
Remzi ÖZDEMİR : Vatandaşa şok internet tuzağı
29 Kasım 2025
E-POSTA : re...@ekonomist.net
Türkiye’de vatandaşın başına ne geldiyse, sahipsizlikten geldi.
Tüketici hakkı yerlerde
sürünüyor. Hele konu internet olursa, gerçekten yandınız
demektir.
Milyonlarca vatandaş, bir avuç şirketin elinde adeta oyuncak
olmuş durumda.
Bugün size bunlardan birini, Şoknet adlı internet
sağlayıcısını anlatacağım.
Bildiğimiz üç harfli market zinciri… Ancak internet hizmeti de
veriyor. Daha doğrusu kendisi vermiyor; aracı. Hatta aracının
aracısının aracısı!
Sistemin işleyişi şöyle: Paketi satan Türk Telekom. Satın alan
Oris Telekom, onun üstünde Alfa İletişim. Türk Telekom’dan
toptan aldığı ADSL hizmetini “ön ödemeli” olarak vatandaşa
satıyorlar.
100 lira daha ucuz diye bu marketten internet aldıysanız,
geçmiş olsun!
Bir daha çıkamıyorsunuz.
İnternet kötü mü? Kötü.
Hizmet berbat mı? Hem de nasıl.
Müşteri hizmetleri? Adı var kendi yok.
Tek sayfalık bir internet sitesiyle işi götürüyorlar. Bu sayfa
da sadece tahsilat yapmak için var. Şikâyet edeceğiniz bir
kanal yok. Şikâyet hattını arıyorsunuz, ulaşmanız mümkün
değil.
“Lanet olsun, ben bu hizmeti başka şirkete taşıyayım”,
diyorsunuz.
Öyle kolay değil!
Çünkü taşıma yapabilmeniz için hizmet numaranızı bilmeniz
gerekiyor.
O da yok!
Adeta devlet sırrı gibi saklanıyor.
Bir şirket, hizmet numarasını niçin saklar?
Aradığınızda ulaştığınız tek kişi, “Sizi arayacaklar” diyor.
Ama ne arayan var ne soran. Dolayısıyla hizmet numarasını
öğrenemediğiniz için hattı da taşıyamıyorsunuz.
“Bari kapatayım” diyorsunuz…
Onu da yapacağınız bir muhatap yok.
Sinir sisteminizin çöktüğünü hissediyorsunuz, değil mi?
Bu konuda mağdur olan binlerce insan, Şikayetvar gibi
platformlarda veya sosyal medyada feryat ediyor. Peki sonuç
alabiliyorlar mı? Elbette hayır.
Ne yapacaksınız?
Tabii ki BTK’ya şikâyet edersiniz…
E-Devlet’e giriyorsunuz… Bir de ne görüyorsunuz?
Şikâyet için sunulan sağlayıcı listesinde ne Şoknet var, ne
Oris Telekom, ne de Alfa İletişim!
Yani devlet bile sizin bu şirketleri şikâyet etmenizi
istemiyor.
Mutlaka bir servis sağlayıcı seçmek zorundasınız ve yine
hizmet numaranızı bilmeniz gerek.
İnsanın aklına şu soru gelmez mi:
BTK bu kurumları neden koruyor?
Sen düzenleyici ve denetleyici kurum olarak bu şirketlere
satış yetkisi veriyorsun ama kendi sisteminde tek bir kayıt
bile bulunmuyor. Üstelik şikâyet bile kabul etmiyorsun.
Tam “Lanet olsun, 399 lirayı ödeyeyim” diyorsunuz…
Bir bakıyorsunuz, almadığınız hizmetin faturası 640 liraya
ulaşmış!
Ve tüm bunlar, bir gazeteci olarak bizzat benim başıma geldi.
35 yıllık meslek hayatımda, bu kadar çaresiz kaldığım çok az
an olmuştur. Bu şirketten nasıl kurtulacağımı gerçekten
bilmiyorum.
Yapacak bir şey yok.
Kos koca BTK’nın, yani devletin bile ses çıkarmadığı bu
ahlaksız ticaret karşısında her ay bu parayı ödeyeceğim
anlaşılan.
Hatta düşünüyorum… Bu parayı doğrudan Yıldız Holding’e, yani
Ülker Grubu’na elden göndersem daha iyi olmaz mı? En azından
parayı verirken “haram zıkkım olsun” deme hakkım olurdu.
Neden mi beddua?
Çünkü bu dipsiz kuyuya bir kez düştüğünüzde, beddua etmekten
başka hiçbir hakkınız kalmıyor.
Çaresizsiniz.
Ve maalesef zavallı durumdasınız.