“İman-ı Billah, kendi hüccetleriyle hem sair rükünlerini hem iman-ı bi’l-âhireti ispat eder.” (Şualar, On Birinci Şuâ, Dokuzuncu Mesele) |
Ey ismi her şeyden üstün ve mübarek olan, Ey her şeye tefevvuk eden namı şanı pek ulvî ve sonsuz derece yüksek olan, Ey her yerde her zaman senâsı okunan, övgüsü yücelen, Ey kendisinden başka ilâh olmayan, ibadete lâyık mabud bulunmayan, Ey isimleri her kusur ve noksanlıktan mukaddes ve münezzeh olan, Ey daim var olan, ebedî baki kalan, Ey kâinatta görünen bütün azametli tezahürler O’nun azamet ve varlığının ziyası, haşmetinin cemali olan, Ey büyüklük ve kibriya Zat-ı âlîsine has bir perde olan, Ey maddî manevî her şeyi içine alan ihsanları, sayıya gelmeyen, Ey bitmez tükenmez nimetleri, sınırlanmayan, saymakla bitmeyen, Sen aczden ve şerikten, kusurdan münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki bize imdad etsin. El-aman el-aman! Bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar. |