DOĞU TÜRKİSTAN’I KONUŞMAK

4 views
Skip to first unread message

Bedrettin Keleştemur

unread,
Jun 13, 2024, 3:15:15 PMJun 13
to elazighaki...@hotmail.com, turkiye-icin-el-ele, Bedrettin Keleştemur, Cumali Gezgin, Cumali, agın dernek, Yakup Deliömeroğlu, Yeni Vezin Dergisi, Fatih Yılmaz, hasan...@hotmail.com, Ismail OZMEL, ismail.kapan, Rüstem Kadri SEPTİOĞLU, S. K. TURAL, MEHMET Osmaniye A K S O Y, mussar...@hotmail.com, Vehbi Nazırlı, mu...@elbeton.com.tr, özcan yalçın, rkamur...@gmail.com, rbagci, sahin...@hotmail.com, Ünzile, yenisesdergisi, tekay tek, ted...@gmail.com
DOĞU TÜRKİSTAN’I KONUŞMAK
Bedrettin KELEŞTİMUR
Doğu Türkistan davasının çok önemli isimleri, saygıdeğer Nurala
Göktürk- Hamit Göktürk ile tarihi Malazgirt’i de bünyesinde taşıyan
Muş İlimizde bir araya geldik. Nurala- Hamit Göktürk’ün kız evlatları
Muş İlimizde ikâmet ediyorlar. Kıymetli torunları Ayşenur, Muş
Alparslan Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden bu yıl başarıyla mezun
oluyorlar. Bizlerde, ilim-irfan yolcusu bu nezih ailenin bireylerini
kalbi ve hasbi olarak tebrik ediyoruz.
Muş İlimiz ile birlikte bizlere Anadolu'yu ebedi vatan yapan Sultan
Alparslan ve Malazgirt-1071 hemen hafızalara gelir. Bu kadim yurdun
efsane/ Kubbet-ül İslâm Şehri Ahlat’ı ziyaret elbette ki, tarihi
hatıraları bir daha yâd etmektir. Bizler Ahlat’ta, Malazgirt’te, “Kökü
mazide olan Atiyim!” sözünün engin ufuklarında bir seyyah gibi
dolaşıyoruz.
Nurala-Hamit Göktürklerle edebi bir sofra etrafında bir araya
geliyoruz. Doğu Türkistan davasının, ‘şuarası/ veya vakıf insanları…’
kendilerini müstesna bir yere taşımışlar. Anadolu insanının şefkat
nazarları, bu insanları davalarını anlatma için sürekli çağrılarda
bulunmuşlar. O kutlu çağrılarla, Anadolu’yu bir baştan öte başa
dolaşmışlar. Doğu Türkistan davasını tarihi köklerine inerek sürekli
anlatmışlar. Uyarıcı bir radar misali geleceğe doğru sürekli ufuklar
açmışlar. Bu insanlarda, ‘yeis/ veya umutsuzluk kelimeleri dudaklardan
hiç dökülmedi’ Bu bir bakıma, Hakk’a teslimiyetin duruşu/ veya
tavrıdır…
Doğu Türkistan ile ilgili bir şiirimizde şöyle sesleniriz;
Doğu Türkistan, ‘Ata Vatanımız’
Oğul derim, hatıramız, anımız
Gurbette mi kaldı, yandı yürekler
Urumçi nerde, nerde kaldı Kaşgar
Türkistan, kadim Türk Yurdu; ‘vatanım’
Ülkülerim, türkülerim sendedir
Rüzgâr eser, muştulu haber bekler
Kadim Türkistan hür yaşasın diye
İçimde çığlık, fırtınalar kopar
Sana vurulacak, her prangaya!
Turfan öksüz, Yarkent, Gulca hüzünlü
Anarım, hatıralarla her zaman
Niyetimsin, ‘ülkümün doruğunda’
O hatıralarla, 1995 tarihinde Doğu Türkistan’ın efsanevi lideri İsa
Yusuf Alptekin’i Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına davet ediyorduk.
Bu mücadele insanının, Çin’in insaf ölçülerini aşan baskılarına karşı
Mehmet Emin Buğra’yla birlikte yürüttüğü azimli ve kararlı duruşu
bizlerde hayranlık uyandırmıştır. Türkiye Hükümeti, 13 Mart 1952
tarihinde 1850 Doğu Türkistanlı’nın iskânlı göçmen olarak Türkiye’ye
yerleşmesine izin veriyordu. İsa Yusuf Alptekin’in tarihi mücadelesi
artık Anadolu semalarından dünyaya açılıyordu.
Ne hazindir ki, Doğu Türkistan yaklaşık olarak, ‘iki yüzyıldır Çin’in
işgali altında…’ 1949 tarihinde Çin tarafından işgal edilen Doğu
Türkistan artık günümüzde, ‘çevresiyle bütün iletişim kanallarının
kesildiği zindana dönüşmüştür…’ Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar
gibi büyük devletleri bağrından çıkaran tarihin medeniyet
coğrafyasının Çin zulmüyle birlikte dünyayla bütün iletişim
kanallarının kesildiği zalimlerin elinde ‘insan hak ve hürriyetlerinin
ellerinden alındığı yer küresinin açık cezaevi ’ne dönüşüyordu’
Camilerin kapalı, ezan sesinin yasak olduğu Doğu Türkistan’da, ‘Hac
ibadeti ve Dini Bayramlarda/ her türlü dini vecibeleri yerine getirmek
de yasak!’
9.yy’da, Uygur Türk’ünün kullandığı bir alfabesi var, kâğıdı
kullanıyor, dahası insanlık âleminde ‘ilk defa matbaayı kullanarak
kitap basımını gerçekleştiriyor’
Herbiri tarihi öneme sahip Kâşgar, Hoten, Yarkent, Aksu, Kuça,
Üç-Turfan gibi tarihi şehirler şimdi öksüz… Doğu Türkistanlı, ‘kendi
vatanında garip, mazlum, mahzun, gözyaşları döküyor!’
“Türk güneşinin doğduğu yerlerde
Kızıl kıyametler kopar, bilir misin?
Milletimin, ‘devlet olduğu’ yerlerde;
Çin zulmü canlar alır, bilir misin?
Gaflet uykuda, ihanet kol gezer;
Zulüm öz yurdunda Türk’ü ezer
Kâbusa dönmüş yaralarım azar,
Geceler hiç tan atmaz bilir misin?
Ezanın nidası yok, bilir misin?”
Nurala Göktürk Hanımefendi, “Tanrı Dağları’ndan Erciyes’in Eteklerine
Göç Hikâyeleri…” isimli eserini, “Elâzığ İsmetpaşa İlkokulu Müdürü
Mehmet Yıldız’a götürmemi rica ettiler…”
Mehmet Yıldız, “21.05.2024 tarihinde Filistin ve Doğu Türkistan’daki
mazlum kardeşlerimiz için kendi okullarında muhteşem bir kermes
düzenliyorlar…” Bu kermese büyük bir katılım oluyor. Asıl önemli
olanda, ‘yeni yetişmekte olan evlatlarımızın Doğu Türkistan’ı,
Filistin’i daha yakından tanımaları…’ tarihi bir şuurla kendilerini
geleceğe hazırlamaları o kadar önemli ki…
Doğu Türkistan’a (Akrostiş) yazdığımız bir şiirde de şöyle sesleniriz;
“Derler size, Ata Yurdun neresi?
Ordu-Millet bir olduğu yerdedir
Gönülle, sevdanın candan yöresi
Ulu Türkistan olduğu yerdedir
Türküm demenin erdemli töresi,
Ülke davası olduğu yerdedir
Rüzgârla birlikte, Kürşat narası,
Kızıl kıyamet koptuğu yerdedir
İstiklal uğruna nice yarası,
Sabırla derdi söktüğü yerdedir
Tan yerinden bak, görürsün teresi,
Ağuyla zehir döktüğü yerdedir
Nice destanın doğduğu yerdedir”
Filistin’le, Doğu Türkistan’la, Kırımla, Kerkük’le velhasıl, ‘gönül
coğrafyamızın her karış toprağı ile dertleneceğiz.’
“Ellerim, kollarım bağlı değil, ama
Yüreğimin tutsaklığına yanıyorum!
Çaresizliğime ağlıyorum
Doğu Türkistan, ‘mazlum Dünya’m
Daralır, kopar sanki şuramda bir yer
O yerlerde, ‘vicdanım ses ver’ der
Söz bulutlarını, rüzgârlar taşısın
Ok, yayından fırlasın, kıvılcımlarla…
Sükût, ‘duaların zırhını giysin’
Sabır yüklü gemiler, dağlar aşsın!
Nuh tufanına eş, deryalar taşsın
Gül Bahçesine girercesine…”
Nurala-Hamit Göktürklerle, Muş İlinde bulundukları süre içerisinde
uzun uzun sohbet ettik. O sohbetimizde Hamit Bey bizlere, “Anadolu
Coğrafyası manevi bir zırh giymiş gibi geliyor…” sözleri o kadar içten
ve dokunaklı idi ki, “21.asır inşallah Türk Asrı olacaktır” sözleriyle
mukabelede bulundum.
Maide Suresi 82.nci ayette şöyle buyrulur; “inananlara en şiddetli
düşman olarak, insanlardan Yahudileri ve Allah’a eş koşanları
bulursun!”
Bir atalar sözümüzde, “Zulüm ile abad olanın akıbeti berbat olur!”
Selam ve Muhabbetle
DOĞU TÜRKİSTAN'I KONUŞMAK.docx

