Türban tezahüratları, 301 tartışmaları arasında kaynamasın, gözden kaçmasın,unutulmasın diye yazıyorum. Hatta ilan ediyorum. Duyduk duymadık demeyin, Türkiye şu aralar bir "katil" i ağırlıyor. Hem de devlet konuğu olarak…Hem de kırmızı halıyla, törenle…Hem de özel davetle… Katil dediysem öyle kader kurbanı değil… Öyle bir cinnet anında hiç değil… Sonra pişman olanlardan değil… Katil dediysem boşuna da değil! Adı Ömer Hasan El Beşir. Sudan'ın Cumhurbaşkanı. İnsan Hakları örgütlerine göre Sudan'da 200 bin kendinden olmayanın katlinin… İki milyon kendinden olmayanın toprağından sürülmesinin, mülteci durumuna düşmesinin ve de insanlık dışı kamplarda insanlık dışı muamele görmesinin… Dahası bu kamplarda yüzbinlerce kadına yapılan sistematik tecavüzlerin… Ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi'nin raporunda kullandığı ifadeyle Sudan'da çoğunluğu Pagan ve Hristiyan olan Afrika kabilelerine karşı yapılan etnik temizliğin ardındaki isim, Ömer Hasan El Beşir! Üç beş sene sonra muhtemelen Oscar'a bile aday olmuş büyük bir Hollywood prodüksiyonunda izleyeceğimiz, sonra da "Çok iyi film olmuş be!" diyeceğimiz bir hikayenin kötü kahramanı, Ömer Hasan El Beşir! Daha önce de demiştim ya… "Gül Sezer ne yaptıysa tersini yapmak için o koltukta" diye. Doğru demişim. Zira bu katil; ki bu sıfatı ona İnsan Hakları Örgütleri veriyor, ben değil; Sezer'in ziyaret talebini defalarca reddettiği bir isim! Şimdi Ankara'da, kimbilir hangi akçeli iş için? Tamam gelsin! Peki davet edilsin, ağırlansın, onuruna yemek verilsin! Anlaşmalar imzalansın, ihaleler alınsın, kanlı Sudan paraları böylelikle birilerine yakın birilerinin kasasına girsin! Ticaret derim, kapitalizm derim, çıkar derim, zor da olsa kabul ederim belki…Ama ne olur, ne olur biri şu yan fotoğraftaki saygısızlık için özür dilesin! Ne olur biri şu kendini bilmez cumhurbaşkanına saygıyı öğretsin! Mesela yırtık çorabının gözükmesi pahasına camiye ayakkabıyla girmemek gibi… Mesela müslüman bir devlet adamının onuruna verilen bir yemekte domuz eti ikram etmemek gibi… Ne bileyim Cumhurbaşkanlığı Resepsiyonu'na kot pantolon ile katılmamak gibi… Ve elbette ziyaret ettiğin ülkenin kurucusunun huzuruna çıktığında korumanın kapüşonunu çıkarttırmak gibi… Yani genel geçer, devlet adamlığına soyunmuş herkesin bileceği kurallar gibi… İşte bu fotoğraf var ya bu fotoğraf… Bu Anıtkabir'de, deftere kendi yazmayıp da kapüşonlu korumasına yazdıran, yazarken de nedense güneş gözlükleriyle uzaktan bakan Sudanlı cumhurbaşkanının fotoğrafı… İşte bu fotoğraf bir dışişleri başarısıdır! Bu fotoğraf dünyanın saygı duymadığı bir ülkenin, Katil denilen liderinin bile, Türkiye'ye ne kadar saygı duyduğunun fotoğrafıdır! Bütün bunlar olurken orada olduğu halde Sudan ekibini uyarmayan, O garip kapüşonu çıkarttırmayan, Kimbilir belki de önemsemeyen Tarım Bakanı Mehdi Eker'in o fotoğraftaki varlığı ise içler acısıdır! Yazıktır!
--