Mide fabrikasının çok hademeleri var. Hem onunla alakadar çok cihazat-ı insaniye var. Nefis, eğer muvakkat bir ayın gündüz zamanında ta'til-i eşgal etmezse; o fabrikanın hademelerinin ve o cihazatın hususi ibadetlerini onlara unutturur, kendiyle meşgul eder, tahakkümü altında bırakır. O sair cihazat-ı insaniyeyi de, o manevi fabrika çarklarının gürültüsü ve dumanlarıyla müşevveş eder. Nazar-ı dikkatlerini daima kendine celbeder. Ulvi vazifelerini muvakkaten unutturur. Ondandır ki; eskiden beri çok ehl-i velayet, tekemmül için riyazete, az yemek ve içmeğe kendilerini alıştırmışlar. Fakat Ramazan-ı Şerif orucuyla o fabrikanın hademeleri anlarlar ki; sırf o fabrika için yaratılmamışlar. Ve sair cihazat, o fabrikanın süfli eğlencelerine bedel, Ramazan-ı Şerifte meleki ve ruhani eğlencelerde telezzüz ederler, nazarlarını onlara dikerler. Onun içindir ki; Ramazan-ı Şerifte mü'minler, derecatına göre ayrı ayrı nurlara, feyizlere, manevi sürurlara mazhar oluyorlar. Kalb ve ruh, akıl, sır gibi letaifin o mübarek ayda oruç vasıtasıyla çok terakkiyat ve tefeyyüzleri vardır. Midenin ağlamasına rağmen, onlar masumane gülüyorlar.
(Bediüzzaman Said Nursi - 29. Mektub’dan)
Lügatler
Alâkadar :ilgilendirme, alakalı, ilgili Bedel: karşılık Celbetmek : kendi tarafına çekmek, götürmek Cihazat :cihazlar, organlar Cihazat-ı insaniye :insana ait organlar ve duygular Daima :devamlı Derecat :dereceler Ehl-i velayet :evliyalar topluluğu, Hak dostları Feyz :ilim, irfan, ihsan, bereket, bolluk Hademe :hizmetçi Hususi :özel, bir şeye ait olan İbadet :Allah’ın emirlerini yapmak, sevaplı ve ihlâslı iş yapmak, Allah’a kulluk Letâif :güzel latif duygular, iyilikler, bağışlar Manevî :manaya ait, ruhani Masumane :suçsuz şekilde, günahsız olarak Mazhar :sahip olma, nâil olma, erişme Meleki : melek gibi, melekle ilgili Meşgul :işgal edilmiş, boş olmayan, faal Muvakkat : geçici, devamlı olmayan Muvakkaten :geçici olarak, devamlı olmadan Mü’min :imanın şartlarının tümüne, Allah’tan gelen her şeye inanan kabul eden kişi Mübarek :bereketli, uğurlu, hayırlı, çoğalmış
|
Müşevveş :karışık, karmakarışık dağınık Nazar :bakma, bakış, görüş, görüş açısı, dikkat Nazar-ı dikkat :dikkatli bakış Nefis :bir kimsenin kendisi; insanı daima kötülüğe, maddî zevk ve isteklere sevk eden duygu Nur : ışık,aydınlık, parlaklık Riyazet : gelip geçici şeylerden nefsi çekerek, kanaat içinde yaşama; ilim, ibadet ve fikirle meşgul olma Ruh :öz, canlılık, can, nefes, en mühim nokta Ruhani :ruha ait, ruhla alakalı Sair :diğeri, başkası, gerisi, kalanı Sırf :sadece, yalnızca, karışık olmayan Süfli :aşağıda bulunan, alçak Sürur : sevinç, mutluluk Ta’til-i eşgal :işlere son vermek, ara vermek Tahakküm :zorla hükmetmek, zorbalık etmek Tefeyyüz :feyizlenme Tekemmül :mükemmelleşme, olgunlaşma Telezzüz : lezzet alma, lezzetlenme Terakkiyat :yükselişler, ilerlemeler Ulvi :yüksek, yüce, büyük Vazife :bir kimsenin yapmaya mecbur olduğu iş, görev
|
![]() |
Virüs bulunmuyor. www.avast.com |