Sofi daha ne yapacaksınız, kalkar oynarsınız

154 views
Skip to first unread message

akıncı

unread,
Jan 23, 2007, 2:56:11 PM1/23/07
to SEYDAM GAVS
Bir gün Seyda Hz.lerine İstanbul'dan bir sofi geldi. O zamanlar
okuma evleri falan yoktu. Mübareğe sordu:
-"Kurban biz bir okuma evi açtık. Ne yapalım?"
-"Sofi namazınızı kılarsınız Kur-an'ınızı okusunuz."
-"Başka ne yapalım?"
-"Virdinizi çeker, rabıtanızı yaparsınız." Tekrar sordu:
-"Başka ne yapalım?" Sofi durmadan soruyor Seyda Hz.leri de
durmadan cevap veriyordu.
-"Hatmenizi yaparsınız." Sofi yeniden sordu:
-"Kurban başka ne yapalım?" Mübarek tebessüm ederek cevap
verdi:
-"Sofi daha ne yapacaksınız, kalkar oynarsınız." İnanın
kardeşlerim o anda bayram havası esti. Dışarıdan da halay sesleri
geliyordu. Hani Gavs Abdulhakim Hz.lerinin bir sohbeti var:
-"Şu zamanda insan bu kapıya gönül verse, birazcık halini
düzeltse, namazını kılsa sahabi sevabı kazanır." O zat kalksa
eline mendil alıp halay çekse yeridir. Daha ne ister ki sofi zamanın
Gavsı'nın elinden tutmuş, İslam'ın bir şubesini yerine
getirmiş, bütün peygamberlerin arzu ettiği, dua edip olmak
istedikleri fakat olamadıkları Muhammed Ümmeti olmuş. Günlük 333
cebine koymuş, bir de makineli çalışıyorsa Allah Allah o adama her
gün bayram değil mi? Esas bayramımız inşaAllah ölünce olacak.
İşte biz sırat-ı müstakimden ayrılmaz, emirlere boynumuzu
uzatır. Şu kısacık ama çok kısacık dünya şehvetlerinden
uzaklaşırsak. İnşaAllah mükafatını hesapsız Cennet olarak
alacağız. Hadis-i Şerif'te de bu müjde verilmiş. O mevzuya
girmiyorum, o mevzu uzun bir başka sohbette inşaAllah detaylı
anlatırım. Gün gelecek girilecek. Hani efendimiz ne demiş "Bin
sene değil, milyon sene değil, trilyon sene değil ebedül ebed."
Yaş aynı, iş yok, ibadet yok, lezzet ve keyif sonsuz. En güzeli
hakkı ziyaret. En aşağı Cennet ehline verilecek nimet iki dünya
büyüklüğüdür. Bu meseleye girersek bitiremeyiz. Orda düğün var
kardeş düğün. Muhammed'in (s.a.v) düğünü var. Ah ne ala.
Ömrümde hiçbir düğünde oynamadım himmetleriyle. İnşaAllah
orada oynayacağız. Rabbim tüm inananlara ve bizlere nasip etsin.

Bir gün Gavs Abdulhakim Hz.leri annelerimizin yanından geçerken
buyurmuş:
-"Siz bu şekilde Cennet'e giremezsiniz." demiş ve yürümüş
gitmiş camiye. Annelerimiz başlamış ağlamaya. Eyvah biz ne
yapacağız Cennet'e giremeyeceğiz diye. Mübarek namaz bitişi
dönüyor bakıyor hala ağlıyorlar buyuruyor:
-"Neden ağlıyorsunuz?" anneler:
-"Siz bize Cennet'e giremezsiniz dediniz. O yüzden ağlıyoruz."
Mübarek tebessüm etmiş:
-"Ben size giremezsiniz demedim. Bu şekilde girmeyeceksiniz ama
gençleşip gireceksiniz."

Kurban olurum. Onların latifeleri dahi sünnete uygun. Hakikati
söylüyorlar.

Bir gün bir adam Seyda Hz.lerinin yanında tövbe etti. Mübarek git
şu sakalllıya talimat versin dedi. Yanlış hatırlamıyorsam "Şu
iki gözlü adamı çağır" da demişti.

Bir arkadaşım vardı biraz muzipti. Hoştur, Resulullah döneminde de
vardı hani. Allah Rasulüde latife eder ve severdi.

Bedevinin biri mescide gelip devesini bağlamış ve içeriye girip
Allah Rasulüyle konuşmaya dalmış. O latifeci sahabi:
-"Ey ahali, Peygamberimiz bir deve almış gelin yiyelim." deyip
herkesi çağırmış. Hemen oracıkta deveyi kesmişler ve yemişler.
Geriye devenin sadece ayakları ve başı kalmış. Bedevi dışarıya
çıkar gördüğü manzara malum. Feryad eder. Efendimiz gelir durumu
anlar ve tebessüm eder. O bedeviye devesinin parasını öder.
İnşaAllah bu da ayrı bir sohbet konusu.

Gelelim Seyda'ya;

Bizim arkadaşta muzip birisi. Bir gün bir adam gelir, cezbelenen
sofileri görünce:
-" Bu ne?" diye arkadaşa sorar. O da
-"Bu aşka gelmek, manevi bir sarhoşluktur." der. Artık ne
dediyse adamı imrendirir. Adam sorar:
-"Ben de olur muyum?"
-"Tabi git Seydaya o herkese veriyor. Ondan iste." . Adam Seyda
Hz.lerinin yanına gelir ve:
-"Kurban bana cezbe ver." .Seyda Hz.leri:
-"İnşaAllah" der.
Bizim latifeci arkadaş elinden tutar.
-"Tamam oldu. Şimdi Şöför Ahmet'i bul o sana versin." diyerek
adamı gönderir. Şöför Ahmet Adapazar'lı rahmetli oldu. Bu
kapıya gelmeden önce keşin birisiydi. Neyse bizim muzipe gün
doğdu. Bize hemen:
-"Gelin, gelin." dedi bizde birer film yazdı. Adamın peşine
düştük. Adam Şöför Ahmet kim diye aramaya başladı. Eskiden
yatakhanenin önünde bir yer vardı orada sigara içerdik. Şöför
Ahmet'te oradaydı. Biz toplandık. Adam dedi:
-"Ahmet kim?"
-"Benim."
-"Beni Seyda gönderdi bana cezbe verecekmişsin." Ahmet abi bir
müddet düşündü bizim muzip arkadaşla göz göze geldiler
işaretle anladı olayı. Ciddi bir şekilde sordu:
-"Kaçlı istiyorsun?"
-"Kaçlı varsa ver."
-"Üçlü, beşli sen ne istersen." Biz gülmeye başladık. Ahmet
abi:
-"Kapa gözlerini." dedi. Adam gözlerini kapadı. Arka arkaya
kibarından 3 tokat attı. Çat, çat, çat. Biz artık yıkılıyorduk
gülmekten. Adam şaşırmıştı.

Urfalı bir Yahya vardı. Deli Yahya Seyda Hz.lerinin önüne geçerdi
ve:

-"Sana bir tövbe vereyim, ama benim tövbem paralıdır haa!! Para
verirsen öyle." Mübarek tebessüm ederdi.
-"Ey Yahya biz bedava ettiriyoruz."

Gelin kardeşlerim, bedavaya, bedavaya...

www.menzil.net den alınmışdır kaynak belirtmeden yayınlanamaz.

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages