Kalbin halleri...
Şefkat
�'lem eyy�he'l-aziz! Kelime-i Tevhidin tekrarla zikrine devam etmek, kalbi pek �ok �eylerle ba�layan ba�lar�, ipleri k�rmak i�indir. Ve nefsin tapacak derecede sanem ittihaz etti�i mahbublardan y�z�n� �evirtmektir. Maahaza, z�kir olan zatta bulunan h�sse ve l�tifelerin ayr� ayr� tevhidleri oldu�una i�aret oldu�u gibi, onlar�n da, onlara m�n�sip �erikleriyle olan al�kalar�n� kesmek i�indir.
L�gat�e;
Kelime-i Tevhid: "Allah`tan ba�ka �l�h yoktur" m�n�s�nda "L� il�he ill�llah" if�desi--sanem: Put--mahbub: Sevgili, sevilen, muhabbet edilen--Maahaza: Bununla beraber--z�kir: Zikreden--h�sse: Duygu organ�--l�tife: Kalbe ba�l� hassas duygular--tevhid: Birleme, Allah`�n bir oldu�una ve Ondan ba�ka �l�h olmad���na inanma--�erik: ortak.
Şefkat
Risale-i Nur’un bir talebesi, Risale-i Nur’a �al��amad���n�n bir sebebi, derd-i mai�etin ziyadele�mesi oldu�unu s�yledi.
Biz de ona dedik: Risale-i Nur’a �al��mad���n i�in derd-i mai�et sana �iddetlendi. ��nk� bu havalide her talebe itiraf ediyor ve ben de ediyorum ki, Risale-i Nur’a �al��t�k�a, ya�amakta kolayl�k ve kalbde ferahl�k ve mai�ette suhulet g�r�yoruz.
L�gat�e;
derd-i mai�et: ge�im s�k�nt�s�--suhulet: kolayl�k.
Şefkat
M�ddet-i hayat�mda tecr�belerimle fikrimde tevell�d eden �udur:
Yeis en deh�etli bir hastal�kt�r ki, �lem-i �sl�m�n kalbine girmi�. ��te o yeistir ki bizi �ld�rm�� gibi, garpta bir-iki milyonluk k���k bir devlet, �arkta yirmi milyon M�sl�manlar� kendine hizmetk�r ve vatanlar�n� m�stemleke h�km�ne getirmi�. Hem o yeistir ki, y�ksek ahl�k�m�z� �ld�rm��, menfaat-i umumiyeyi b�rak�p menfaat-� �ahsiyeye nazar�m�z� hasrettirmi�. Hem o yeistir ki, kuvve-i m�neviyemizi k�rm��. Az bir kuvvetle, imandan gelen kuvve-i m�neviye ile �arktan garba kadar istil� etti�i halde, o kuvve-i m�neviye-i harika meyusiyetle k�r�ld��� i�in, z�lim ecneb�ler d�rt y�z seneden beri �� y�z milyon M�sl�man� kendilerine esir etmi�. Hatt� bu yeisle, ba�kas�n�n l�kaytl���n� ve f�turunu kendi tembelli�ine �z�r zannedip neme l�z�m der, "Herkes benim gibi berbatt�r" diye �ehamet-i imaniyeyi terk edip hizmet-i �sl�miyeyi yapm�yor.
Madem bu derece
bu hastal�k bize bu zulm� etmi�, bizi �ld�r�yor. Biz de o katilimizden k�sas�m�z� al�p
�ld�rece�iz.
("Rahmet-i
�l�hiyeden �midinizi kesmeyiniz." Z�mer S�resi,
39:53.) k�l�c�yla o yeisin ba��n�
par�alayaca��z.
(Bir �ey b�t�n�yle elde
edilmezse, tam�men de terk edilmez)
hadisinin hakikatiyle belini
k�raca��z in�aallah.
Yeis, �mmetlerin, milletlerin "seretan" denilen en deh�etli bir
hastal���d�r. Ve kemal�ta m�ni ve �(Kulum
Beni nas�l tan�rsa, onunla �yle muamele ederim)
hakikatine
muhaliftir; korkak, a�a�� ve �cizlerin �e'nidir,
bahaneleridir. �ehamet-i
�sl�miyenin �e'ni de�ildir. Hususan Arap gibi
nev-i be�erde medar-� iftihar y�ksek seciyelerle
m�mt�z bir kavmin �e'ni olamaz. �lem-i �sl�m
milletleri Arab�n metanetinden ders alm��lar.
�n�aallah, yine Araplar ye'si b�rak�p, �sl�miyetin kahraman ordusu olan T�rklerle hakik� bir tes�n�d ve ittifak ile el ele verip Kur'�n'�n bayra��n� d�nyan�n her taraf�nda il�n edeceklerdir.
L�gat�e;tevell�d: Do�ma--Yeis: �mitsizlik--menfaat-i umumiye: Toplumun ��kar�, umumun faydas�--menfaat-� �ahsiye: Ki�isel ��kar, �ahsi menfaat--meyusiyet: �midini kaybedip karamsarl��a d��mek--f�tur: Usan�, gev�eklik--�ehamet-i imaniye: �mandan gelen kahramanl�k--seretan: Kanser--tes�n�d: Dayan��ma.
Şefkat
Sak�n, sak�n, d�nya cereyanlar�, hususan siyaset cereyanlar� ve bilhassa harice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmas�n. Kar��n�zda ittihad etmi� dal�let f�rkalar�na kar�� peri�an etmesin� اَلْحُبُّ فِى اللهِ، وَالْبُغْضُ فِى اللهِ (“Allah i�in sevmek, Allah i�in bu�z etmek.”) d�stur-u Rahm�n� yerine (el-iyaz� bill�h)� اَلْحُبُّ فِى السِّيَاسَةِ، وَالْبُغْضُ لِلسِّيَاسَةِ� (Siyaset i�in sevmek, siyaset i�in bu�z etmek) d�stur-u �eytan� h�kmedip, melek gibi bir hakikat karde�ine ad�vet ve elhann�s gibi bir siyaset arkada��na muhabbet ve taraftarl�kla zulm�ne r�za g�sterip cinayetine m�nen �erik eylemesin.
Evet, bu zamanda siyaset, kalbleri ifsad eder ve asab� ruhlar� azap i�inde b�rak�r. Sel�met-i kalb ve istirahat-i ruh isteyen adam, siyaseti b�rakmal�.
Evet, �imdi k�re-i arzda herkes ya kalben, ya ruhen, ya aklen, ya bedenen gelen musibetten hissedard�r, azap �ekiyor, peri�and�r. Bilhassa ehl-i dal�let ve ehl-i gaflet, rahmet-i umumiye-i �l�hiyeden ve hikmet-i tamme-i S�bh�niyeden habersiz oldu�undan, nev-i be�ere rikkat-i cinsiye, al�kadarl�k cihetiyle, kendi eleminden ba�ka nev-i be�erin �imdiki el�m ve deh�etli elemleriyle dahi m�teellim olup azap �ekiyor. ��nk�, l�zumsuz ve m�l�y�ni bir surette vazife-i hakikiyelerini ve elzem i�lerini b�rak�p �f�k� ve siyas� bo�u�malara ve k�inat�n h�dis�t�na merakla dinleyerek, kar��arak ruhlar�n� sersem ve ak�llar�n� geveze etmi�ler ve bilerek kendi zarar�na fiilen r�za g�stermek cihetinde, “Zarara raz� olana �efkat edilmez” m�n�s�ndaki اَلرَّاضِى بِالضَّرَرِ لاَيُنْظَرُلَهُ kaide-i esasiyesiyle �efkat hakk�n� ve merhamet liyakat�n� kendilerinden selb etmi�ler. Onlara ac�nmayacak ve �efkat edilmez. Ve l�zumsuz ba�lar�na bel� getirirler.
L�gat�e;
tefrika: ayr�l�k, b�l�nme--ittihad: birle�me, birlik--dal�let f�rkalar�: hak yoldan sapm��, ink�rc� gruplar--d�stur-u Rahm�n�: Allah’a ait nizam, kural--d�stur-u �eytan�: �eytan�n d�sturu, kural�--ad�vet: d��manl�k--elhann�s: �eytan--�erik: ortak--ifsad: bozma--Sel�met-i kalb: kalp huzuru--rahmet-i umumiye-i �l�hiye: Allah’�n her �eyi ku�atan sonsuz rahmeti, merhameti--hikmet-i tamme-i S�bh�niye: her t�rl� kusur ve noksandan m�nezzeh olan Allah’�n tam ve m�kemmel hikmeti--nev-i be�er: insan t�r�--rikkat-i cinsiye: kendi cinsinden olana kar�� duyulan ac�ma hissi--m�teellim: elem �eken, ac� duyan--selb: ortadan kald�rma.