Bedrettin Keleştemur

unread,
Jun 14, 2024, 2:24:50 AMJun 14
to elazighaki...@hotmail.com, turkiye-icin-el-ele, Bedrettin Keleştemur
Türk’üm demenin erdemli töresi,
Ülke davası olduğu yerdedir
Rüzgârla birlikte, Kürşat narası,
Kızıl kıyamet koptuğu yerdedir
İstiklal uğruna nice yarası,
Sabırla derdi söktüğü yerdedir
Tan yerinden bak, görürsün teresi,
Ağuyla zehir döktüğü yerdedir
Nice destanın doğduğu yerdedir”
Filistin’le, Doğu Türkistan’la, Kırımla, Kerkük’le velhasıl, ‘gönül
coğrafyamızın her karış toprağı ile dertleneceğiz.’
“Ellerim, kollarım bağlı değil, ama
Yüreğimin tutsaklığına yanıyorum!
Çaresizliğime ağlıyorum
Doğu Türkistan, ‘mazlum Dünya’m
Daralır, kopar sanki şuramda bir yer
O yerlerde, ‘vicdanım ses ver’ der
Söz bulutlarını, rüzgârlar taşısın
Ok, yayından fırlasın, kıvılcımlarla…
Sükût, ‘duaların zırhını giysin’
Sabır yüklü gemiler, dağlar aşsın!
Nuh tufanına eş, deryalar taşsın
Gül Bahçesi’ne girercesine…”
DOĞU TÜRKİSTAN'I KONUŞMAK.docx
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages