SAYI: 106 tekkisilikbaro gazetesi

6 views
Skip to first unread message

Avukat Mehmet Fazıl Çetkin

unread,
Dec 20, 2011, 12:13:15 PM12/20/11
to tekkisilikbaro gazetesi

AŞURE….AŞURE…AŞURE…AŞURE…AŞURE…AŞURE…AŞURE…AŞURE…AŞURE

Bedava dağıtılan TEK KİŞİLİK BARO GAZETESİ’nin hem bedava hemi de
parasız ekidir.Yani beleş.
**
SAYI: 106
SAHİBİ: 1= Duyurucu1, YAZAR SAYISI: 1= Duyurucu1, OKUYUCUSU: 1 =
Duyurucu1

İş bu gazete duyurucu1 tarafından “Tek Kişilik Baro” adına
çıkarılmaktadır. Katkı yapmak isteyenler katkılarını yayınlanması
talebi ile duyu...@gmail.com adresine kendini tanıtarak
göndermelidirler. Gönderilen yazılar arzu edildiği takdirde altı
sahibinin imzası gizlenerek de yayımlanabilir. Ya da yazıyı Duyurucu1
sahiplenir. Duyurucu1, Baronun hiçbir yönetim organına seçilmek
için aday değildir, aday olmayacaktır. O her zaman dedikodufet değil
muhalefettir. Cep; 0.533.412.06.54

Yorumsuz.Çünkü “bu resim ne anlatıyor?”diyerekten uzun uzun muhakeme
etmeye gerek yok.Bu resimde kim ne görüyorsa aklı neye basıyorsa
kendince yorumunu yapsın arkadaş.İşte resim ortada.Bir de bu saatten
sonra yorum yapamam.İşim gücüm var.
Duyurucu1 (TEK KİŞİLİK BARO BAŞKANI)

Duyurucu1 duruşma defterine baktı .Acaba o gün hangi mahkemede
duruşması vardı?Defterin sayfalarını karıştırdı hepsi boş. Çevirdi
çevirdi boş.Arada bir CMK’dan biriki duruşma yazılıydı ama defter
genellikle boştu.Genellikle tuzu kuru az sayıda avukatın dışında
avukatların duruşma defterleri boştu.Çünkü serbest piyasa ekonomisi
adı altında sınıflaşma avukat ahalisi içerisine de nüfuz
etmişti.Görünüşte hepsinin adı avukattı ama avukatlar sınıfsal olarak
ayrışıyorlardı.En üstte çok az sayıda tuzu kupkuru avukat.Onun
altında tuzu kuru avukat.Onun altında tuzu az nemli avukat,onun
altında tuzu yaş avukat ve en alttada tuzsuz avukat.Bu tabakalaşmada
en üsttekilerin sayısı çok az en alttakilerin sayısı ise çok fazla
oldu.Ancak yönetimleri har zaman tuzu kupkuru avukatlar ile tuzu kuru
avukatlar belirledi.Tuzu nemli ve yaş avukatlar ile tuzsuz avukatlar
yönetimleri belirleyemediler.Tuzu kupkuru ve kuru avukatların dediği
adaya oy verdiler.

Duyurucu1 bu şekilde derin vede sınıfsal düşüncelere dalmaktan
sıkıldı.Kalktı.Can sıkıntısından ne yapacağını bilemedi.Yazıhanede bir
iki volta attı.Kendine bir çay yaptı.Günlük gazete masa üzerinde
duruyordu içinden okumak da gelmedi.”Aman oku oku ne değişiyor
sanki”dedi.Kendi kendine.”Okumuyorum arkadaş!Okumuyorum!Le İkra!Le
İkra!”diyecekti ki;

İşte o sırada kapı zili çaldı.Duyurucu1 yardımcısına “Sen kıpraşma
televizyonunu seyret ben açarım” dedi..Böylece bir işe yaramanın
hazzını da tatmak istiyordu.Kapıyı açtı.Aaa.!Gelen Emin
Çölaşan’dı.”Ooo hoş geldiniz Emin Bey..Hoş geldiniz..Hayrola ? hangi
rüzgar attı?Yoksa Siyasilerin seçim kampanyalarını mı takip
ediyorsunuz?”diye gelen misafiri sorulara boğarken bir taraftan da
içeri buyur etti.Oturttu.Çay ikram etti.Hal hatır sordu.

Emin Çölaşan
Emin Çölaşan;”Yok Duyurucu1 siyasilerin ne dediği ve ne yapmak
istedikleri zaten belli.Ben arada bir halkın arasında gezer
durur.Onların ne düşündüklerini gazeteme,yazdığım köşeme yansıtırım.Bu
nedenle Mersindeyim.Duydum ki Mersin de avukatlar arasında en zır deli
avukat senmişsin.Durduk yerde zemzem kuyusuna öksürüp avukatları
yöneten tuzu kupkuru ve tuzu kuru kesimin antipatisini
kazanmışsın.Tuzu kupkuru ve de kuru avukatların etkisi altındaki
tuzsuz zavallı avukatlarda sana antipati duyuyorlarmış.Bu nedenle
kendi kendime bu Duyurucu1 de benim gibi dünya nimetlerine çizik
çekmiş biri.Ülkenin gidişatı hakkında ne düşündüğünü kendisinden
öğreneyim dedim.

Duyurucu1,”Estagfurullah Emin Bey ne haddimize.Sizler,sizin gibi
inançlı yazarlar varken bizim düşündüklerimiz yazdıklarımızın lafı mı
olur?Ama bugünlerde sizin gazeteyi okurken bir başlık dikkatimi
çekti.”Orgeneral Bilgin Balanlı!” Yahu bu ne iştir?Ordunun çok sayıda
muvazzaf subayı ve generali hapiste.Valla bu işe akıl
erdiremiyorum.Nedir bu ordunun subaylarının yaptıkları?Yada başlarına
gelenler?Valla ben ne olduğunu bir türlü anlayamıyorum.Bir hukukçu
olarak (Eğer bana da hukukçu denirse) bu işlere bir türlü bir anlam
veremiyorum.Kafam karıştı.Sen bilirsin nedir buişin aslı astarı?
Anlatsana.

Emin Çölaşan:”Hele önce kahveler gelsin.Hah yardımcın getirdi.Tamam
yanında da su.Bu Orgeneral Bilgin Balanlı olayını Açıkça mı söyleyeyim
yoksa gizli kapaklı mı ankatayım?”

Duyurucu1,”Ne gizli kapaklısı Emim Çölaşan ?Şurada ikimizden başka
kimse yok.Kaldı ki bizim gizli kapaklı neyimiz olur ki?Hem herkes
dinleniyor gizli kapaklı iş mi kaldı ki.İnsan özel yaşamında dahi
oflama puflama sesleri çıkaramaz oldu.Malum kaset filan olayları.”

Emin Çölaşan,”Yok yok seni beni kimse dinlemez merak etme.Çünkü bizim
her bir şeyimiz şeffaf.Korkacak ve de çekinecek bir işimiz yoktur.Sen
ne diyordun?

Duyurucu1,”Orgeneral Bilgin Balanlı,diyorum.Nedir bu işin aslı astarı?


Emin Çölaşan: BİLVANİS GERÇEĞİ: ORGENERAL HAPİSTE!
Emin Çölaşan, Haberler
1 Haziran 2011

Emin Çölaşan:GÖZLERİ aydın, amaca bir kez daha ulaştılar! Harp
Akademileri Komutanı havacı Orgeneral Bilgin Balanlı da tutuklandı.
Önümüzdeki Ağustos ayında Hava Kuvvetleri Komutanı olması
bekleniyordu. Şimdi olamayacak, çünkü yasalar uyarınca, tutuklanan bir
kişinin orduda terfi etmesi mümkün değil. Ağustos ayında emekli
edilecek. Bir tutuklandın mı, işin bitiyor!
Duyurucu1,”Ya..Demek bir general tutuklanırsa Ağustos ayında terfi
edemiyor?Peki bu iş nasıl kotarılıyor?Ülkede adalet var,hakimler
var.Bu iş nasıl oluyor?
Emin Çölaşan:AKP’nin yandaş ve yalaka medyası, Orgeneral Balanlı’ya
saldırmaya günler öncesinden başlamış, onu boy hedefi yapmıştı. Şimdi
tutuklandı, sevinç gösterileri yapıyorlar! Zaten olaylar hep böyle
başlıyor. Önce içeri alınmasını istedikleri kişi için yandaş medyada
haber bombardımanı başlatılıyor ve sonunda tutuklama geliyor.
Duyurucu1”Ya? Demek önce gaztelerde aleyte yayınlar yapılıyor?Yani
kamuoyu yaratılıyor yada savcılara suç duyurusu gibi bir şey
yapılıyor.Yani savcıların eli rahatlarılıyor.
Emin Çölaşan:Şimdi iktidarın sırasında ifade vermeye gitmeyen
Orgeneral Saldıray Berk var. O da tutuklandığı takdirde iş büyük
ölçüde bitirilmiş olacak.
Orgeneral Saldıray Berk
Açık söylemek gerekirse, böyle bir ortamda Türk Ordusu’nun
komutanlarından biri olmak istemezdim. Aşağı tükürseler sakal, yukarı
tükürseler bıyık. İki ucu pis değnek.
Bu olanlara tepki göstermedikleri sürece yıpranıyorlar.
Tepki gösterdikleri takdirde bunun AKP’nin işine yarayacağını,
ağızlarından çıkan her sözün, yazdıkları her cümlenin AKP tarafından
dibine kadar sömürüleceğini biliyorlar.
Emekli veya muvazzaf silah arkadaşları tek tek götürülüp
tutuklanırken, ağızlarını bile açamayan komutanların yaşadığı
sıkıntıları tahmin ediyorum. Zor durumdalar.
Tam bir açmazdalar.
Ama Türkiye Cumhuriyet’i de aynı açmazda.
***
Duyurucu1,”Sevgili Emin Çölaşan biraz önce , bu iş önceden yandaş
medya aracılığı ile pişiriliyor.Sonucu önceden belirleniyor ve
savcılar da son darbeyi vuruyorlar anlamında konuştunuz.Biraz açar
mısın?
Emin Çölaşan:İktidar medyası Bilgin Balanlı Paşa’ya saldırmaya birkaç
hafta öncesinde başlamıştı. Temelde şunu söylüyorlardı:
“Kendisi Eskişehir ana jet üssü komutanı iken, Bilvanis’i gerekirse
havadan bombalamak için emir vermişti. Bilvanis’e gidenleri
fişletmişti.”
Duyurucu1,”Sahi son senelerde ne oldu bu orduya?Yok cami
bombalayacakmış yok köy bombalayacakmış?Yahu arkadaş bu komutanlar
tümden kafayı mı yedi?”
Emin Çölaşan:Bir ordu, ya da bir hava üssü komutanı düşünün ki, emir
verecek ve Eskişehir yakınlarında bir yeri uçaklarla bombardıman
ettirecek! Yalanın bu kadarı olabilir mi? Bu hangi akla, hangi mantığa
sığar?
Duyurucu1,”Yani..Ben pek ihtimal vermedim.Ama her gün gazetelerde bu
tür haberler.İnsan ister istemez,”Acaba?”diyor.
Emin Çölaşan:Dün bu yandaş gazeteler (tutuklama sonrasında) yine
manşet attılar:
“Bilvanis Paşasına Balyoz kelepçesi… Zaten Balyoz’da adı geçiyordu…”
Peki ama nedir bu Bilvanis?
Duyurucu1”Evet..Sahi nedir bu Bilvanis meselesi?Atlantis falan gibi
bir şey mi?”
Emin Çölaşan:Ben bunu yaklaşık bir yıl önce, 8 Temmuz 2010 günkü
SÖZCÜ’de yazmış ve anlatmıştım. Bizim gazete bunu manşetten, binaların
resimleriyle birlikte patlattı. Bilvanis Eskişehir yakınlarında,
Sivrihisar ilçesinde bir yer. Merkezi Adıyaman’da olan Menzil şeyhi ve
tarikatı tarafından satın alınan binlerce dönüm arazi ve üzerine
yaptırılan yeni bir yerleşim merkezi. İçinde oteller, çarşılar,
dükkanlar, yemekhaneler, camiler ve çeşitli sosyal tesisler var.
İçinde sakallı, cübbeli, sarıklı, çarşaflı tiplerin yaşadığıyeni bir
yerleşim birimi!
Duyurucu1,”Ne yani parayla satın alınarak bir yerleşim yeri mi kuruldu?
Hayret!Bu menzil de neyin nesi?Bir ara duymuştum.Hele bilgisayara bir
bakayım.Nedir Bu menzil?”
1. Menzil.Net
29 May 2011 ... Allah dostları, ehli sünnet itikadı, fıkıh, hadisler,
hayatus sahabe, islam tarihi, islam ülkeleri, Kur-an'da geçen olaylar
ve online ...
İlahiler & Ezgiler - Sohbet ve Anlatılar - Rabıta Yapmanın Faydaları -
Resimler
www.menzil.net/ - Önbellek - Benzer
2. menzil ile ilgili görseller
- Görseller hakkında kötüye kullanım bildirin

3. menzil için videolar
- Uygunsuz video bildir


Menzil Aşığı Yoldaşlara Bizden
2 dakika - 12 Ağu 2007
dailymotion.com


menzil seyda hz (ilahiler)
1 dakika - 26 Eyl 2009
izlesene.com

menzil
2 dakika - 12 Haz 2007
ssayruss tarafından yüklendi
youtube.com

Duyurucu1,”Yahu azizim Emin Çölaşan bunlar resmen tarikat.”
Emin Çölaşan:Şimdi “Hazretler (!) Sivrihisar’da” başlıklı 8 Temmuz
2010 tarihli o yazımı sizlere bir kez daha ve aynen iletiyorum:
***
“Kendi internet sitelerinde şöyle tanımlanıyor: “Şah-ı Bilvanisi Şeyh
Sultan Seyyid Fevzeddin el Hüseyni Hazretleri…”
54 yaşındaymış, daha önce ailece göç ederek Adıyaman’ın Kahta
ilçesinin Menzil köyüne yerleşmişler. Kamuoyunda Menzil Tarikatı
olarak biliniyorlar.
Şimdi ise karargahlarını, genel merkezlerini Sivrihisar’ın eski adı
Bilvanis olan, bunlar yerleştikten sonraki ismi Buhara olarak
değiştirilen köyünde konuşlanmış durumdalar.
Sivrihisar’ı bilirsiniz. Ankara-Eskişehir yolu üzerinde şirin bir
ilçedir. Eskişehir Valiliği’ne bağlıdır.
Şimdi Menzil tarikatı tarafından ele geçirilen ve yeniden yapılanmakta
olan bu köy, eskiden Sivrihisar’ın bir mahallesi idi. Sonra Eskişehir
İl Genel Meclisi tarafından köy yapıldı. Tarikat merkezinin köy
yapılanması kararı İçişleri Bakanlığı tarafından derhal onaylandı ve
yürürlüğü girdi.
Duyurucu1,”Ne yani İçişleri Bakanlığı mı onayladı?Hayret?Yani bunlar
tarikat merkezlerini taşıdılar öyleyse?”
Emin Çölaşan:Menzilcilerin karagah merkezi, şimdi tüzel kişilik sahibi
oldu!
Buhara köyü tarikat yönetimine girdikten sonra hızla değişti.Burada
büyük bir çiftlik vardı. Köyün yolu yapıldı, suyu getirildi, elektirik
sorunu çözüldü ve binalar kuruldu. Şeyh Fevzeddin Erol Hazretleri ve
cübbeli, sarıklı, şalvarlı müritlerin yeni merkezi giderek büyüdü.
Bunlar teknolojik gelişimi de gözden kaçırmadılar. Tanıtım ve
propoganda amacıyla internet siteleri kurdular.
Duyurucu1,”Deme yahu?Demek bu işler olurken herkes seyirci kaldı ha?
Hele şunların sitesine bir bakayım.Neymiş bilvanis?
1. Bilvanis ile ilgili görseller
- Görseller hakkında kötüye kullanım bildirin

2. Bilvanis için videolar
- Uygunsuz video bildir


Şahı Bilvanisi Sultan Seyyid Fevzeddin Hz.
8 dakika - 6 Tem 2009
video.mynet.com


Seyyid Fevzeddin Hz (ksa) Bilvanis Köyü 2004.
2 dakika - 28 Ara 2006
video.google.com


(www.cennetbilvanis.com, www.bilvanis.net, www.bilvanis.com)


Önceki Sonraki
1/18 Cennet Bilvanis Resim Galerisi
Şah-ı Bilvanis Hz. 2 Resimleri Galeri Adı: ";


Önceki Sonraki
1/18 Cennet Bilvanis Resim Galerisi

Emin Çölaşan:Köyde şimdi çok büyük binalar yapılıyor. Bazıları bitmiş
durumda. Şeyhin elini öpüp hayır duasını almaya gelen “yerli turistler
ve müritler” buralarda ağırlanacak.
Bilvanis

Bilvanis
Bilvanis
Emin Çölaşan:Bunlardan biri 480 kişilik kültür ve sosyal tesis binası.
Binanın yemekhanesi, avuları, ibadet yerleri bile kadın-erkek
ayırımına tabi. Bina ayrıca cami olarak kullanılacak.
Projede ayrıca bir de çarşı kurulması öngörülüyor. Çarşıda çeşitli
dükkanlar olacak, el öpmeye gelenler buralarda Şeyh’in ekibinden
alışveriş yapacak ve “Din-ticaret-siyaset üçgeni” böyle tamamlanmış
olacak.
Eski adı Bilvanis olan Buhara köyü, çevreden çok büyük rağbet görüyor.
Her şey Sivrihisar Kaymakamlığı ile Eskişehir Valiliği’nin gözleri
önünde olurken, bu kurumlardan, sivrihisar ve Eskişehir yargısından
ses yok!
Duyurucu1,”Yok canım..Olur mu Eskişehirde Yargı yok mu?Savcılar yok mu?
Bu örgütlenme faaliyetlerine gerçekten göz mü yumdular?Hayret
doğrusu!
Emin Çölaşan:Bu değirmenin suyunun nereden geldiği, bunca paranın
Menzil tarikatına nerden akıtıldığı bilinmiyor ve bunu soran da yok.
Bu konu Eskişehir’de yerel basın tarafından gündeme sıkça taşındı.
İlgili makamlara çevre halkı tarafından, şikayetler gönderildi ama
hiçbir yetkili makam ağzını açıp konuşmadı, bir şey yapmadı.

