KIBRIS SORUNU DOSYASI /// İlay AKSOY : Kıbrıs için çember daralıyor !!!

2 views
Skip to first unread message

Digi Security (İŞNET)

unread,
Nov 29, 2025, 8:44:17 AM (4 days ago) Nov 29
to (122) - ATATÜRK MİLLİYETÇİLERİ, (122) - TURAN ÇATLI MAIL GRUBU, (122) - TÜRK VE İSLAM ALEMİNİN LİDERİ TÜRKİYE, (122) ÖZEL BÜRO MAIL GRUBU (ÖZEL BÜRO), (122) ÖZEL BÜRO MAIL GRUBU (TÜRK SİYASET VE GÜVENLİK AKADEMİSİ), (122) ÖZEL BÜRO MAIL GRUBU (TÜRK STRATEJİ KURUMU)

İlay AKSOY : Kıbrıs için çember daralıyor !!!

27 Ekim 2025

E-POSTA : aksoy...@gmail.com

***

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı seçimlerini geride bıraktı.

Kıbrıs Türk Halkı, iddia edildiği gibi Rumlarla birleşip, federasyona geçmek için değil, memnun olmadıkları mevcut yönetimi değiştirmek için sağ ve sol sandıkta birleşip açık arayla Sayın Tufan Erhürman’ı seçerek çok önemli fırsat verdi.

Ancak, seçim sonuçlarını herkes çok iyi okuması gerekiyor.

Nasıl, 2019 yılına ikinci İBB seçimlerindeki çıkan 800,000 oy farkı Sayın İmamoğlu için değil de ortada yaşanan haksızlığa tepki olarak verildiyse, Kıbrıs’ta da aradaki oy farkı devlet yönetiminin değişmesi için değil, hükümet yönetimine karşı memnuniyetsizlikten dolayı verildi.

Kıbrıs Türk Halkı, tıpkı Türkiye’deki seçmen gibi artık çok yoruldu.

Somut icraat yerine hamaset, sorumsuzca alınan kararlar, nesilden nesile çözülemeyen problemler geride derin yaralar ve toplumda umutsuzluğu yerleştirdi.

İşte ortaya çıkan memnuniyetsizlik ve umutsuzluk tablosuna karşı verilen tepki oylar, oportünist Batı’nın tam da istediği kıvama getiriyor Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni.

Avrupa Birliği, Yunanistan, Kıbrıs Rum tarafı ve İsrail medyası, seçim sonrası attıkları manşetlerine Kuzey Kıbrıs için çok farklı planları olduğu artık çok daha şeffaf biçimde ifade ediyorlar.

Sonuçlardan son derece memnun olup gerçek dışı "Türk halkı federasyon istiyor” ve “Ada’nın birleşmesi artık kaçınılmaz, müzakereler hemen başlayacaktır” yönünde bir çok haber servis edildi.

Kuşkusuz ki, Kıbrıs adası tekrar tarihi bir dönüm noktasındadır.

Kıbrıs Türkleri, haklı olarak Ada’da varlıklarını ve topraklarını korumak zorundayken, Rum tarafı, arkasına Amerika, İsrail, İngiltere ve Avrupa Birliğini de alarak son derece küstahça adanın 9,251km² toprağının tamamen sahibi gibi davranıyor.

Avrupa Birliği Konsey Başkanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren 6 aylığına Kıbrıs Rum tarafı Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides tarafından yönetilecektir.

Tartışmasız, Christodoulides Başkanlık döneminin en önemli konusu, Kuzey Kıbrıs’ın varlığı, Türkiye’nin de Ada’da bulunmasının meşruiyeti ve garantörlüğünü tartışır hale getirmek olacaktır.

Kıbrıs adeta şu an bir çember içine alınıyor.

Bir yandan Gazze’yi yönetmek için getirilecek olan eski İngiliz Başbakanı ve savaş suçlusu Tony Blair adanın tam karşıda konumlanırken,

Diğer yandan Dipkarpaz’ın tam karşısında, Suriye’de kravatlı cihatçılar, Alevileri katledip, kıyılara HTŞ'sı konumlandırıyor.

Arada kalan Lübnan ise 18 yıl bekletilen Lübnan-Rum deniz yetki alanlarını onaylayarak artık bölgede dev Amerikan, İngiliz, İtalyan, Fransız ve İsrail şirketlerin yararlanacağını bir sahaya dönüşüyor.

Tabii ki de Avrupa Birliği bu projenin gerçekleşmesi için çok ciddi gayretler içinde.

Avrupa Birliğinin 1 Temmuz 2025 tarihli Kıbrıs Türklerinin Finansal kalkınması için yapılan çalışmalar raporunda, 2006 ile 2024 yıllar arasında, Kuzey Kıbrıs’a 726,949,162.93 Euro yardımda bulunduğunu belirtiyor.

Bu finansal desteklerin amacı ise Ada’da bulunan Türkler ve Rumlar arasında ekonomik entegrasyon üzerinden siyasal birleşmeyi sağlamak olduğunu da özellikle belirtiyor.

Raporun en çarpıcı bölümü ise 2006-2024 yıllar arasında Kayıp İnsanlar komisyonuna 41.1milyon Euro ödenek ayırmış olmasıdır.

Avrupa Birliği, özellikle 1974 sonrası Kuzey Kıbrıs Türk topraklarında kayıp olan 2002 kişinin bulunmasına çok önem veriyor.

Şu ana kadar 1057 kişinin kalıntıları bulundu ve bu kalıntılar, Amerika’ya gönderildikten sonra Bode laboratuvarında 700 Rum, 200 Türk insanın DNA sonuçlarına göre kimlikleri tespit edildi.

Dosyalar gizlik ilkesi nedeniyle şimdilik kamuoyuna açık değil.

Ancak, Avrupa Birliğin, kalıntıların bulunması için ayırdığı bu önemli bütçe, bize gösteriyor ki, yarın olası bir görüşme sürecinde Ada’daki kalıntıların bulunduğu yerler, Rumlar tarafından hak talep etmek için de kullanılacaktır.

Bu endişemi teyit edecek ilk girişim de geçen hafta

Avrupa Parlamento Üyesi ve aşırı sağ DİSİ Milletvekili Michalis Hadjipantela’nın 1974 Harekatı sırasında kaybolan ve hayatını kaybeden Kıbrıslı Rumlar için Avrupa Parlamentosu binalarının birine anıt yapılması için vermiş önergenin kabul edilmesinden görüyoruz.

Konuyla ilgili Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıs Türk Üyesi Sayın Hakkı Müftüzade’nin Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) vermiş olduğu demeçten çok açıkça anlaşılıyor ki ilerleyen süreçte Türklerin, Ada’daki varlıklarını başta Avrupa Birliği tarafından tamamen yok sayılacaktır.

O yüzden Sayın Erhürman çok kritik bir dönemde Cumhurbaşkanlığı görevini üstlendi.

İlk sınavını Kıbrıs Türk Cumhuriyetine ve Türk halkına karşı yapılması kararlaştırılan bu olağanüstü saygısız ve tahrik edici anıtın yapılmasını engelleyebilirse geçecektir.

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages