TERÖRLE MÜCADELE DOSYASI /// Prof. Dr. Celalettin Yavuz : Terörsüz Türkiye Heyetinin İmralı Ziyaretiyle Öcalan’a Eşik Atlatıldı

4 views
Skip to first unread message

Digi Security (İŞNET)

unread,
Nov 29, 2025, 9:50:02 AM (4 days ago) Nov 29
to (122) - ATATÜRK MİLLİYETÇİLERİ, (122) - TURAN ÇATLI MAIL GRUBU, (122) - TÜRK VE İSLAM ALEMİNİN LİDERİ TÜRKİYE, (122) ÖZEL BÜRO MAIL GRUBU (ÖZEL BÜRO), (122) ÖZEL BÜRO MAIL GRUBU (TÜRK SİYASET VE GÜVENLİK AKADEMİSİ), (122) ÖZEL BÜRO MAIL GRUBU (TÜRK STRATEJİ KURUMU), (122) TÜRKİYE İÇİN EL ELE MAIL GRUBU (122) TÜRKİYE İÇİN EL ELE MAIL GRUBU

Prof. Dr. Celalettin Yavuz : Terörsüz Türkiye Heyetinin İmralı Ziyaretiyle Öcalan’a Eşik Atlatıldı

27-11-2025

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 27 Kasım 2025

***

Kısa adı “Terörsüz Türkiye Komisyonu” da olan, TBMM’de Ağustos 2025 ayında kurulan ‘Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ 21 Kasım 2025’te İmralı’ya heyet gönderek, PKK elebaşısı (ya da MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin tabiriyle ‘kurucu lideri’) ile görüşme kararını oy çokluğuyla aldı. Bu konuyla ilgili ilk değerlendirmeyi değerli okuyucularımızla World of Türkiye (WOT)adlı e-gazetemizin 22 Kasım 2025 tarihli sayısında “CHP’nin Terörsüz Türkiye’de Yarattığı Derin Çatlak” başlığı altında paylaşmıştık.

24 Kasım’da üç kişilik heyet İmralı’yı ziyaret etti. Ziyaret hakkında kamuoyuna ayrıntılı bir açıklama yapılmamış olsa da, Öcalan’ın artık bir terör örgütü elebaşılığından “bir oyun kurucu”luğa soyunduğu daha iyi anlaşılınca konu bir kez daha ele alındı.

“Terörsüz Türkiye Komisyonu”nun İmralı Ziyaretinin Sonuçları

24 Kasım’da İmralı’ya giden heyette sadece Ak Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, MHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ile DEM Parti’den Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit yer aldılar.

Komisyonda “şeffaflık olmadığı” gerekçesiyle ilgili oylamaya katılmayan 11 üyeye sahip CHP, üyelerinin ziyarete katılmayacağını açıklamıştı. Yeniyol Partileri de Öcalan’ın ayağına gitmek yerine, teknik imkanlarla Öcalan’a uzaktan sorular sorularak cevabının alınabileceği önerisini getirmiş, ancak kabul edilmeyince ziyarete katılmama kararı almıştı. Diğer siyasi partilere ait üyeler de benzer gerekçelerle heyete katılmadılar.

TBMM’de ilgili komisyonda oylamayla belirlenen bahse konu heyetin İmralı ziyareti, ziyarete katılanlardan Yayman’a sorulduğunda “Ben gitmedim, kim gitti bilmiyorum” şeklinde bir cevap vermesi anlaşılamadı. Daha sonra ise gittiklerini açıklamış olması da bir başka garabetti. Bu ziyaretin yapılacağını sağır sultan bile duymuşken bu neyin gizliliğidir?

Ziyaret sonrasında DEM Parti Eşbaşkanı Hatimoğulları grup toplantısı sonrasında bahsekonu İmralı görüşmesi tutanaklarının herkese açık olmasını talep etti. Ancak TBMM’den 26 Kasım’da “Komisyon heyeti İmralı’ya gitti, süreç için olumlu sonuçlar alındı!” ve “Görüşme neticesinde; toplumsal bütünleşme, kardeşliğin pekiştirilmesi ve bölgesel perspektife yönelik sürecin pozitif ilerletilmesi açısından olumlu sonuçlar alınmıştır!” şeklinde diş kovuğunu bile dolduramayacak bir açıklama yapıldı.

Basına yansıyan bilgilere göre, heyetin İstanbul üzerinden helikopterle ulaştığı İmralı’daki görüşme üç saat sürmüş. Görüşmede “Öcalan’ın 27 Şubat’taki “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile PKK’nın kendisini feshedip silah bırakması ve Suriye’de 10 Mart mutabakatının hayata geçirilmesi” kapsamında sorular yöneltilmiş. “Keşke CHP de heyete katılmış olsaydı!” diyen Öcalan’ın “Kürt sorunu” ve PKK’nın kuruluşundan, silah bırakma sürecine kadar tarihi süreci aktardığı ve süreçle ilgili yasanın vakit geçirmeden çıkarılması gerektiğini söylediği de basına yansıyan bilgiler arasında.

Bunlara ilaveten Öcalan, 27 Şubat 2025’te PKK’ya yönelik yaptığı silah bırakma ve kendini fesih çağrısı ile bu bağlamda Suriye’deki gelişmeleri de değerlendirmiş.

DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları 25 Kasım’daki da grup toplantısında, Öcalan için bu görüşmede “Kuzeydoğu Suriye özelinde ve Suriye’nin bütünü açısından çözüm sürecinin anahtarı olabilecek bir perspektif ortaya koymuştur. Bu görüşmede, barışın sağlanması ve komisyonun hukuki ile siyasi düzenlemeler üzerindeki çalışmalarını destekleyecek mahiyette değerlendirmeler yapmıştır!” şeklinde iddialı ifadeler kullandı.

Ziyaretin gerçekleşmesini adeta ite kaka gerçekleştirilmesini “Hiç kimse gelmezse üç kişiyi alır tek başıma İmralı’ya giderim!” sözleriyle sağlayan MHP Genel Başkanı Bahçeli, ziyaret sonrasında  25 Kasım tarihli grup toplantısında “Terörsüz Türkiye hedefinin en ciddi muhataplarından biri İmralı’dır!” sözüyle Öcalan’a Türk siyasetinde yeni bir eşik daha atlattı.

Bahçeli, süreç konusundaki eleştiriler üzerine de “Bakınız şu yaşımda mertçe haykırıyorum yeter ki Türk Milleti barış, huzur ve sükunet bulsun yeter ki terör hayatımızdan kalıcı olarak sökülüp atılsın bizim sonumuz da varsın dar ağacı olsun!” ifadesini kullandı.

Bahçeli’ye en sert cevap 26 Kasım 2025 tarihli grup toplantısında İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu’nun “Sen darağacına Türkiye Cumhuriyeti’ni çıkartıyorsun! Farkında mısın?” şeklinde gelirken, darağacı konusu da “İhanetin zaman aşımı yoktur. İhanetin yaşı da yoktur, zaman aşımı da yoktur. Her geçen gün hesap vermeye bir gün daha yaklaşacaksınız!” ifadeleriyle verildi.

Sonuç

Konuyla ilgili daha önceki yazılarımda da “Terörsüz Türkiye” sürecinde “bardağın dolu tarafına baktığımı” belirtmiştim. Bahçeli’nin “Ok yaydan çıktı!”, benimse “Macun tüpten çıktı!” diyerek vurguladığım süreç, TBMM’de kurulan komisyona, son olarak İmralı ziyaretine rağmen oldukça çetin aşamalardan geçmekte ve geçmeye mahkumdur. Çünkü “Ben yaptım oldu!” denilerek sunulan 180 derece farklı bir paradigma değişikliğinin kamuoyu tarafından bir “emir-komuta” silsilesi içerisinde “Emredersiniz!” şeklinde derhal kabullenilebileceği beklenmemelidir. Eğer öyle olsaydı geçen yaz bizzat MHP, 9 büyük ilde konuyu anlamamış olan il ve ilçe teşkilatlarına anlatma ihtiyacını duymazdı.

“Ok yaydan çıktı!” demişken, artık Türk siyasetinde beğensek de beğenmesek de, “bebek katili” desek de yeni bir aktör var: Öcalan! Sürecin yönetimi %30-70 arasında Öcalan tarafından yapılıyor. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti hala beklemede.

Sürecin bugüne kadarki safahatına bakıldığında Erdoğan ve Ak Parti’nin İsrail-Filistin meselesine harcadığı eforun yüzde 10’unu bile Türkiye’nin en önemli meselesinde harcamadığı açıkça görülebilmektedir.

Burada kamuoyunun önemli bir kısmının sürece negatif yaklaşımını “korkaklar ve terörden nemalananlar karşı çıkıyor vb” sert bir şekilde eleştirmek yerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ak Parti’nin de canı gönülden destekleyeceği bir kamu diplomasisi yürütülmelidir.

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages