“Cenab-ı Hakk’ı bulan, neyi kaybeder? Ve Onu kaybeden, neyi kazanır? Yani Onu bulan her şeyi bulur; Onu bulmayan hiçbir şey bulmaz, bulsa da başına bela bulur.” (Mektubat, Altıncı Mektup) |
Ey sayısız nimetleriyle sonsuz derece cömert olan, Ey bol kerem ve ikramında nihayet derece fazl sahibi olan, Ey intikam ve cezalandırmasında sonsuz metanet ve güç sahibi olan, Ey içinde her şeyi kayıtlı olan levh-i mahfuz ve onda her şeyi emriyle yazan kalemin sahibi, Ey nefes ve rüzgâr ve rüzgârla dağılan tohumların, yeryüzüne yayılan nesillerin ve zerrelerin Halikı, Ey Arap ve Arapların dışındaki herkese anladıkları dilde ilham eden, Ey zarar ve elemleri kaldıran fereç (rahatlık) veren, Ey bütün himmet ve ümitleri, sır ve gizlilikleri, kaygı ve dertleri en iyi bilen, Ey Kâbe-i Muazzama ve Harem-i Şerifin sahibi, Ey her şeyi yoktan var eden, istediği şeyi istediği zaman hiçten yaratan, Sen aczden ve şerikten, kusurdan münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki bize imdad etsin. El-aman el-aman! Bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar. |