Paratonerin öyküsü din-bilim karşıtlığının en trajik örneklerinden biridir. 1752'de Benjamin Franklin (100 dolar ABD banknotunun üzerinde portresi olan siyasetçi ve bilim insanı) insanları yıldırımdan korumak amacıyla paratoneri icat ettiğinde Kilisenin yıldırımlarıyla karşı karşıya kaldı.
Tanrının cezasından kaçınma girişimi olarak nitelenen çiçek aşısı gibi paratoner de şiddetli tepkilerle karşılaştı.
Paratoner yıldırımdan korunmak içindi. Peki Yıldırım neydi? Şuydu:
"Rab göklerde gürledi ve yüce olan ses verdi dolu bir ateş közleri... ve oklarını salıp onları dağıttı çok şimşekler de salıp onları bozgun etti. "(Mezmurlar 18 13 14).
Ne var ki her ne hikmetse Rabbın bu yıldırımları hep yüksek yapılara ve bu arada kiliselerin çan kulelerine musallat oluyordu.
Asimov'un verdiği sayılara göre 18.yy. Almanya'sında 33 yıllık bir dönemde en az 400 kilisenin çan kulesine yıldırım düşmüştü. Üstelik şiddetli fırtınalarda Tanrı'nın gazabından korunmak için kilise çanlarının çalınması gelenek olduğundan çan çalıcılar ciddi tehlikeli durumlarda kalıyordu. Nitekim bu 33 yıllık dönemde 120 kişi çan çalarken yıldırım düşmesi sonucunda ölmüştü.
Bütün bunlara rağmen paratoner bağnaz din adamlarının büyük direnişiyle karşılaştı. Yıldırım Tanrı'nın gazabını simgelediğine göre ondan korunmaya çalışmak dinsizliğin ta kendisiydi.
Hele kiliselere paratoner koymak olacak iş değildi.
Paratonerin icadından 3 yıl sonra 1 Kasım 1755'de Azizler Yortusu gününde bütün kiliselerin tıklım tıklım dolu olduğu bir sırada yaşanan Büyük Lizbon Depreminde otuz bin kişi öldü.
Bu deprem ve aynı yıllarda - en çok
paratoner dikilen kent olan - Boston dolaylarındaki depremler bağnaz din adamlarınca Tanrı'nın paratoner yüzünden insanlara yönelen gazabı olarak nitelendi.
Ne var ki düşen yıldırımların yol açtığı yıkımlar paratonere karşı çıkmayı da git gide zorlaştırıyordu. Asimov'un deyimiyle "Yıldırımın paratonersiz kiliselere sık sık düştüğünü ancak paratonerle korunan kasabanın batakhanesine hiç uğramadığını herkes fark eder olmuştu. "
1767'de İtalya'da yaşanan bir olay da anılmaya değer. Brescia kentinin insanları ellerindeki 100 ton barutu en güvenilir yer olarak kilisenin mahzenine saklamışlardı. Paratoner olmayan kiliseye yıldırım düştü ve korkunç bir patlamayla kentin altıda biri yıkıldı ve üç bin kişi hayatını kaybetti.
Bu olay bağnazlığın- tabii yalnız paratoner konusunda- kesin sonunu getirmekte önemli rol oynadı.
Kaynak:G. Gönenç Bilim ve Sanat.
Kuran(Rad-13):"Gök gürültüsü O'na hamd ile melekler ise O'nun korkusundan tesbih ederler. O yıldırımları gönderir ve onları dilediğine isabet ettirir..... .
Yunan mitolojisinde en büyük tanrı olan Zeus göklerin şimşeklerin ve gök gürültüsünün tanrısıdır. Heykellerinde çoğunlukla elinde şimşek tutar şekilde tasvir edilmiştir.
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-...@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gunde...@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj....@neomailbox.net / oraj....@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
![]() Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. |
: |
http://insulaelibertatis.com/ |