Kur'an-ı Hakim, madem Şehr-i Ramazan'da nüzul etmiş; o Kur'anın zaman-ı nüzulünü istihzar ile o semavi hitabı hüsn-ü istikbal etmek için Ramazan-ı Şerifte nefsin hacat-ı süfliyesinden ve malayaniyat halattan tecerrüd ve ekl ü şürbün terkiyle melekiyet vaziyetine benzemek ve bir surette o Kur'anı yeni nazil oluyor gibi okumak ve dinlemek ve ondaki hitabat-ı İlahiyeyi güya geldiği an-ı nüzulünde dinlemek ve o hitabı Resul-i Ekrem (A.S.M.)dan işitiyor gibi dinlemek, belki Hazret-i Cebrail'den, belki Mütekellim-i Ezeli'den dinliyor gibi bir kudsi halete mazhar olur. Ve kendisi tercümanlık edip başkasına dinlettirmek ve Kur'anın hikmet-i nüzulünü bir derece göstermektir.
(Bediüzzaman Said Nursi - 29. Mektub’dan)
Lügatler
Ân-ı nüzul :inme gönderilme anı Belki :bilakis, aslında Cebrail :vahiy getiren melek Ekl :yeme Güya :sanki, farzet Hâcât-ı süfliye : aşağılık ve bayağı ihtiyaçlar Hâlât :durumlar, haller Hâlet :hal, keyfiyet, durum Hazret :hürmet edilecek büyük, önder Hikmet-i nüzul :iniş gayesi hikmeti Hitabat-ı ilâhiye :ilâhi hitaplar seslenişler Hitap :sesleniş, söyleme Hüsn-ü istikbal :güzel karşılama İstihzar : hazır etme, gözönüne getirme Kudsî :mübarek, kutsal Kur’ân-ı Hakîm :her âyet ve suresinde sayısız faydalar ve hikmetler gizli olan Kur’an Malayaniyat : faydasız, insanı ilgilendirmeyen boş şeyler Mazhar :sahip olma, nâil olma, erişme Melekiyet :meleklik
|
Mütekellim-i ezeli : ezelî kelâm sıfatına sahip olan ve konuşması, hiçbir varlığın konuşmasına benzemeyen Allah Nâzil :yukarıdan aşağıya inen, bir yere konan Nefis :bir kimsenin kendisi; insanı daima kötülüğe, maddî zevk ve isteklere sevk eden duygu Nüzul :inme Ramazan-ı Şerif :şerefli Ramazan ayı Resûl-i Ekrem : Allah’ın en şerefli ve değerli elçisi olan Hz. Muhammed(a.s.) Semavi :gökle alakalı Suret : biçim, şekil Şehr-i Ramazan :Ramazan ayı Şürb :içmek Tecerrüd :sıyrılma, arınma Tercüman :açıklayan, tercüme eden Terk :bırakmak, salıvermek, vazgeçmek Vaziyet :durum, hal Zaman-ı nüzul :inme zamanı
|
![]() |
Virüs bulunmuyor. www.avast.com |