--Ankebût suresi 8. âyette ne anlatılıyor? Önce imanı, sonra itaati emreden Ankebût suresi, 8. ayetin Arapçası, meali ve tefsirini yazımızda bulabilirsiniz.
Ankebût sûresi 8. âyette Rabbimiz şöyle buyuruyor:
Ankebût Suresi 8. Ayet Arapça:
وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنًاۜ وَاِنْ جَاهَدَاكَ لِتُشْرِكَ ب۪ي مَا لَيْسَ لَكَ بِه۪ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَاۜ اِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَاُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
Ankebût Suresi 8. Ayet Meali:
Biz, insana anne babasına iyi davranmasını emrettik. Ama onlar, hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa onların sözüne uyma! Sonunda dönüşünüz yalnız bana olacaktır. İşte o zaman, vaktiyle yapmış olduğunuz her şeyi önünüze koyacağım. (Ankebût, 29/8)
ÖNCE İMAN SONRA İTAAT
Bilgi:
Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’den önce Mekke halkı son derece kötü bir hayat yaşıyor ve putlara tapıyordu. Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, onları sadece bir olan Allah’a iman etmeye çağırdı. Bu çağrıyı kabul ederek Müslüman olan gençlerden bazılarının anne babaları çocuklarını imanlarından vazgeçirmek için baskı yaptılar. Anne babaya itaat etmek Kur’an’da emredilen bir husustur. Ancak bu itaat, doğru ve güzel olan şeylerdedir. Allah’a isyan etmek ve O’nun emirlerine karşı gelmek gibi şeylerde anne babaya itaat edilmez. Çünkü Allah’ın emirleri anne babanın isteklerinden daha üstün ve önceliklidir.
Mesaj:
- Allah’a -celle celâlühû- iman her şeyden önce gelir.
- “Allah’a isyanın söz konusu olduğu yerde kula itaat yoktur. İtaat ancak iyiliktedir.” (Müslim, “İmâre”, 39)
Kelime Dağarcığı:
İlim: Bilgi, bilmek, anlamak.
Vâlideyn: Anne-baba.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
Ankebût Suresi 8. Ayet Tefsiri:
- Biz insana ana-babasına iyi davranmasını emrettik. Fakat, eğer onlar seni hakkında bilgin olmayan bir şeyi körü körüne bana ortak koşmaya zorlayacak olurlarsa, onlara sakın itaat etme! Dönüşünüz ancak banadır. Ben de yapmakta olduğunuz şeyleri size bir bir haber vereceğim.
- İman edip sâlih ameller işleyenleri mutlaka sâlihler zümresi içine katıp cennete koyacağız.
Ana babaya iyilik, Rabbimizin önde gelen emirlerinden biridir. Hatta İsrâ sûresinde yalnız kendine kulluk edilmesini emirden hemen sonra ana babaya iyiliği saymıştır. (İsrâ 17/23) Fakat onlara iyilik başka, doğru veya yanlış olduğuna bakılmaksızın her emirlerine itaat etmek başkadır. Burada, evlâdına Allah’a şirk koşmayı emreden ana babaya itaat edilmemesi istenmektedir. “Allah’a isyan sayılan hiçbir hususta itaatten söz edilemez. İtaat ancak doğru olan hususlardadır” (Müslim, İmâre 39) hadis-i şerifinden hareketle, sadece en büyük günah olan şirk konusunda değil, Allah’ın rızâsına aykırı hiçbir emre itaat edilmez.
Rivayete göre bu âyet-i kerîme Sa‘d ibn Ebî Vakkâs hakkında nâzil olmuştur. Sa‘d hâdiseyi şöyle anlatıyor:
“Annem Ümmü Sa‘d:
«- Allah, ana-babaya itaati emretmiyor mu? Madem öyle sen girmiş olduğun Muhammed’in dinini inkâr edip eski dinine dönmedikçe yemek yemeyeceğim, bir şey içmeyeceğim, tâ ki öleyim de sana anasının kâtili desinler» dedi. Yemekten içmekten kesildi. Sonunda ağzını zorla sopayla açıp ağzına bir şeyler akıtmaya başladılar. Hz. Sa‘d bu duruma çok üzülmüştü. Gelip olanları Peygamberimiz (s.a.s.)’e anlattı. Bunun üzerine bu ayet nâzil oldu. (Tirmizî, Tefsir 29/1; Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 352)
Mekke’nin ilk dönemlerinde İslâm’ı kabul eden diğer gençler de herhalde buna benzer durumlarla karşı karşıya kalıyorlardı. Bu sebeple aynı husus Lokmân Suresi 15. ayette de daha sert bir şekilde yer almaktadır.
Müslüman gençlerin ve evlatların her zaman bu tür baskılarla karşılaşmaları mümkündür. Çocuklarının dindarlığından rahatsız olan ve onlar üzerinde baskı kurmaya çalışan aileler her dönemde var olagelmiştir. Rabbimiz bu hususta bize yol göstertmekte ve bu imtihanı dengeli bir şekilde nasıl geçebileceğimizi öğretmektedir.
Hâsılı insan inanıp sâlih ameller işlemeye devam ettikçe salâhı artacak, Allah’ın sâlih kullarının hâliyle hallenecek ve onlarla birlikte cennette girecektir. Sâlih kullar, peygamberler ve Allah dostlarıdır. Allah’ın sevip râzı olduğu ve hususi in’âmlarda bulunduğu kimselerdir. Onların arasına katılabilmek en büyük bahtiyarlıktır. Peygamberler bile, ümmetlerine örnek olması açısından “sâlihlerle beraber olabilmek için” Allah’a dua etmişlerdir. (bk. Yûsuf 12/101; Neml 27/19) Bu hedefe erişebilmek için burada “iman ve sâlih amel” şartı getirilmektedir. Şu âyet-i kerîmede ise aynı şartın değişik bir ifadesi olan “Allah ve Rasûlü’ne itaat” şart koşulmaktadır:
“Kim Allah’a ve Peygamber’e itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimetler verdiği peygamberler, sıddîklar, şehitler ve sâlihlerle beraberdirler. Bunlar ne güzel arkadaştır!” (Nisâ 4/69)
Şunu belirtmek lazımdır ki imanın kişiye fayda verebilmesi ve onu ateşten koruyabilmesi için kalpte kökleşmesi ve sarsılmayacak bir şekilde kuvvetlenmesi lâzımdır.
KAYNAK:https://www.islamveihsan.com/ankebut-suresinin-8-ayeti-ne-anlatiyor.html
.
İstediğiniz zaman akıllı telefonunuzdan veya bilgisayarınızdan,
http://groups.google.com/group/turkbilgi
adresine tıklayarak kaçırdığınız yahut okumayı ertelediğiniz yazıları tekrar okuyabilirsiniz...
*****
Eğer sevdiklerinizin de bu mailleri almasını isterseniz, onlara şunu yapmalarını öneriniz =
TÜRK BİLGİ E-Mail GRUBU'na abone olmak için: turkbilgi...@googlegroups.com 'a boş bir mail atınız.
.
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "Türk Bilgi E-Mail Grubu" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için turkbilgi+...@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu tartışmayı görüntülemek için https://groups.google.com/d/msgid/turkbilgi/CAG1UzmPpwnTZGuZ%3Dshut3Xufj%2Bwp0Ygp3XtjENJjQFQ6vL4ZHQ%40mail.gmail.com adresini ziyaret edin.