CUMA NASİHATI - Güzel Söz

10 views
Skip to first unread message

huzurvadisi huzurvadisi

unread,
Jul 8, 2011, 3:43:17 AM7/8/11
to Tevhidi_Makaleler, huzurv...@gmail.com
Güzel Söz

Ey Müslümanlar!. Allah'tan hakkıyla korkun. Çünkü Allah'tan hakkıyla
korkmak (takv) ahirette en iyi azık ve en güzel sondur. (Şüphesiz
güzel son takv sahiplerinindir.) (ıı/Hud/49) Ey Müslümanlar!.. Söz
kişiyi tarif eder ve kalbinde saklı olanlara tecüman olur, aslına ve
aklına dellet eder. Akıllı insanın ağzı bağlıdır. Bir şey konuşmak
isterse onu alıkoyar. Cahilin ağzı ise açıktır, her istediğini söyler.
Akıllı insan; açıklaması gereken bir hak, çürütmesi gereken bir batıl,
yayması gereken bir hayır, anlatması gereken bir ilim ya da teşekkür
etmesi gereken bir lütuf olmadıkça sessiz kalmayı tercih edendir. Ebu
Hureyre radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in
şöyle buyurduğunu bildirir: "Kim Allah'a ve ahiret gününe iman
ediyorsa, ya hayır söylesin veya sussun!" Bu hadisi, Buhari ve Müslim
rivayet eder. Gereksiz şeyleri terketmekle akıllar kemıle erer. Dilsiz
olmak, batıl konuşmaktan ve yalan söylemekten daha hayırlıdır.
Insanların en kötüsü; sözü eğik ve dili eğri olan ve batıl söz
söyleyendir. Sözün en kötüsü ise; Allah'ın Kitabı'na ve Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem'in sünnetine ters düşen, bozulmamış
tabiatların kabul etmediği ve kulakların duymak istemediği sözdür.

Ey Müslümanlar!.. Yanlış söz söylemek, pişmanlığa götürür. Hiçbir
düzeni ve engelleyicisi olmayan bozuk söz mahrumiyetin adresi ve
terkedilmişliğin delilidir. Ebu Hureyre radıyallahu anh, Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu bildirir: "Şüphesiz
kul iyice anlamadan bir söz konuşur da bu nedenle cehennemde doğu ile
batı arası mesafeden daha uzağa düşer." Bu hadisi, Buhari ve Müslim
rivayet eder. Tirmizi'de ise şu rivayet edilir: "Şüphesiz kişi bir
kelime konuşur ve ondan bir sakınca görmez de, o söz nedeniyle
cehennemde yetmiş yıl mesafesi aşağı düşer." Bilal b. Haris
radıyallahu anh der ki: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in
şöyle buyurduğunu işittim:
"Şüphesiz sizden biri Allah'ın razı olacağı bir söz söyler de onun
ulaştığı (dereceye) ulaşacağını zannetmez. Allah o söz nedeniyle ona,
kendisine kavuşacağı güne kadar razı olacağını yazar. Yine sizden biri
Allah'ı kızdıracak bir söz söyler de onun ulaştığı (dereceye)
ulaşacağını zannetmez. Allah o söz nedeniyle ona, kendisine kavuşacağı
güne kadar gazabını yazar." Bu hadisi, Tirmizi ve İbni Mıce rivayet
eder. Muaz radıyallahu anh der ki: "Ey Allah'ın Rasulü! Bizler
konuştuklarımızdan sorumlu tutulacak mıyız?" dedim. Bunun üzerine
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Annen seni
yitirsin ey Muz! Insanlar, dilleriyle elde ettiklerinden başka bir şey
nedeniyle mi cehenneme yüzleri üzere atılırlar?" Bu hadisi, Tirmizi
rivayet eder.

Ey Müslümanlar!.. Güzel söz bir kazançtır. Çirkin söz ise günahtır.
Allah o ikisi için birer misal vererek onlar için şu benzetmede
bulunmuştur: (Görmedin mi? Allah nasıl bir misal verdi. Güzel bir söz,
kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir. (0
ağaç) Rabbinin izniyle her zaman meyve verir. Oğüt alsınlar diye Allah
insanlara böyle misaller verir. Kötü sözün durumu da, yerden
koparılmış, kökü olmayan kötü bir ağaca benzer.) (1 4/1 brahim/24-26)
Güzel söz, Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın
Rasulü olduğuna şehadet etmektir. Bu, Islam'ın kelimesidir ve sözlerin
en doğrusudur.

