Adam sıçtı!

[mk]

Yarıda kesilen canlı yayında, kameranın soruyu
soran gazeteciye odaklanmasından hemen önce
Erdoğan'ın yüzünü en son gösterdiğinde, inanın
aklımdan ilk geçen düşünce yüzündeki anlatımın
altına yapmak üzere olan bir çocuğa benzediğiydi.

Bilirsiniz çocuklar tatlı tatlı oynarken yarıda kesmek
istemez, çişini kakasını tutmaya çalışır. Bıcır bıcır
konuşurken, artık tutamayacağını anlayınca bir anda
sessizleşiverir. Yüzüne o 'Çok geç, eyvah!' bakışı gelir.
Birkaç saniye sonra da ortalığa bir koku yayılır...

Erdoğan'ın benzer bakışlarından sonra, gazetecinin
otuzbeş saniye uzata uzata soru sormasından ve
garip bir biçimde gözlerini Erdoğan'dan çevirip kendi
önüne, sağına soluna bakınmasından sonra, zooort
diye bir ses duyuldu. Gazeteci ne yapacağını şaşırıp
yerineden kalkıp otururken, arkadan birisinin kısık
sesle 'Eyvah, eyvah!' dediği duyuldu ve yayın kesildi.

Yarım saate kalmadan Erdoğan yayına geri dönüp,
uygunca bir anlatımla 'midemi üşütmüşüm' diyerek
gerçeği çok da saklamaya çalışmayan bir açıklama
yaptı.

Arada geçen sürecde, iç ve dış medyada yapılan
varsayımları hiç inanılır bulmadım, önemsemedim.

Kimileri osuruk sesini sandalye kaymasının sesi
olduğunu ileri sürdü. Oysa yerdeki boydan boya
halının üstünde kayan sağlam, yaldızlı bir saray
sandalyesinden öyle bir ses çıkmış olamazdı.

Fenalaştı diyenler oldu oysa öyle olsa daha büyük
bir korku, karmaşa yaşanırdı. Korku iletmeyen bir
sesle fısıldanan 'eyvah eyvah' sözleri genelde bir
şey olduktan, bittikten sonra üzüntü belirtmek için
söylenir. Örneğin ocaktan tencere devrilip her yere
yemek saçılmasından sonra.

Dış basında sanıldığı gibi kalp kırizi geçirmiş olsa
o kadar kısa bir sürede yayına geri dönemezdi,
dönmesine izin verilmezdi, yoğun sağlık gözetimi
altında tutulurdu.

Sonuçta, ertesi gün gastro enterit (gastroenteritis,
bağırsak iltihabı) olduğu açıklandı dolayısıyla da
altına osurup, sıçtığı doğrulanmış oldu

Çok ilginç bir rastlantı olarak, Bülent Ecevit de
yılın tam bu günlerine yakın, 4 Mayıs 2002 de
bağırsak iltihabı olmuştu.

O günlerde sağ medyanın, ağızlarından salyalar
saçarak, inanılmaz çirkin anlatımlarla Ecevit'i
aşağılamaya çalışmalarına örnek olarak, iki gün
sonra Yeni Şafak köşe yazarı Koray Düzgören'in
'Ecevit'in bağırsak gazı' başlıklı, içinde 19 kez gaz
sözcüğü geçen köşe yazısını şurdan okumanızı
büyük bir önemle öneririm:

https://www.yenisafak.com/arsiv/2002/mayis/06/kduzgoren.html

Ecevit'in gazı'nın patlamasından, prostatından,
medyada çıkan 'gaz'lı haberlerden, RTÜK yasa
tasarısından, 'gizli yasa' çıkarma suçlamarından,
yayın yasaklamayı eleştirmekten, başbakanın
bağırsağından çıkan gazların çıkardığı seslerden,
vb. söz eden üğrenç yazı, sanki günümüzden söz
ediliyormuş gibi

'Yeni bir gözboyama hikayesi, yeni bir 'gaz'
'ortaya çıkana kadar.

'Bu 'gaz' hikayeleri artık çok koku vermeye başladı...

söylemleriyle bitirilmiş.

Ee, ne demişler allahın sopası yok. Karadenizden
çıkardığı gaz yetmeyince, Erdoğan'da işte böyle
büyük bir 'göt gürlemesiyle' kendi bağırsak gazını
da çıkarmakla kalmayıp, altına sıçtı, üstelik kendi
sarayından yapılmakta olan canlı yandaş medya
yayınında.

Atalarımız ne demiş: 'Gülme komşuna, gelir kıçına!'.

Son seçimde tarihe 'Adam kazandı' diye geçmişti.
Bu seçimde de tarihe 'Adam sıçtı' diye geçecek...

MK

Ek: Ecevit güzel, arı Türkçe konuşmaya çok önem
veren ve geniş bir sözcük dağarcığıyla, yanlışsız,
akıcı İngilizce konuşablilen ender, çerçek bir devlet
adamıydı, örnek bir insandı.

Yabancı basına İngilizce demeçler verebiliyordu.
Birleşmiş Milletler toplantılarında, vb. İngilizce
konuşmalar yapabiliyordu. Bunların örneklerini
İnternetten arayıp bulabilirsiniz.

1978'te Türkiye'nin ABD ambargosunu genişçe
konu alan, İngilizce yapılmış, (Türkçe alt yazılı)
bir BBC söyleşini geçmişten ders almak adına
şurdan izleyin:

https://www.youtube.com/watch?v=2DPwRfiu_m8

Sokak Türkçesi konuşan, iyi Arapçasıyla 'men dakka
dukka', vb. diyebilen, İngilizcesi 'van minüt' ile sınırlı
olan 'kalpazan Recep Tayyip Erdoğan', 'Gazi Mustafa
Kemal Atatürk'ün' götünün kılı bile olamayacağı gibi,
'Karaoğlan Bülent Ecevit'in' de ayağının tırnağı olamaz.

Oysa onun da hakkını vermek gerek. Canlı yayında,
bin odalı sarayının camlarını zangırdatarak osurup
altına sıçan ilk ve tek dünya lideri...

[Basri]

Cok komik , hele su

'göt gürlemesiyle'

lafina gulerken valla tutamadim

haa erdogan mi onun agzina gurleyeyim ....muahhhaaaa

On Fri, 28 Apr 2023 02:17:20 -0700 (PDT), mk <mu...@compuplus.net>
wrote:


>Ecevit'in gaz?'n?n patlamas?ndan, prostat?ndan,
>medyada ç?kan 'gaz'l? haberlerden, RTÜK yasa
>tasar?s?ndan, 'gizli yasa' ç?karma suçlamar?ndan,
>yay?n yasaklamay? ele?tirmekten, ba?bakan?n
>ba??rsa??ndan ç?kan gazlar?n ç?kard??? seslerden,
>vb. söz eden ü?renç yaz?, sanki günümüzden söz
>ediliyormu? gibi

>
> 'Yeni bir gözboyama hikayesi, yeni bir 'gaz'

> 'ortaya ç?kana kadar.
>
> 'Bu 'gaz' hikayeleri art?k çok koku vermeye ba?lad?...
>
>söylemleriyle bitirilmi?.
>
>Ee, ne demi?ler allah?n sopas? yok. Karadenizden
>ç?kard??? gaz yetmeyince, Erdo?an'da i?te böyle
>büyük bir 'göt gürlemesiyle' kendi ba??rsak gaz?n?
>da ç?karmakla kalmay?p, alt?na s?çt?, üstelik kendi
>saray?ndan yap?lmakta olan canl? yanda? medya
>yay?n?nda.
>
>Atalar?m?z ne demi?: 'Gülme kom?una, gelir k?ç?na!'.
>
>Son seçimde tarihe 'Adam kazand?' diye geçmi?ti.
>Bu seçimde de tarihe 'Adam s?çt?' diye geçecek...
>
>MK
>
>Ek: Ecevit güzel, ar? Türkçe konu?maya çok önem
>veren ve geni? bir sözcük da?arc???yla, yanl??s?z,
>ak?c? ?ngilizce konu?ablilen ender, çerçek bir devlet
>adam?yd?, örnek bir insand?.
>
>Yabanc? bas?na ?ngilizce demeçler verebiliyordu.
>Birle?mi? Milletler toplant?lar?nda, vb. ?ngilizce
>konu?malar yapabiliyordu. Bunlar?n örneklerini
>?nternetten aray?p bulabilirsiniz.
>
>1978'te Türkiye'nin ABD ambargosunu geni?çe
>konu alan, ?ngilizce yap?lm??, (Türkçe alt yaz?l?)
>bir BBC söyle?ini geçmi?ten ders almak ad?na
>?urdan izleyin:
>
>https://www.youtube.com/watch?v=2DPwRfiu_m8
>
>Sokak Türkçesi konu?an, iyi Arapças?yla 'men dakka
>dukka', vb. diyebilen, ?ngilizcesi 'van minüt' ile s?n?rl?
>olan 'kalpazan Recep Tayyip Erdo?an', 'Gazi Mustafa
>Kemal Atatürk'ün' götünün k?l? bile olamayaca?? gibi,
>'Karao?lan Bülent Ecevit'in' de aya??n?n t?rna?? olamaz.
>
>Oysa onun da hakk?n? vermek gerek. Canl? yay?nda,
>bin odal? saray?n?n camlar?n? zang?rdatarak osurup
>alt?na s?çan ilk ve tek dünya lideri...