Günün sözü (04.07.2016)

5 views
Skip to first unread message

Erhan Patlak

unread,
Jul 4, 2016, 2:56:09 AM7/4/16
to

Ramazan-ı Şerifin orucu, doğrudan doğruya nefsin mevhum rububiyetini kırmak ve aczini göstermekle ubudiyetini bildirmek cihetindeki hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:

Nefis Rabbisini tanımak istemiyor, firavunane kendi rububiyet istiyor. Ne kadar azablar çektirilse, o damar onda kalır. Fakat açlıkla o damarı kırılır. İşte Ramazan-ı Şerifteki oruç doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurur, kırar. Aczini, za'fını, fakrını gösterir. Abd olduğunu bildirir.

Hadisin rivayetlerinde vardır ki: Cenab-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, sen sensin!" Azab vermiş, Cehennem'e atmış, yine sormuş. Yine demiş: "Ene ene, ente ente." Hangi nevi azabı vermiş, enaniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azab vermiş, yani aç bırakmış. Yine sormuş: "Men ene vema ente?" Nefis demiş: “Ente Rabbî Rahîm ve ene abdükel âciz” Yani: "Sen benim Rabb-i Rahimimsin, ben senin aciz bir abdinim."

 

(Bediüzzaman Said Nursi - 29. Mektub’dan)

 

Lügatler

Abd: kul

Âciz :güçsüz, zayıf

Acz: âcizlik, güçsüzlük

Azab :büyük sıkıntı, dünyada işlenen günahların âhiretteki cezası

Cehennem :Allah’a inanmayanların ona itaat ve ibadet etmeyenlerin gidecekleri ve sonsuz kalacakları azab ve ceza âlemi

Cenâb-ı Hakk :Hakkın ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah

Cephe : Bir şeyin veya yapının ön tarafta bulunan bölümü

Cihet :yön, taraf

Damar : İstidad. Huy, tabiat, inat, ırk, insan bedeninde kanın dolaştığı yollar

Darbe :bir defa vuruş

Enaniyet :benlik, sadece kendine taraftarlık, kendine güvenmek

Ene :ben, kişi

Ente :sen

Fakr :ihtiyaç, yoksulluk, muhtaçlık, azlık, fakirlik

Firavun :ilâhlık iddia eden dinsiz ve azgın insan

Firavunane :firavun gibi, firavunca

Hadis : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) mübarek söz, fiil ve hareketi veya onun onayladığı başkasına ait söz, iş veya davranış

 

Hikmet :Herkesin bilmediği gizli sebeb, gizli sır, sebeb, fayda, gaye, her şeyin belirli gayelere yönelik olarak, manalı, faydalı ve tam yerli yerinde olması ve yaratılması

Mevhum :aslı olmayıp evham mahsulü olan, vehmedilen

Nefis :bir kimsenin kendisi; insanı daima kötülüğe, maddî zevk ve isteklere sevk eden duygu

Nev’ :çeşit, sınıf, cins, tür

Rabb :âlemleri ve içindekileri idare edip terbiye ve rızık veren(Allah)

Rabb-ı Rahîm :merhamet sahibi rızık veren terbiyeci(Allah)

Rahîm :rahmet edici, merhamet eden, rahmeti herşeyi kuşatan sonsuz merhamet sahibi(Allah)

Ramazan-ı Şerif :şerefli Ramazan ayı

Rivayet :hikâye edilen hadise veya söz

Rububiyet : Rablık; Cenâb-ı Hakkın her bir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması

Ubudiyet: Allah’a kulluk

Za’f :zayıflık, kuvvetsizlik, güçsüzlük

 

 

 


Virüs bulunmuyor. www.avast.com
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages