Ahlâk kavramı

2 views
Skip to first unread message

Sonsuz Us

unread,
Jul 9, 2019, 6:59:00 AM7/9/19
to sonsuzus


Eğitim insana sadece “bilgi aktarmak” şeklinde anlaşılmamalıdır. Eğitimin içinde davranış şekilleri ve ahlak kuralları da yer alır. Bir toplumun ahlakı o toplumun genel felsefesi ile yakından ilgilidir. “Genel felsefe” derken önyargılar, varsayımlar, kutsal değerler ve temel ilkeler kast edilmektedir.



Bu bakımdan eğitim öğretimi kapsar. Çünkü öğretim bilgi aktarmakla yetinirken, eğitim insanı eğmek, bükmek yani şekillendirmekle ilgilenir. “Ağaç yaşken eğilir” sözü de insana uygulandığında “insan gençken eğitilir” şeklinde ifade edilebilir.



Günümüz eğitim sisteminde pragmatik (faydacı) görüş hakimdir. Her türlü öğretim faydaya dönük olarak planlanmaktadır. Amaç, okuldan mezun olup diplomasını alan gencin bir iş bulması ve “kendini kurtarmasıdır”. Genel inanca göre, kendini kurtaran genç daha kaliteli bir yaşam düzeyine ulaşır ve dolayısıyla toplumun genel düzeyi de yükselir. 



Bu durum sadece dış görünüş bakımından doğrudur. Olayı basite indirgeyip açıklamak için şu örneği vereyim. Pragmatik felsefe sonucu oluşmuş olan eğitim ve öğretim sistemi bir tahtaya sürülen dış cilaya benziyor. Cila sayesinde tahta parlak ve düzgün görünüyor. Fakat o cilanın altındaki tahta parçasının çürük olup olmadığı kimseyi ilgilendirmiyor. Kumaş örneğine geri dönecek olursak, kumaşın süsleri ve motifleri kumaşın örgüsünden daha önemli olmaya başlıyor. Kumaşın örgüsü zayıf ve düzensiz ise bir gerilim durumunda kumaş yırtılıyor.



İnsan da bu kumaş parçasına veya tahta parçasına benzer. Olaylar karşısında dayanma gücü verilmediği taktirde, bir gerilim veya baskı karşısında yırtılıp dağılarak hem kendine hem de topluma zarar verir. Çünkü toplum ile fert ayrılmaz bir bütün oluşturur. Birindeki bozukluk veya çarpıklık derhal diğerini de etkiler.



Eğitimin amacı sadece bilgi vermek, dolayısıyla bilgin yetiştirmek olmamalıdır. Eğitimin amacı genci eğip bükerek onu hem bilgili hem de bilge kişi olmaya hazırlamaktır. İşte bu yüzdendir ki eskiden Milli Eğitim Bakanlığının adı “Maarif bakanlığı” idi. Çünkü amacı “arif” insan yetiştirmek idi.



Arif kişi yetiştirmek istiyorsak okullara ahlak dersi koymamız gerekir. Fakat bu kavram da batılılaşıp “etik” adı altında sulandırılmıştır. Etik toplum kuralları ile ilgilidir. Ahlak ise insanın özüne yönelir ve özüne şekil vermeye önem verir. İnsan dışındaki varlıklar için böyle bir eğitim gerekli değildir. Çünkü onlar zaten özlerine göre davranırlar. Özleri ortadadır ve her canlı varlık (bitki veya hayvan) özünün gereği olan davranışlarda bulunur. İnsan dışındaki her varlığın özü ortadadır. Oysa ki insanın özü örtüktür. İnsan öğrenimi ve toplumsal yapısı sayesinde özünün üstüne bir örtü çekmiş ve özünden uzaklaşmıştır.



İşte, gerçek ahlak özünü tanıyan ve onun gerektirdiği şekilde davranan insanda vardır. Özünü tanımak ise kendini tanımak demek olduğuna göre, ahlaklı insan öncelikle kendini tanır. Bu sayede diğer insanları ve doğayı da tanımış olur. Fakat, daha önce de sözünü ettiğim gibi, kendini tanımak insanın içinde bulunduğu benlik boyutuna, nefis mertebesine bağlıdır. Bu mertebenin (düzeyin) en birinci göstergesi de insanın eylemleri, yani amelleridir.



Ahlak, zorluklar ve baskılar karşısında insanın sergilediği tavır ve davranışlardan belli olur. Bu da öğretimden çok eğitimle ilgilidir. Dolayısıyla eğitim, 5 temel öğe içermelidir. Bunlar: Edep, amel, ilim, iman ve ihlas şeklinde özetlenebilir (Bakınız Anadolu bilgeliği başlıklı yazım). İnsanın benlik boyutu yükseldikçe özü ile olan bağları kuvvetlenir ve dış süsler önemini kaybetmeye başlar. Ahlak sahibi bilge kişinin özünde bulunan “varlığını sürdürme” içgüdüsü yerelden genele doğru kaymaya başlar. Ahlaklı insan var olmanın sadece yiyip içmek ve içgüdüsel dürtüleri tatmin etmek olmadığının bilincine varır. Var olmanın bireysel bir olgu olmadığını ve toplumla birlikte var olunabileceğini, dolayısıyla kendine fayda sağlamanın topluma fayda sağlamaktan geçtiğini bilir. Özetle, ahlak sahibi insan kendi çıkarını toplumun çıkarı üstünde görmeyen insandır.

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages