Herkes yerini belli etmeli!.
Başkanlık sistemi tartışması dolu dizgin gidiyor!..
Aslında havuz medyasını anlıyorum da, kendini
“merkez medya” olarak adlandıran ve de demokratlıktan ödün vermediğini övünerek
söyleyenlere şaşıyorum!..
Hemen her gece güya demokrat görünmek için
iktidarın borazancılığına soyunmuş 3-4 adamın karşısına, 1 ya da 2 karşı görüşlü
kişiyi çıkararak başkanlık tartışmalarını yönetiyorlar.
İktidarın hoşuna gidecek sorular sorarak bolca
iktidarın propagandasını yapıyorlar…
İşlerine gelmeyen cevapları geçiştirip,
bazılarının(!) hoşuna gidecek sorular sormaya devam ediyorlar…
• • •
Başkanlık sistemi tartışmaları tekrar önümüze neden
geldi?..
Yangından mal kaçırır gibi neden büyük bir telaşla
Meclis’ten çıkarılmaya çalışılıyor?..
• • •
MHP Genel Başkanı Bahçeli bu tartışmayı durup
dururken gündeme taşıdı!..
Tam da Türkiye, Ortadoğu bataklığına girdiği bir
anda parlamenter demokrasiden uzaklaşılarak sultanlık kurulmasını sağlayacak bu
hatırlatmayı neden yaptı?..
Cevaplaması kolay bir soru!..
“Erdoğan projesini” Bahçeli hep
destekledi!..
15 yıl boyunca iktidarın sıkıştığı her noktada
Bahçeli imdadına yetişti.
Cumhuriyetin temel ilkelerini (laiklik, hukuk
devleti gibi) yok ettiğini bilerek projeye sadık kaldı!.
Bu nedenle 7 Haziran seçiminden 1 Kasıma gelişte,
en fazla milletvekili kaybeden parti oldu.
Uyguladığı yanlı politikalarla seçmenlerini
kızdırdı, toplumda itibarını zedeledi.
Bu arada “Türk Milliyetçiliğini” de AKP’ye
kaptırdı!..
• • •
7 Haziran akşamı tüm ülke, AKP’nin iktidarı
kaybettiğine sevinirken Bahçeli; “Bu tablo erken seçimi getirir” diyerek, 1
Kasım seçimine giden kanlı yolun açılmasını sağladı…
TBMM’de bulunan yüzde 60 oyun Meclis Başkanı’nı
seçmesini, birlikte hükümet kurmasını engelledi. Böylece RTE’nin istediği ortam
sağlandı.
Sonra bombalar patladı. Suikastlar yapıldı.
Tarihimizin en büyük vahşeti olan “ Gar Katliamı” yaşandı…
Ve bu güne
gelindi!..
• • •
Şimdi Devlet Bahçeli Erdoğan’a yeni bir kapı
aralıyor!..
Ülkeyi savaşa sokan bir anlayışı başkanlık
sistemiyle “sultan” yapmaya çalışıyor…
• • •
AKP’nin daha önce kurulan Meclisteki tüm partilerin
katıldığı Anayasa yazım komisyonuna sunduğu “başkanlıkla” ilgili önerisini
biliyoruz.
O gün; “Türk Tipi” başkanlık, “zavallı Obama”
süslemeleriyle getirilen ve demokrasiyle uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir
rejim önerilmişti...
Öneri; yürütme, yasama ve yargı güçlerinin bir elde
toplandığı, başkanı frenleyecek ve de insan hak ve özgürlüklerinin dengesini
kuracak, eşitlik, sosyal güvence ve adil bölüşüm gibi temel yaşamsal nitelikleri
koruyacak bir teklif değildi!..
“Tek adamın mutlak iktidarını” sağlamak adına
yazılmış bir taslaktı.
AKP’nin şimdi hazırladığının da farklı bir şey
olmayacağı açık!..
• • •
Başkanlık sistemini tekrar konuşmanın bahanesi
olarak 15 Temmuz gösteriliyor!..
Bu ne garip anlayış!..
• • •
14 Temmuz’da da ülke bugünkü gibi
yönetiliyordu!.
Yürütme, yasama ve yargı bir kişinin
elindeydi!..
Aklına gelen her şeyi yapıyor, yasa, anayasa
dinlemiyordu..
Bütçe dışı harcamalar, keyfi yatırımlar, Meclis
denetiminden yani Sayıştay’dan kaçırılan raporlarla denetlenemeyen bir iktidar
iş başındaydı.
Özellikle kamu atamaları, yetkinliğe bakmadan, tek
elden ve de pervasızca yapıldı…
Ülkeyi; “ne istedilerse verdikleri”, “hasretle
bekledikleri”, “yargıyı, polisi, maliyeyi teslim ettikleri” ve nihayet,
“şerhler” koyarak kendilerine biat eden emir subayları ve de paşalarla
doldurdukları TSK ile 15 Temmuz’a getirdiler!..
Devletin içine cemaati AKP; bunlar “himmet
hareketi”, “aynı hedefe farklı kulvarlarda yürüyen anlayışız” diye
yerleştirdi!..
• • •
Kısaca son 15 yılda “hain FETÖ’yü devlete sokan”
AKP’dir gerçeğini neden muhalefet partileri açıkça söyleyemiyor?!..
15 Temmuz; “Başarısızlık üzerine kurgulanmış
başarılı bir operasyondu!..”
Bu bahaneyle yasaların ve insan haklarının askıya
alındığını, adil yargılamaktan vazgeçildiğini, neden muhalefet halka
anlatmıyor!..
• • •
Dikkat edin, hain kalkışmanın tek hedefi TBMM
idi!..
Yani “laik demokratik Cumhuriyetti!..”
Parlamenter demokrasiydi!..
Sosyal hukuk devletiydi!..
• • •
Şimdi yapılanlara bakılırsa; AKP’nin de
hedefi bu değil mi?..
Meclis Başkanı laikliğin kalmasını istemedi
mi?.
Parlamenter demokrasi yerine başkanlık önerilmiyor
mu?..
Anayasaya ve de AYM kararlarını tanımıyorum
denilmiyor mu?..
• • •
Bu ülkede, “eline silah dahi almayan gencecik
fidanlarımızı Anayasa’yı değiştirecekler” diyerek astılar!..
“Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimine karşı çıktı” diye
yüzlerce aydın, yazar, bilim adamını hapse attılar!..
Hakkını isteyenleri, mağdurum diyenleri ,hatta
keçisini ormanda dolaştıranları bile mahkum ettiler!..
• • •
Peki neden; “Bu ülkenin yönetimini fiilen
değiştirdim!. Anayasayı mevcut duruma uyduralım!.” Diyenleri, yargıya
gönderemiyorlar!?!..
Onlar için söz söyleyemiyorlar!?!..
• • •
Ülke savaşa girdi!.. Rejim değişiyor!..
Hilafet getiriliyor!.. Bunları da AKP yapıyor!..
Siyasi muhalefetten ses yok!..
• • •
Hadi diyelim ki; toplum algı yönetimiyle, medya
aracılıyla, devletin kaynaklarının dağıtımıyla ve de korkutularak oynanan oyunun
farkında değil!..
Peki; koca koca muhalefet partilerine, güçlü
STK’lara, sendikalara, anlı şanlı odalara ne oluyor?!..
Bir avuç insan demokrasiyi savunmak için çaba
gösteriyor!..
Onlar nerede??.
• • •
Beyler Türkiye gidiyor!..
Sizler genel başkanlar, koltuklarınızda daha uzun
oturmak adına, demokrat, aydın, yurtsever insanları doğruyu söyledikleri için
örgütlerinizden dışlamaya çalışıyorsunuz!..
Böyle giderse biliniz ki; ülkeyi yıkanlar listesine
adlarınız, sizleri kullananlarla birlikte yazılacak!..
FİKRİ SAĞLAR
-----------
BİNLERCE KİŞİ AYNI SLOGANI
ATIYOR, VARIZ…- ORTAK EYLEM BİRLİĞİ
Atatürk İlke ve Devrimlerinin,
laik, demokratik rejimin bekçisiyiz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve
milleti ile bölünmez birlik ve bütünlüğünün teminatıyız.
Türkiye Cumhuriyeti;
gerici ve bölücülerin oyuncağı olmayacaktır.
Her zamankinden daha çok sayıda
ve daha güçlüyüz.
BİZ VARIZ