Milliyetçi mi olalım? Ulusalcı mı?
Yoksa yurtsever mi olalım?
ender erdemil
Millet Arapça bir kelimedir. Türkçe karşılığı ulus. Ulus kelimesi, millet kelimesinin yerini; millet kelimesinin anlamında taşıdığı tarihsel içerik bakımından tam olarak karşılamasa da, ulus kelimesi, millet kelimesinin yerine geçivermiştir. Haliyle, millet kelimesinin yerini ulus alınca, milliyetçilik kelimesinin yerini de Ulusçuluk almalıydı. Ama onun yerine ulusalcılık deniyor.
Ulusal, kelime olarak Arapça, milli kelimesinin karşılığıdır. Yani ulusalcıyız dediğimizde, milliciyiz demiş oluyoruz. Milliyetçiyiz değil.
Aslında bütün işi karıştıran şu (–sal) eki. Türkçe bir ek ya, herkes, her kelimenin arkasına yapıştırıp, kullanıyor. Ekonomiksel, diyenleri duyuyorum. Oysa Arapça iktisadi kelimesinin karşılığı olarak kullanılan ekonomik kelimesinin sonundaki (-k) ulaması, ( -sel) ekinin yerini birebir tutmaktadır.
Dolayısıyla, yazının başlığında da, "Ulusalcı mı?" yerine "Ulusçu mu?" düzeltmesini yapmalıyız.
Dikkat edilirse, 6 ok'tan biri olan "milliyetçilik" in karşılığı her Öztürkçe metinde "ulusçuluk" olarak karşımıza çıkar.
Avrupa'da burjuvazinin monarşiye başkaldırmasının bayrağı olduğu düşünülen kavramın kelime olarak milliyetçilikle bir ilişkisi yoktur. Hitler'in Nasyonal Sosyalizminin de. National, Nationality, Nationalite, Nationalizm… Avrupa dillerinin pek çoğunda, millet, milli ve milliyetçilik kavramları Nation kökünden türetilmiş kelimelerle anlatılır. Bu kelimeler, bu konularla ilgili kitaplar çevrilirken, Türkçe'ye "millet" kökünden türetilmiş kelimeler olarak girdiler. Bu çeviriler, ilk defa günümüzde yapılmış olsalardı, Türkçe'ye çevrilmiş metinlerde bu kelimelerin karşılıkları ulus kökünden türetilmiş kelimeler olacaktı.
Demek ki, ulus ve millet, ulusal ve milli, ulusçu ve milliyetçi arasındaki fark, birinin Arapça, diğerini Türkçe olmasından geliyor.
Yurtsever kelimesi ise bunlardan farklıdır. Batı dillerinin çoğunda "patriot" Yurtsever anlamına gelir, ve Türkçe yurtsever, Arapça vatanperver kelimesini tam olarak karşılar. Yurtseverlik (vatanperverlik), milliyetçilik, veya ulusçuluk kavramından daha geniş bir anlamı kapsar. Örnekle, soyu Türk olmayan bir kişi, Türk yurdunu yurt bellemiş, onu seviyor ve onu korumak için çalışıyorsa (patriot) yurtsever olur.
Mustafa Kemal Paşa, Türk milliyetçiliğini tanımlarken, yurtseverlikle, milliyetçiliği birleştirmiş, Türk milletini : " Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına, Türk milleti denir." diye tarif etmiştir. (bakınız: Atatürk'ün Yazdığı Yurttaşlık Bilgileri, Afet İnan)
Türkiye'de geçmişte milliyetçilik adına yapılan sermaye fedailiği, 1968 yılında Atsız grubunun tasfiye edilmesiyle başlatılan ve bugün hala sürdürülen Türk-İslam sentezi, ve Amerikancılık; milliyetçilik kavramının anlamını değiştiremeyeceği gibi, onu ulusçuluk kavramından farklılaştırmaz.
Yurtseverlikle birleşmemiş haliyle bile, Türk milliyetçiliği (Türkçülük), Türk-İslam sentezi değildir. Türk-İslam sentezinin çıkacağı yol, ümmetçilik, Yeni Osmanlıcılık ve yolun sonunda ABD'nin hizmetinde BOP fedailiğidir.
Milliyetçiliğe haksızlık etmeyelim. Irkçılık ve Türk-İslam sentezi, milliyetçiliğin "postmodern" biçimleridir.
Ender Erdemil 30 Haziran 2008
Sevgili yurtsever, milliyetçi, vatansever, millici ve ulusalcı arkadaşlar bu mesajım sizlere. Farkındamısınız Ülkenin ekonomik strateji önem taşıyan tüm kurumları yabancılara peşkeş çekmiş, ülke ekonomik işgal altında. Bizler tv lerden gazete radyo vs den özelleştiğini duyuyor ve ardından o özelleşen kurumu unutuyoruz, düşünebiliyormusunuz tüm bankaların telekomun şubelerinin Anadolumuzun en kılcal damarlarına kadar işlediğini, limanlarımız; üç yanımız deniz diye övündüğümüz tüm limanların yunanistana peşkeş çekilişini, diğer tarafta sanırım yıl 2005 ti Kocaeli defterdarı vergi rekortmenlerini açıklamak için basın mensuplarını çağırmıştı. Burada gördüğümüz manzara çok korkunç rakamları öne çıkarmıştı. Sadece Kocaelide ki Tüpraş Ülkenin vergi gelirinin %14,5 karşılıyordu düşünebiliyormusunuz Kocaeli, İzmir, Batman ve Ankaradaki petrol ürünleri verginin kaçta kaçını ödüyordur. Bugün bu kurumların tamamı yabancı güçlerin güdümünde ve ne kadar T.C devletini düşünüp bu ülkeye vergi ödüyecekler. Diğer tarafta Tarımda kendi kendine yeten Ülkeler arasında iken Afrikanın açlıktan kıvranan çalışmayan hep yardımlarla ayakta kalan ülkelerin konumuna düştük. Bu bir işgal değil de nedir arkadaşlar.
Sizlere soruyorum ? hala demokrasiden bahsediyorsunuz Allahınızı severseniz demokratik bir ortamda bu ülkede en milliyetçisi en ulusalcısı en yurtseveri ve en millicisi gelse bu ülkeyi kurtarabilirmisiniz. Devlette devamlılık esas değimlidir, bir önceki hükümetin attığı imzaları yok sayabilirmisiniz satılan özelleşen kurumları geri alabilirmisiniz niye halkı kandırıyorsunuz hiç yüzünüz de kızarmıyor.
Hepiniz çıkmışsınız meydanlara ben milliyetçiyim ben vatanseverim ben yurtseverim ben ulusalcıyım ben milliciyim veya ben sağcı ben solcu sorarım size ülkenin ekonomik işgal altında olduğumuzu hepimiz hepinize söylüyormuyuz cephede savaşan askerlere sen solcusun sen sağcısın sen ulusalcı milliyetçi yurtsever veya vatan sever hepiniz ayrı ayrı cephelere gecin deniyormu ?? kocaman YUUUH sizlere bu ülkede üç tip insan kaldı birisi bu ülkeyi pazarlayan işbirlikçi kendilerine küreselci adını takanlar ikincisi bu ülkeyi seven sağcı solcusu fark etmiyor (ulusalcı milliyetci yurtsever millici) vatanını seven insanlarımız ve üçüncüsü de her şeyden bihaber Aziz Nesinin saydığı katagoriye giren %60 lık çoğunluk. O halde bu ülke nin sadece ve sadece devrimden başka kurtuluşu yoktur . Bunun Nasıl olacağına da siz değerli aydınlar karar verin toparlayın ve bu güzelim ülkeyi Lozan çizgisine getirin.
Kadir Doğan www.kandirabatifm.com