almakta zorlanıyor. Site sakinleri, bugüne kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri tarafından dört kez mühürlenen; ancak buna rağmen yine de çalışmaya devam eden Simplast Suni Deri fabrikasının kapısına kilit vurulması için birçok yetkili kurumun kapısını çaldı. Fabrikanın yerleşim alanı dışına çıkarılması için site sakinleri ve Ömerli köyünden toplanan iki bine yakın imza Arnavutköy Belediye Başkanlığı’na gönderildi. Bir hafta gibi kısa bir süre içerisinde bu imzaların toplanması, bölge halkının fabrikadan kaynaklanan rahatsızlığını açıkça ortaya koyuyor. Ömerli Kiptaş sakinleri, bu imzaların gereğinin ivedi olarak yapılabilmesi için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na da iletecek. Büyük bir gösteri hazırlığı! Simplast Suni Deri fabrikasıyla ilgili rahatsızlıklarını her platformda dile getiren site sakinleri, konunun kamuoyu tarafından bilinmesi için büyük bir gösteriye hazırlanıyor.
Site önünde basın duyurusu…
Kiptaş Hadımköy Ömerli sakinleri, fabrikadan duydukları rahatsızlığı dile getirmek amacıyla site önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Açıklamayı site sakinleri adına Mehmet İçağasıoğlu yaptı. Açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Her gün yavaş yavaş zehirleniyoruz ve bu zehirlenmeye; artık son vermek istiyoruz. Hemen yanı başımızdaki Simplast deri fabrikası, sadece para kazanmak uğruna bizim temiz nefes alacağımız havamızı kirletiyor. Onlar para kazanacak diye biz burada işe giderken, yolda gezerken, evimizde dinlenirken onların saldığı plastik kokusunu teneffüs etmek zorunda kalıyoruz. Bu kokuyu içine çekemeyen astım hastaları dışarı çıkamıyor, pis koku evine girdiği için evinin camını açamayan ve sinir krizi geçiren arkadaşlarımız, kokuya tahammül edemediği için kusan komşularımız var. Bu fabrika ruhsatsız, “korsan” olarak çalışmaya devam ediyor. Ruhsat almak için türlü hileyi yapan fabrika sahipleri buranın motor gücünü düşük göstererek ruhsat almaya çalıştılar.
Bizler dilekçelerimizle bunun yüksek olduğunu belgeletip ruhsat almalarına mani olduk. Dilekçelerimizle tam 4 kez bu zehir yuvasını mühürlettik, her seferinde mühürleri kırarak zehir saçmaya devam ettiler. Kamu hakkını koruyan savcılarımızdan derhal kanunların uygulanmasını bekliyoruz.“Yerleşim yerinde fabrika olmaz” kuralına dayanarak bu fabrikanın buradan giderek sanayi bölgesine taşınmasını istiyoruz. Yarın havalar sıcak olduğunda binlerce ev bunların plastik kokusundan camlarını bile açamayacak, temmuz-ağustos aylarında evlerimizde pişeceğiz, bunlar para kazansın diye… Önümüzdeki eğitim döneminde okula başlayacak olan çocuklarımızın ciğerine bu kirli, bu kanserojen havanın girmesi herkes için bir felaketin başlangıcı olabilir. Çünkü, okulla zehir saçan fabrika arasında sadece 200 metre var, yani çocuklarımız ve kanser arasında sadece 200 metre olacak. Bu kötü durumla karşılaşmamak için şimdiden basın aracılığıyla Sağlık ve Çevre Bakanlığıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni göreve çağırıyoruz.
Zehirli kokuyu DOP yayıyor!
Ömerli Kiptaş sakinleri, fabrikanın bacasından çıkan rahatsız edici kokunun geçen yıl Avrupa Birliği tarafından kanserojen madde içerdiği için yasaklanan DOP hammaddesinden kaynaklandığına inanıyor. Simplast Suni Deri fabrikasının üretimde PVC, DOP, CaCO4, şişirici poliüretan ve boya hammaddelerini kullandığı iddia ediliyor. Üretim hattını yerinde inceleyen konunun uzmanı site sakinleri, derinin tekrar ısıtılma işlemi sırasından bacadan çıkan gazın oldukça rahatsız verici olduğunun altını çiziyor ve ekliyor: “Bacadan çıkan gazın kesafetine göre çalışma şartlarını göz önüne alındığında hammadde olarak kullandıkları DOP’ tan başkası değil. Bilindiği gibi geçen yıl, Avrupa’da, Çin’ den gelen fitalat’lı oyuncaklar yasaklanmış ve piyasadan toplanmıştı. İşte, o fitalat DOP’ tan başkası değildi. DOP, son derece kanserojen bir malzeme. Yağda çözünüyor. Bu yüzden direkt olarak karaciğer kanseri yapıyor. Ayrıca, erkeklerde üreme sistemini de etkiliyor. Eğer kullandıkları PVC’ de, PVC’ nin üretiminde kullanılan VC (vinyl klorür), artık olarak kaldıysa ve bu VC bacadan çıkana kadar yanmadıysa baca gazında VC de bulunabilir ki bu da çok kanserojen bir etkiye sahip. Sonuçta, Simplast, ne filtre takarsa taksın sorun çözülmez. Sadece DOP’ u üretimlerinden tamamen uzaklaştırıp, onun yerine başka bir plastifier kullanmaları gerekiyor.” İstihdama değil, zehir solumaya karşıyız! İstihdama hiçbir zaman karşı olmadıklarını altını çizen site sakinleri, görüş ve düşüncelerini şu sözlerle dile getiriyor: “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptırdığı Kiptaş Ömerli Konutları’nda oturuyoruz. 2.150 konuttan oluşan site, tam kapasiteyle dolduğunda 10 bini aşkın bir nüfusa sahip olacak. Ömerli Kiptaş sakinleri olarak şehirden uzak ve sakin bir yaşam umuduyla buraya taşındık. Ancak, sitemizin yakınında faaliyet gösteren ve “suni deri” ürettiği tespit edilen fabrikadan çıkan duman, bölge sakinleri olarak bizim ve özellikle çocukların sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Bu nedenle yetkililerden “Simplast Suni Deri” fabrikasının çevreye verdiği büyük zarardan dolayı yerleşim alanı dışına çıkarılmasını istiyoruz. Biz, zaten site sakinleri olarak çeşitli kurum ve kuruluşlarda çalışan insanlarız. İstihdama ve üretime karşı çıkmamız düşünülemez. Ancak, bir yandan üretim yapılırken, diğer yandan insanların küçücük çocukların zehirlenmesine, kanser ve benzeri hastalıklarla karşı karşıya gelmekten korkuyoruz. Fabrika sahiplerinin şapkalarını önlerine alıp düşünmeleri lazım. Bu bölgede bu kadar fabrika var, Ömerli sakinleri, neden sadece bizden rahatsız diye…”
Bu fabrikaya kim dur diyecek!
Suni deri üretimi yapan işletmeler, “birinci sınıf” gayri sıhhi müesseseler sınıfına giriyor. 5216 sayılı Kanunun 7. Maddesi gereğince 1. Sınıf GSM’ lere ruhsat verme, denetleme ve yasal müeyyide uygulama yetkisi, Büyükşehir Belediye Başkanlığı uhdesinde bulunuyor. 2005 yılında Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğe göre, birinci sınıf gayrisıhhî müesseseler, meskenlerden mutlaka uzak kurulmalıdır. Sanayi bölgesi, organize sanayi bölgesi ve endüstri bölgeleriyle bu bölgeler dışında kurulacak birinci sınıf gayrisıhhî müesseselerin etrafında, sağlık koruma bandı konulması mecburîdir. Sağlık koruma bandı mülkiyet sınırları dışında belirlenemez ve bu alan içinde mesken veya insan ikametine mahsus yapılaşmaya izin verilmez. Sağlık koruma bandı, inceleme kurulları tarafından tesislerin çevre ve toplum sağlığına yapacağı zararlı etkiler ve kirletici unsurlar dikkate alınarak belirlenir. Yönetmelik uyarınca, gayrisıhhî müesseseler, çevre ve toplum sağlığı açısından yetkili idareler tarafından denetlenir. Yetkili idarenin en üst amiri veya görevlendireceği kişi gerekli tedbirleri almak veya aldırmakla sorumludur. Bir gayrisıhhî müessesenin, öncelikle kendi türündeki işyerlerine mahsus sanayi bölgesinde kurulması esastır. Kanun, “Ruhsat yoksa kapatılır” diyor 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu'nun 268-275’inci maddeleri uyarınca hazırlanan yönetmeliğe göre, ruhsatsız olarak faaliyete geçen müesseseler kapatılır. Sorumlular hakkında gereken kanuni işlemler yapılır. Söz konusu yönetmeliğe göre, toplum ve çevre sağlığı açısından zararlı olup, alınacak bir takım tedbirlerle mahzurlar giderilebilecek müesseselerin, zararları önleninceye kadar faaliyeti durdurulur. Zararları giderilen tesisler açılarak ruhsat alınması için süre verilir. Bu ruhsat verme süresi 1 yılı geçemez. Toplum ve çevre sağlığı açısından zararlı olup alınacak tedbirlerle mahzurları giderilemeyecek durumda olan tesisler süresiz olarak kapatılır,
KAYNAK:
--
Kurucu: Sefa Koyuncu-Yöneticiler: Afet Kırat-Harika Ufuk-Kadir Çetin-Cemile Melek Şirin- Sultan Gül-Ahmet İdiz
3.YENİ SİTELERİ
http://www.mavizaman.com
3.YENİ GRUPLARI
http://sites.google.com/site/3yenigruplari/
3.YENİ FACEBOOK GRUBU
http://www.facebook.com/home.php?#!/profile.php?ref=profile&id=1395936343
3.YENİ RADYO
http://ucuncuyeni.blogcu.com/radyo-ucuncu-yeni_29492401.html
3.YENİ ŞİİR-FORUM SİTESİ:
http://ucuncuyeni.forumotion.net/forum.htm
Türk-İslâm medeniyetine bağlı isen, nesri kurallı, şiiri ölçülü yaz!