Apaçık ve en büyük hüccettir. Tutunulması gereken sağlam kulptur ve
takv kelimesidir.
Adil ve dosdoğru, malları ve kanları koruyan sözdür. Bu sözün şartları
şunlardır: Anlamını bilmek, kesin inanmak, tamamen kabullenmek,
gereğine boyun eğmek, onu söylemede doğru ve samimi olmak ve o sözü
sevmektir.

Anlamı ise şu şekildedir: Allah'tan başka ibadete layık hak ilah
yoktur. Allah'tan başkasına secde etmek, kurban kesmek, adak adamak ya
da dua etmek, Allah'tan başkası adına yemin etmek, O'ndan başkasına
tevekkül etmek caiz değildir. Sıkıntı anlarından ancak Allah'a
sığınılır. Olmüş bir insandan veya ancak Allah'ın gücünün yeteceği bir
şeyde insanlardan yardım istemek veya onlara sığınmak haramdır.
Her mükellefe farz olan, ibadetin tümünü yalnızca Allah'a has
kılmasıdır. Kim dünyalık bir şey elde etmek, insanlar tarafindan
övülmek ve riya amacıyla bir amel işlerse, onun o ameli
reddedilmiştir. Ebu Hureyre radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu bildirir: "Allah Tel buyurdu ki:
Ben kendisine şirk koşulanların şirkten en müstağni olanıyım. Kim bir
amel işler de, onda başkasını bana ortak koşarsa, onu ve şirkini
terkederim." Bu hadisi, Müslim rivayet eder.
"Zikrin en faziletlisi, 'L ilhe illallah'tır." Bu hadisi, Tirmizi ve
İbni Mace rivayet eder.



Kelime-i tevhid, tesbih ve hamd sabah-akşam dilinizden düşmesin. Ebu
Hureyre radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in
şöyle buyurduğunu bildirir: "Subhnallahi ve'lhamdu lillahi ve l ilhe
illallhu v'allahu ekber, demek güneşin üzerine doğduğu her şeyden bana
daha sevimlidir." Bu hadisi, Müslim rivayet eder. "Kimin son sözü 'L
ilhe illallah' olursa, cennet ona vacip olur." Bu hadisi, Ebu Davud
rivayet eder. (O'na güzel kelimeler yükselir.) (35/Fatzr/ıo) (Hem
sözün güzelini işitecek duruma ulaştırılmışlar, hem de övülmeye layık
(olan Allah'ın) yoluna eriştirilmişlerdir.) (22/el-Hacc/24)


Ey Müslümanlar!.. Çirkin söz ise, küfür sözüdür. Tasdiki ve
teslimiyeti bozan söz söylemektir. Dine dil uzatmak, onunla alay etmek
ve onu küçük görmektir. Kim Allah ile, ayetleri, emirleri, vaatleri ve
tehditleri ile alay ederse; ya da Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem
ile veya dininin hükümlerinden bir şey ile alay ederse iman etmekten
çıkmış ve Müslümanlığından sonra kafir olmuştur. (De ki: "Allah ile,
yetleri ile ve peygamberi ile mi alay ediyorsunuz?" Boşuna özür
dilemeyin, iman ettik dedikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz.) (9/et-
Tevbe/65-66) (Onlar, kötü bir şey söylemedik, diyerek Allah'a yemin
ederler. Onlar o küfür kelimesini kesinlikle söylediler. Islm'a
girdikten sonra yine kfirlik ettiler.) (9/et-Tevbe/74)




Kim Allah'ın şeriatı ve Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem'in sünneti
ile hükmetmeyi örümcek kafalılık, gericilik, teokratik diktatörlük ve
uygarlık dışı olarak görürse amelleri boşa götüren küfür sözü söylemiş
ve büyük günah işlemiştir. Münafıklar sözlerindeki eğrilikten ve
dillerinin sürçmesinden belli olur. Ne kadar samimiyet ve ıslah
maskesine bürünürlerse bürünsünler, ne kadar doğruluk ve iyilik
gösterisi yaparlarsa yapsınlar, Allah onların içlerinde gizlediklerini
ortaya çıkarır. (Yoksa kalplerinde hastalık olanlar Allah kendilerinin
kinlerini hiç ortaya çıkarmaz mı sandılar? Eğer biz dileseydik onları
sana gösterirdik. Sen de onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki, sen
onları sözlerinin üslubundan da tanırsın.) (47/Muhammed/29-3o) Sözleri
cılız ve düşünceleri demodedir. Yararsız bir hezeyan ve zayıf bir
mantıktır. Gizledikleri bozgunculuğa ve hilekarlığa işaret eder.
(Münafikların erkekleri de kadınları da birbirlerine benzerler.
Kötülüğü emreder, iyilikten sakındırırlar ve Allah yolunda harcamaktan
ellerini sıkı tutarlar. Allah'ı unuttular da, Allah da onları unuttu.
Gerçekten de münafiklar hep fsık kimselerdir.) (9/et-Tevbe/67)

Ey Müslümanlar!.. Ancak helak olmuş şaşkın kimsenin, cahilin veya
ziyanda olan sapık birinin söyleyebileceği haddi aşan asılsız
sözlerden biri de, yalan ve iftiranın en büyüğü olan şirk sözüdür. Kim
ölülerin ruhlarından yardım istemenin, türbelerde ve mezarlarda
yatanlardan medet talep etmenin caiz olduğunu öne sürerse; ölülerin
kainatta ve olan olaylarda tasarrufta bulunduklarını, gaybı
bildiklerini öne sürerse; ya da onların bedenleri ve ruhları ile
birlikte kabirlerinden çıkıp darda kalana yardım ettiklerini ve zorda
olanı kurtardıklarını öne sürerse, Allah'a karşı haddi aşan ve Allah
adına yalan söyleyen arsız bir kimsedir. Ummetin içinde sözlerin en
kötüsünü ve inançların en sapığını yaymaktadır. İnsanları doğru yoldan
alıkoymakta ve hurafelere davet etmektedir. 0, Allah'ı hakkıyla takdir
etmemiş ve Allah'tan korkmamıştır. Bu nedenle sapıklığını açıkça
ortaya koymuştur. (Bir yalanı Allah'a iftira edenden daha zalim kim
olabilir? Bunlar Rablerinin huzuruna arzolunacaklar, şahitler de şöyle
diyecekler: "Işte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir". Iyi
bilin ki: Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir.) (ıı/Hud/ı 8)

Ey Müslümanlar!.. Ölülere dua etmek, sıkıntı anlarında onlara
seslenmek, bela anlarında ihtiyaçların giderilmesi ve sıkıntıların
ortadan kalkması için isimlerini bağırmak apaçık bir şirk ve küfürdür.
Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem'in daveti, küfrü yıkıp
tamamen ortadan kaldırmak ve ümmeti onun pisliğinden ve şerrinden
korumak üzere gelmiştir.

Ebu Temime, kavminden bir adamdan şunu rivayet eder: "Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem'i gördüm. Kendisine bir adam geldi ve "Sen
Allah'ın Rasulü müsün?" dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem,
"Evet" deyince, "Neye davet ediyorsun?" dedi. Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Başında bir darlık olup kendisine dua
ettiğinde senden onu gideren, kıtlığa yakalanıp kendisine dua
ettiğinde senin için (ekin vs.) bitiren, çıplak bir arazide bineğini
kaybedip kendisine dua ettiğinde sana onu geri döndüren tek bir
Allah'a davet ediyorum." Bunun üzerine adam Müslüman olur. Bu hadisi,
İmam Ahmed ve Ebu Davud rivayet eder.

Ey Müslümanlar!.. Fasıklık sözü ise günaha meyletmek ve doğru yoldan
çıkmaktır. Günahta ileri gitmektir. Çirkin ve boş sözü yaymaktır.
Nefsi arzulara ve arsızlığa sevkeden kötülüğü yayınlamaktır.
Rahman'ın kulları, çirkin söz ve davranışlarla kendilerini
kirletmezler. Açıkça günah işlemezler. Çünkü günahlar hiç bir karşı
çıkan olmadan açıkça işlenir ve yayılırsa Allah'ın azabı iner ve ilahi
ceza gerçekleşir. (Biz bir ülkeyi yok etmek istediğimiz zaman, şımarık
varlıklılarına emrederiz, onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler.
Böylece, o ülke helaka müstahak olur, biz de onu yerle bir ederiz.)
(ı7/el-Isrc/ı6)




Zeyneb binti Cahş radıyallahu anha şöyle der: "Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem bir gün korkmuş ve yüzü kızarmış bir şekilde dışarı
çıktı. Şöyle buyuruyordu: "La ilhe illallah! Yaklaşan bir kötülük
nedeniyle Arapların vay haline! Bugün Ye'cüc ve Me'cüc'un seddinden
bunun gibi (bir delik) açıldı." Böyle derken başparmağını ve ondan
sonra geleni halka şeklinde birleştirdi. Dedim ki: "İçimizde salihler
olduğu halde helak olunur muyuz?" "Evet, kötülük (günahlar ve fuhuş)
çoğalınca" buyurdu." Bu hadisi, Buhari ve Müslim rivayet eder.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: "Aralarında
günahlar işlenip de (bu durumu) değiştirmeye güçleri yettiği halde
değiştirmeyen her bir kavmi, Allah'ın genel bir ceza ile
cezalandırması yakındır." Bu hadisi, Ebu Davud rivayet eder. Ve yine
şöyle buyurur: "Allah belirli insanların yaptığı nedeniyle genele azap
etmez. T ki kötülüğü aralarında görüp, inkar etmeye güçleri yettiği
halde inkar etmeyinceye kadar. Böyle yaparlarsa Allah belirli kişilere
de, genele de azap eder." Bu hadisi İmam Ahmed rivayet eder.
Kötülüklere karşı çıkarak, haramları terkederek ve açıkça günah
işlemekten sakınarak belaları ve ilahi cezaları kendinizden
uzaklaştırın. Nimetin zevıline yolaçan sebepleri terkederek nimetleri
kendinize çekin.


Ey Müslümanlar!.. İftira ve fitne sözü; İnsanların huzurunda çirkinlik
göstermek, asılsız haberler yaymak ve ayrılık istemektir. Bu, birliği
bozacak ve bağların kopmasını sağlayacak, değersiz insanları
kışkırtacak; kalpleri Müslümanların cemaatine ve imamlarına,
alimlerine ve eğitim metotlarına karşı tahrik edecek şeyler
söylemektir.

Sehl b. Abdillah et-Testüri rahimehullah şöyle der: "Sultana
(yöneticiye) ve alimlere saygı duydukları sürece insanlar hayırdadır.
Bunlara saygı duyarlarsa, Allah onların dünyalarını ve ahiretlerini
ıslah eder. Bunları küçük görürlerse, dünyalarını ve ahiretlerini
ifsat ederler."

İyd b. Öanm radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in
şöyle buyurduğunu bildirir: "Kim sultana (yöneticiye) bir konuda
nasihat etmek isterse, bunu ona (başkalarının yanında) açıkça
söylemesin. Bilakis, elinden tutsun ve onunla yalnız kalsın. Kabul
ederse eder; etmez ise de, o üzerine düşeni yapmış olur." Bu hadisi,
İmam Ahmed ve İbni Ebi Asım rivayet eder.
İmamlara (yöneticilere) nasihat etmek kesinlikle vaciptir. Şeriata
muhalefet ettikleri şeylerde onları uyarmak dinin bir kuralıdır. Fakat
bu; hikmetle ve güzel sözle olmalı, yumuşaklıkla yapılmalıdır. Onların
ıslahı ve afiyette olmaları için dua edilir. Haksızlıklarına ve
zulümlerine sabretmek gerekir. Onlara başkaldırmak, onlarla savaşmak
ya da onlara itaati terketmek caiz değildir. Kim böyle yaparsa, o
bidat ehlindendir. Sünnet ve selefin yolu üzere değildir.

Avf b. Mılik radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem'in şöyle buyurduğunu bildirir: "Imamlarınızın
(idarecilerinizin) hayırlıları sizin onları sevdikleriniz ve onların
da sizi sevenleri, kendileri için hayır dua ettikleriniz ve sizin için
hayır dua edenleridir. Imamlarınızın (idarecilerinizin) kötüleri ise,
sizin onlara buğzettiğiniz ve onların da size buğzettikleri, onlara
lanet ettiğiniz ve onların da size lanet ettikleridir."

"Ey Allah'ın Rasulü!. 0 zaman onlara kılıçla karşı çıkalım mı?"
denilince şöyle buyurur: "Hayır; aranızda namazı ikame ettikçe (karşı
çıkmayın)! Kimin üzerine bir idareci tayin edilirse ve onun Allah'a
isyan (günah) olan bir şey yaptığını görürse, Allah'a isyan olarak
yaptığından (günahtan) hoşlanmasın ve itaatten el çekmesin! "Bu hadisi
Müslim rivayet eder.

Ey Müslümanlar!.. Mlah'tan hakkıyla korkun ve O'nu gözetin. O'na itaat
edin ve asla O'na isyan etmeyin! (Ey iman edenler! Allah'tan, O'na
yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.) (3/Al-i
Imran/ıo2) Bilin ki, üzerinizde her söylediğinizi yazan ve her
sözünüzü ezberleyen iki melek vardır. (Insan hiçbir söz söylemez ki
yanında (onu) gözetleyen, dediklerini zapteden bir melek hazır
bulunmasın.) (5o/Kaf/ı8)

Ey Müslümanlar! Müslüman, dilinden ve elinden insanların emin olduğu
kişidir. İnsanlar arasında laf taşımak kovuculuktur. İftira ve
bühtandır. Çirkin bir sözdür. İnsanların arasını bozmaktır. Birbirini
seven insanların arasını ayırmaktır. Eşlerin arasını bozmak için sihir
yapan cehennem ateşiyle tehdit edilmiştir. Huzeyfe radıyallahu anh,
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu nakleder:
"Kovuculuk yapan cennete girmez." Bu hadisi, Buhari ve Müslim rivayet
eder.
Gıybet, kesici bir dildir ve ırzlar hakkında iftirada bulunmaktır.
Arkadan çekiştirmek ve kaş-göz işaretiyle alay etmektir. Bataklık ve
uçurumdur. Çürümüş leşlere ve pisliklere dalmaktır. Cezası büyük ve
sonu korkunçtur.

Enes radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle
buyurduğunu nakleder: "Miraca çıkarıldığımda bakırdan tırnakları olan,
yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan bir grup insana rastladım. "Bunlar
da kim ey Cibril!" dedim. "Bunlar, insanların etini yiyen ve onların
ırzlarına dil uzatanlardır" dedi." Bu hadisi, İmam Ahmed ve Ebu Davud
rivayet eder. Bu tehditten öte daha başka bir tehdit olabilir mi? Ne
zaman dilleri bu hatadan alıkoyacağız?. Ne zaman bu yaygaracılıktan
geri durup tevbe edeceğiz?.

Ey Müslümanlar!.. İnsanlara çokça dil uzatan hayal kırıklığına uğrar.
Çokça lanet eden ziyana uğrar. Çirkin ve aşağılık sözler söyleyenin,
ümidi boşa çıkar. İbni Mes'ud radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu bildirir: "Mü'min, (insanları)
çokça karalayan ve çokça lanet eden, kötü söz söyleyen ve küfreden bir
kimse değildir." Bu hadisi, Tirmizi rivayet eder.
Allah bizi ve sizi bütün günahlardan ve haramlardan korusun. Geçmiş
günlerdeki hatalarımızı ve kusurlarımızı affetsin.

Ey Müslümanlar! Dinlemenin meyvesi tabi olmaktır. Bu nedenle, sözü
dinleyen ve en güzeline tıbi olanlardan olun! Bilin ki Allah sizlere
ilk önce kendi ismini zikrederek, ikinci olarak melekleri ve üçüncü
olarak da siz mü'minleri zikrederek bir emirde bulunarak şöyle
buyurur: (Muhakkak ki Allah ve melekleri peygambere salt ederler. Ey
iman edenler! Siz de O'na salt ve çokça selam eyleyin.) (33/el- Ahzab/
56)
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages