
İlay AKSOY : Amerika'da yükselen Hristiyan Milliyetçiliği ...
10 Kasım 2025
E-POSTA : aksoy...@gmail.com
***
Bu hafta içinde
Amerika’nın kalbi ve finans merkezi olan New York'ta tarihi
bir seçim gerçekleşti.
4 Kasım tarihinde yapılan belediye seçimlerinde, daha 4 ay
önce sadece %1 oyu bile olmayan, 34 yaşında ve kimsenin
tanımadığı Zohran Mamdani çok kısa süre içinde %50.4 oy
alarak, eski New York Valisi Andrew Cuomo’ya %9 puan fark atıp
belediye seçimlerini kazandı.
Mamdani sadece New York’un en genç ve en yüksek oyu alan
belediye başkanı olmadı, aynı zamanda ilk Müslüman belediye
başkanı da oldu.
Ancak, Mamdani’nin kimliği en az başarısı kadar sıra dışıdır.
Hint asıllı olan annesi ve babası, annesi Hindu’dur, babası da
kendisi gibi Şii Müslümandır.
Kendisi Uganda doğumlu ve Uganda vatandaşıdır, Amerikan
vatandaşlığına da Amerika’da yıllarca yaşamasına rağmen bir
yıl önce geçti.
Mamdani’nin başarısıyla ilgili en çelişkili tarafı ise 11
Eylül 2001 tarihinde, Müslüman olan 16 terörist, New York
şehrinde, Amerika’nın en büyük terör saldırısını
düzenlemesinin ardından sadece 24 yıl sonra, aynı şehrin
insanları, büyük bir fark atarak Müslüman belediye başkanı
seçmiş olmasıdır.
Bir şehrin hafızası bu kadar kısa sürede içinde yok olması ve
9/11 terör saldırısı sonrası başlatılan Irak işgal/darbe
operasyonunda hayatını kaybeden 853 Amerikan askerin de artık
hatırlanmaması pek normal olduğunu söyleyemeyiz.
Peki neden New York, geçmişini bu kadar hızlı unuttu ve başta
George Soros gibi diğer büyük küresel güçler onların temsil
ettiği herşeye zıt olan Zohran Mamdani’nin kazanmasını
sağladı?
Çünkü Mamdani’nin kimliği, yeniden dayatılan “Önce Amerika”
kimliğine uymadığı için çok değerli oldu.
Farklı olması “beyaz” Amerikan toplumun bir araya gelmesi ve
konsolide olmasını kolaylaştıracaktı.
Göçmendi, antisemitikti (!) ismi zor telafuz ediyordu, eşi de
Suriyeliydi, ailesi Hindu ve Müslümandı.
Yani, Trump ve diğer liberal küresel güçlerin standartlarına
ve kabul gördükleri kimliğin tam tersiydi.
Seçimlerde de bu özellikleri üzerinden kampanya yürütüldü.
Peki neden?
Nedeni de çok açık, dünya değişiyor, dengeler değişiyor ve
artık Amerika’nın merkezinde olduğu tek kutuplu dünya yerine
merkezinde Rusya, Çin, Hindistan ve kısmen Brazilya, İran ve
Endonezya’nın başını çektiği çok kutuplu bir dünya yönetimine
geçiliyor.
Amerika da bu değişen dünyaya sadece ekonomik olarak değil
kültürel olarak da ayak uydurması gerekiyor.
Çok kutuplu dünyanın yeni oyuncuları çok milliyetçi, dinlerine
bağlı ve etnik yapılarına da çok önem veriyor.
Amerika’nın Liberal politikaları, dev ilaç firmaları yeni
geliştirdikleri hormon ilaçlarını satıp milyarlarca dolar
kazanabilsin diye dayatılan “woke" kültürü, cinsiyet
bunalımıyla birlikte çok ciddi kimlik bunalımı doğurdu,
geleneksel aile yapılarını parçaladı ve derinleşen ekonomik
kriz nedeniyle gençler dinden de uzaklaştı.
Kontrolsüz göç ile birlikte Amerika artık çok kültürlülük bir
ülkenin en büyük zenginliği değil, en büyük zafiyeti olduğu
artık kabul etti.
O yüzden Amerika, rakibi olan bu ülkelerle yarışabilmesi için
yeniden önce toplumunu sosyolojik olarak değiştirmesi
gerekiyor.
Yeni Amerikan toplumu daha kısa süre önce cinsiyetlerini inkar
etmeleri isteyen Obama ve Biden hükümetlerin politikalarından
hızlıca uzaklaşıp, daha “beyaz”, Hristiyan ve Milliyetçi
olması isteniyor.
İşte o yüzden Hristiyan olan Charlie Kırk’ın ölümü ve bu hafta
seçilen yeni New York belediye başkanı Müslüman Zohran
Mamdani’nin rolleri bu yeni kimlik inşasında çok önemli rol
alıyor.
Amerika artık Hristiyan milliyetçiliği toplumuna dayatarak,
bir yandan Siyonist lobisinin gölgesinden kurtulmayı
planlıyor, diğer yandan da yeni nesiller için “milli kimlik”
inşa ediyor.
Evanjalistler artık din ve devlet arasındaki çizgiyi büyük bir
kararlılıkla kaldırıyor.
Bu nedenle Charlie Kırk, ideal bir Hristiyan rol modeli olarak
toplumun karşısına çıkartılırken, Mamdani gibi, bir “yabancı”
ve üstelik “müslüman” bir figür, toplumu konsolide etmesi için
gerekliydi.