“Sizin azalarınız içinde en kıymettar göz ve kulaklarınızın mâliki kimdir? Hangi tezgâh ve dükkândan aldınız? Bu latîf kıymettar göz ve kulağı verecek ancak Rabb’inizdir. Sizi icad edip terbiye eden odur ki bunları size vermiştir. Öyle ise yalnız Rab odur, Mabud da o olabilir.” (Sözler, Yirmi Beşinci Söz) |
ALLAHIM, Yine İsimlerinle sana nida edip yalvarıyor, arz-ı niyaz ediyorum. Ey rububiyetinde, ulûhiyetinde, isim ve sıfatlarında benzeri olmayan, tek ve bir olan Ferd, Ey zât, isim, sıfat ve şuunâtında benzeri, dengi, eşi olmayan Vitir, Ey taklit edilmez, misli yapılamaz her bir sanat ve eserinde birliği görünen Ehad, Ey her şeyin, her mahlûkun ihtiyacını veren, hiç bir şeye muhtaç olmayan Samed, Ey kadr ve şanı büyük, azamet ve şeref sahibi olan Emced, Ey mağlub olmaz, acze düşmez, misilsiz, sonsuz kuvvet ve izzet sahibi olan Eazz, Ey celâl ve yüceliğinde her şeyden nihayet derece âlî olan Ecell, Ey varlığı, birliği isim ve sıfatları her şeyden daha hak ve aşikâr olan, ibâdete en müstehak olan Ehakk, Ey en iyi ve güzel, bol ihsan eden, hayır ve iyilikte nihayet derece üstün olan Eberr, Ey varlığı sonsuz olan, zamanla mukayyed olmayan Ebed,
Sen aczden ve şerikten, kusurdan münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki bize imdad etsin. El-aman el-aman! Bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar. |