“O Mâlik-i Zülcelal'in ne mülkünde ne rububiyetinde ne uluhiyetinde şerik ve naziri yoktur, muîn ve vezire muhtaç değil, her şeyin anahtarı onun elindedir, her şeye Kàdir-i Mutlak'tır.” (Sözler, Otuzuncu Söz) |
Ey ilmi ezelî olan, her şeyi ilmiyle geçip, her bir şeyden önce gelen,
Ey vaadi doğru olan, verdiği her sözde sâdık olan,
Ey eserlerinde lûtfu zahir olan, keremi apaçık görülen,
Ey emri her şeye galip gelen, bütün eşyaya hükmü geçen,
Ey kitabı, âyetleri, kanunları muhkem ve sağlam olan
Ey irâde ettiği kazâ ve kaderi mutlak surette gerçekleşen
Ey Kur’anı en yüksek ve şerefli, yüce ve muteber olan
Ey mülkünün başlangıcı ve sonu olmayan, saltanatı kadîm olan,
Ey fazl ve keremi daim olan, gelen geçen nimetler fazlının bekâsını gösteren,
Ey makamı en büyük ve yüce, bütün mevcudat isimlerinin tecellisini gösteren, Arş-ı azim sahibi olan Zat-ı Zülcelâl,
Sen aczden ve şerikten, kusurdan münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki bize imdad etsin. El-aman el-aman! Bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar. |
