“Acaba yirmi üç saatini şu kısacık hayat-ı dünyeviyeye sarf eden ve o uzun hayat-ı ebediyeye bir tek saatini sarf etmeyen; ne kadar zarar eder, ne kadar nefsine zulmeder, ne kadar hilaf-ı akıl hareket eder.” (Sözler, Dördüncü Söz) |
Ey yeri mahlûkatına beşik yapan, barınmaya uygun kılan, Ey fayda ve hikmet dolu dağları yere kazık ve direk yapan, Ey güneşi kâinat sarayına ısı ve ışık saçan musahhar bir lâmba kılan, Ey ay’ı karanlık gecelerimize nurlu bir kandil yapan, Ey geceyi örtü kılan, karanlık perdesiyle ayıpları örterek, kullarını soğuk ve düşmandan muhafaza eden, Ey gündüzü geçim ve maişet zamanı yapan, Ey uykuyu, dünya meşgalesinden uzak tutarak bir huzur ve dinlenme yapan, Ey semayı bina eden, gökleri muhkem, sağlam yapan, Ey her şeyi çift yaratan ve bütün canlıları erkek ve dişiden meydana getiren, Ey cehennem ateşini, kâfirleri bekleyip ona dönmeleri için gözetleyici kılan, Sen aczden ve şerikten, kusurdan münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki bize imdad etsin. El-aman el-aman! Bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar. |