Duyurucu1,”Gerçekten de doğru dersin.Bir daire almak için dünyanın
parası lazım.Adamlar koca bir köy kuruyorlar.Topraklar satın
alınıyor.Binalar yapılıyor.Tabi bunlar için para gerek.Sahi
gerçektende merak ediyorum bu musluğun suyu nereden geliyor?
Emin Çölaşan:Cumhuriyet Türkiye’sinin pek çok yerini böyle şeyhler,
tarikatlar ve müritler işgal ediyor, köyler kuruluyor, binalar
yapılıyor, büyük kazançlar elde ediliyor ve iktidar bütün bu olanları
görmezden geliyor.
Duyurucu1,”Sahi be..Doğru dersin Emin Çölaşan.Hemen hemen her köye bu
tür organizasyonların birer şubesi açıldı gibi.Ama bunlara 12 Eylül
yönetimi izin verdi.Yeşil ışık yaktı.ABD’nin yeşil kuşak projesi
kapsamında oldu bu işler.Şimdi de iktidar meyvelerini topluyor.Bu
konularda Atatürk ne demişti hatırlar mısın Emin Çölaşan?Hımm.Ne
demişti ulu önder?”
Emin Çölaşan:Devrimler öncesinde Mustafa Kemal Atatürk‘ün tarihe geçen
bir sözü vardı:
“Arkadaşlar, efendiler ve ey millet!… İyi biliniz ki, Türkiye
Cumhuriyet’i şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz.
En doğru, en hakiki tarikat (yol), medeniyet tarikatıdır (yoludur).”
Atatürk doğruyu söylemiş ama bu günleri görememiş! O’na bir özür
borcumuz daha var.
Duyurucu1,”Evet..Ben dahi Atatürk’ün görüşündeyim”
***
Emin Çölaşan:Evet, bundan 11 ay önce yazdığım yazı aynen böyle idi.
Bir tarikat, Adıyaman’dan çıkıp Sivrihisar’a geliyor, devletin gözleri
önünde yüzlerce trilyon harcayarak binlerce dönüm arazı üzerinde
ikinci tarikat üssünü kuruyor. Hiçbir devlet kurumu onlara bu
paraların, yani değirmenin suyunun nerden geldiğini sormuyor.
Anlaşılan, Bilgin Balanlı Paşa bu olanlara karşı çıkmış… Ve cezasını
şimdi ödüyor. Hem de AKP medyasında yer alan “Bilvanis’i uçaklarla
bombardıman ettirecekti” yalanları sonrasında.
Türk Ordusu’nun komutanı tutuklu, trilyonlar harcayan tarikatçılar
serbest! İşte size yeni Türkiye’den bir manzara.
SÖZCÜ
**
Duyurucu1,”Ama sevgili Emin,bu tutuklamalar sanki biraz fazla
abartılıyor gibi.Neticede tutuklama dahi dava açılıncaya kadar devam
eder.Asıl mahkemesi davayı ele alınca bence tahliye eder.Öyle değil
mi benim değerli TANGANİNGA BARO BAŞKANI TANGAN ve MANGANİNGA BARO
BAŞKANI MANGAN kardeşlerim?

Manganinga Barosu Başkanı:Mangan

Mangan:”Evet bence de eğer general bir suç işlememişse korkmasına
gerek yok.Bağımsız yargı nasıl olsa bir karar verir ve general de
dışarı çıkar.Hem ne o öyle köyleri filen dinlemeler,fişlemeler?

Tanganinga Barosu Başkanı:Tangan

Tangan,”Yani olacak şey mi?Sen kalk Adıyaman Menzilden gel Bilvanis’e
Menzil tarikatının ikinci üssünü kur.Dönümlerce arazi satın
al.Çarşılar,pansiyonlar,resmen bir tarikatın organize olması.O yerin
yetkilileri de ses çıkarmasın.Üstelik bu işler 12 Eylül rejiminden
itibaren aleni bir şekilde devam etsin.Olacak şey değil.Buna az karşı
çıkan bir orgenarali de uyduruk nedenlerle tutukla.Ve Hava kuvvetleri
komutanı olmasını engelle.Olacak şey değil”

Duyurucu1,”Yahu bu CMK 100 neden böyle keyfi bir şekilde işletiliyor?
Yani hadi diyelim adamları tutukladın.Tutuklanan sanki dipsi kuyuya
düşmüş gibi bir daha çıkamıyor.Tutuklama makul bir süre için geçerli
olmalı değil mi?Eyi şüpheliyi tutukladın yatAllah yat.Olur mu böyle
hukuk böyle adalet?Senelerce tutukluluk mu olurmuş?Sen mahkeme olarak
makul bir sürede- ki bence bu makul süre en fazla bir yıl olmalı-
davayı sonuçlandıracaksın.Eğer adamlara ceza vardinse tamam verilen o
ceza kesinleşinceye kadar bırakma.Tabi kesinleşmede bir ömür boyu
olmamalı.Diğer taraftan yargılama süreci iddianamede istenen cezadan
da fazla olmamalı Ama olan nedir?Adamı uyduruk bir gerekçeyle
tutukluyorsun.Eee?Sayın Savcı açsana kardeşim davanı.Savcı salladıkça
sallıyor..Sonra dava açılıyor.Yargılama uzadıkça uzuyor.Senelerce
sürer mi birdava?Ha eğer sürerse bunun adı yargılama olmaz.Yargısız
infaz olur.

**
Konuşma bu minval üzere sürerken Duyurucu1’in yazıhanesinin kapısının
zili çaldı.”Ding dong”Aaa gelen Necati Doğruydu. Yazar ,hani köşe
yazarı.

Hoş beş yapıldı.Çaylar geldi ikramlar oldu.

Necati Doğru,”Duydum ki sizler burada Duyurucu1,Emin
Çölaşan,Tangan,Mangan toplanmışsınız Orgeneral Bilgin Balanlı ile
Menzil tarikatı ve Balandis arasında ilişki kurarak yorum
yapıyormuşsunuz?

Orada bulunanlar”Evet..Onun gibi bir şey.Yani sorgulamaya ve muhakeme
etmeye çalışıyoruz” dediler.

Necati Doğru,”Öyleyse konuya ilişkin bir de benim yorumumu dinleyin
bakalım ne diyeceksiniz.Tamam mı dinleyin bakalım..”

Necati Doğru
Necati Doğru: Komutanın başını tarikat mı yedi, büyük rejisör mü?
Haberler
2 Haziran 2011
Gerçek ne? Gerçeği merak ediyoruz.
Sorulara cevap arıyoruz.
Asıl soru şu: Harp Akademileri Komutanı’nın (Orgeneral Bilgin Balanlı)
başını “Menzil tarikatı binalarını bombalayarak darbe ortamı
yaratılması planı içinde yer alacaktı” iddiası mı yedi yoksa “Büyük
rejisörün Türkiye’yi seçim sonrasında diz çöktürme kumpası mı” yedi?
Sıradan bir subay değil.
İki ay sonra sıra ona gelecekti.
Kuvvet komutanı olacaktı.
Hava Kuvvetleri’ni yönetecekti.
Bunun için yetiştirilmişti.
Bu ülkenin tüm halkı; “Ordusu güçlü bağımsız Türkiye’de huzur içinde,
barış içinde, yüksek kalkınma içinde ve ileri demokrasi yönetiminde
çağdaş ve özgür yaşamak, büyük dünya gücü olsa bile Ortadoğu’da
cetveliyle yeni haritalar çizmek isteyenlerin önünde çaresiz kalmamak”
için parasıyla, zamanıyla, bütün özverisiyle bu Komutan Orgeneral
Bilgin Balanlı ve onun gibilerin yetişmesine omuz verdi. Halk hiçbir
şeyi esirgemedi.
***
Komutan da kolay yetişmiyor.
Çetin süreçlerden geçiliyor.
Arkasız, torpilsiz seçme yapılarak ve ağır bir eğitim, çelik disiplin,
yüksek ideallerle yetiştiriliyor. Harp Okulu’nu bitirdikten sonra
diğerleri gibi bu Komutan Orgeneral Bilgin Balanlı da “üç ayrı
sınavdan” geçip hava Harp Akademisi’ne girdi. Orayı da bitirdi. Savaş
pilotu olarak 1968 yılından buyana 43 yıldır uçuyor. Har halde sayısız
harp oyunu içinde görev aldı. Eskişehir’de 1. Hava Kuvvet Komutanlığı
yaptıktan sonra da Harp Akademileri Komutanı oldu. Bu komutanın buraya
gelmesinde bütün maliyeti bu halk ödedi.
Bu komutan darbeci mi?
Değilse!
İddialar çürük çıkarsa!
Komutan ve onun avukatları haklarını, iç ve dış hukuk önünde, mutlaka
arayacaktır fakat “halkın ordusuna olan güvenini sarsmak üzere
girişilmiş bir küresel kumpasın açtığı derin yarayı” kim nasıl
onaracak?
Tezkereyle başladı.
Çuval geçirdiler.
Ağır darbelerle devam etti.
Şu sırada; “Türk Ordusu’nun subayları ile PKK seçim öncesi iktidarı
yıpratmak için birlikte hareket ediyorlar. PKK militanlarının sınırdan
karakollara sızarak Mehmetçik şehit etmesine göz yumuluyor”
propagandasına kadar gelindi.
Bu korkunç bir çamur!
Oy artırmak için atılıyor.
***
Hapishanelerde tutuklu generallerin ve amirallerin sayısı 30′u buldu
ve Genel Kurmay’ın karargahındaki general ve amiral sayısını (28)
geçti. Bu kadar amiral ve general darbeciyse, bunların 2003 yılından
beri amirleri olan kuvvet komutanlarının hiç mi bu darbecilik
girişiminden haberleri olmadı ki, onlar dışarıdalar.
Gerçek ne?
Gerçeği merak ediyoruz.
Son tutuklanan Komutan’ın başını tarikat mı yedi yoksa “Türkiye’nin
doğusunu Türkiye’nin bütününden koparmayı plana almış büyük rejisörün
kumpası mı” yedi?
SÖZCÜ
Duyurucu1,’Vay be..Ben şahsen işin bu boyutunu düşünemiştim.Yani Büyük
rejisör dediğin herhal Amerika..Vay be..Hani ortadoğuyu yeniden dizayn
ediyor ya..Kendisine karşı gelebilecek unsurları mı temizlettiriyor?
Vay be?Demek işin bir de bu boyutu var?
TANGAN:”Tabi ya.Hele bir de ordu içerisinde anti Amerikancı bir grup
oluşmuşsa..Valla ABD kendisine karşı olanları bir şekilde
etkisizleştirir.
MANGAN;”Hadi oradan! Her şeyin altında Amerikayı gören beyni
sulanmışlar.Yani nerdeyse utanmasanız hükumeti de ABD’nin yönettiğini
söyleyeceksiniz.Başbakanın zaman zaman Amerika gezisine de bir kulp
takacaksınız.Olay esasında gayet basit.Balyoz işleri ve tabi bunun
doğal sonucu hapishane.Bence Ordudaki darbeci ve balyozcu tüm
subayları tutuklamak gerek.Hatta durun bakim esasında tutuklamaya dahi
gerek yok. “Sallandıracaksın bunları sallandıracaksın” diyemiyorum
tabi.Neyse şimdilik tutuklayıp etkisizleştirmek en iyi yol
bence.Sallandırma işini sonra uygulamak gerek bence”

**

**

**

**

**

**

“Mizahın olmadığı bir yerde yaşamak çok zor ve sıkıcıdır. Her şeyin
mizaha dönüştüğü
bir yerde yaşamak ise olanaksızdır.”
Berthol BRECHT

Duyurucu1,olanaksızı başarıyor.Yaşıyor.

Not: Eski sayılara ulaşmak için aşağıdaki adresin üstüne geliniz, Ctrl
ye basıp sol tıklayınız!

http://groups.google.com.tr/group/tekkisilikgazete?hl=tr

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages