�nsanda en m�him ve esasl� bir his, hiss-i havft�r...
Cen�b-� Hak havf damar�n� h�fz-� hayat i�in vermi�, hayat� tahrib i�in de�il. Ve hayat� a��r ve m��k�l ve el�m ve azap yapmak i�in vermemi�tir. Havf iki, ��, d�rt ihtimalden bir olsa, hatt� be� alt� ihtimalden bir olsa, ihtiyatk�r�ne bir havf me�ru olabilir. Fakat yirmi, otuz, k�rk ihtimalden bir ihtimalle havf etmek evhamd�r, hayat� az�ba �evirir.
L�gat�e;
hiss-i
havf: korku duygusu--h�fz-� hayat: hayat�
korkumak--tahrib:
Y�kma, harap etme, bozma.
Kabre hangi yoldan gireceyiz?
C�zibedar bir fitne i�inde bulunan ve daha akl�n� kaybetmeyen b�z� gen�lerle bir muh�veredir.
Bir k�s�m gen�ler taraf�ndan, �imdiki aldat�c� ve c�zibedar lehviy�t ve heves�t�n h�cumlar� kar��s�nda, "�hiretimizi ne s�retle kurtaraca��z?" diye Risale-i Nur'dan meded istediler. Ben de Ris�le-i Nur'un �ahs-� m�nev�si n�m�na onlara dedim ki:
Kabir var; hi� kimse ink�r edemez. Herkes, ister istemez oraya girecek. Ve oraya girmek i�in de, �� tarzda, �� yoldan ba�ka yol yok.
*Birinci yol: O kabir, ehl-i �m�n i�in bu d�nyadan daha g�zel bir �lemin kap�s�d�r.
*�kinci yol: �hireti tasdik eden, fakat sef�het ve dal�lette gidenlere bir haps-i ebed� ve b�t�n dostlar�ndan bir tecrid i�inde bir haps-i m�nferid, yaln�z ba��na bir hapis kap�s�d�r. �yle g�rd��� ve itikad etti�i; ve inand��� gibi hareket etmedi�i i�in, �yle mu�mele g�recek.
*���nc� yol: �hirete inanmayan ehl-i ink�r ve dal�let i�in bir id�m-� ebed� kap�s�, yani hem kendisini, hem b�t�n sevdiklerini id�m edecek bir dara�ac�d�r. �yle bildi�i i�in, cezas� olarak ayn�n� g�recek. Bu iki ��k bedih�dir, delil istemiyor, g�z ile g�r�n�r.
M�dem ecel
gizlidir; her vakit �l�m, ba��n� kesmek i�in
gelebiliyor; ve gen� ihtiyar fark� yoktur. Elbette,
d�im�, g�z� �n�nde �yle
b�y�k deh�etli bir mesele kar��s�nda, b��are insan, o
id�m-� ebed�, o dipsiz, nihayetsiz haps-i m�nferidden
kurtulmak �aresini aramak ve kabir kap�s�n� bir �lem-i
b�k�ye, bir saadet-i ebediyeye ve �lem-i nura a��lan bir
kap�ya kendi hakk�nda �evirmek h�disesi, o insan�n d�nya
kadar b�y�k bir meselesidir.
Bir zaman �ngiliz devleti, �stanbul Bo�az�n�n toplar�n� tahrip ve �stanbul'u istil� etti�i heng�mda, o devletin en b�y�k daire-i diniyesi olan Anglikan Kilisesinin Ba�papaz� taraf�ndan Me�ihat-� �sl�miyeden din� alt� sual soruldu. Ben de o zaman D�r�'l-Hikmeti'l-isl�miyenin �z�s�yd�m. Bana dediler: "Bir cevap ver. Onlar, alt� suallerine alt� y�z kelimeyle cevap istiyorlar."
Ben dedim: "Alt� y�z kelimeyle de�il, alt� kelimeyle de de�il, hatt� bir kelimeyle dahi de�il, belki bir t�k�r�kle cevap veriyorum. ��nk�, o devlet, i�te g�r�yorsunuz, aya��n� bo�az�m�za bast��� dakikada, onun papaz�, ma�rur�ne �st�m�zde sual sormas�na kar��, y�z�ne t�k�rmek l�z�m geliyor. T�k�r�n o ehl-i zulm�n o merhametsiz y�z�ne!" demi�tim.�ok iyiler
var ki, iyilik zann�yla fenal�k yap�yorlar
(not:
zann�mca burada cezbeli �ah�slara da at�f var.
�efkat)
Hakk� tan�yan, hakk�n hat�r�n� hi�bir hat�ra feda etmez. Zira, hakk�n hat�r� �lidir; hi�bir hat�ra fed� edilmemek gerektir. Fakat �u h�sn-� zann�n�z� kabul etmem. Zira bir m�fside, bir dessasa h�sn-� zan edebilirsiniz. Delil ve �k�bete bak�n�z.
Sual: Nas�l anlayaca��z? Biz c�hiliz, sizin gibi ehl-i ilmi taklit ederiz.
Cevap: �endan cahilsiniz, fakat �k�ls�n�z. Hanginizle zebib, yani �z�m� payla�sam, zek�vetiyle bana hile edebilir. Demek cehliniz �z�r de�il... ��te, m��tebih a�a�lar� g�steren semereleridir. �yleyse, benim ve onlar�n fikirlerimizin neticelerine bak�n�z. ��te birisinde istirahat ve itaattir. �tekisinde ihtil�f ve zarar saklanm��t�r. (...)
Sual: O f�rkadan ehl-i fazl k�sm�na ne diyece�iz? Onlar iyi adamlard�r.
Cevap: �ok iyiler var ki, iyilik zann�yla fenal�k yap�yorlar.
L�gat�e:
�li: Y�ce, y�ksek--h�sn-� zan: G�zel d���nme--m�fsid: Kar��t�r�c�, bozucu--dessas: Aldat�c�, hilek�r, des�seci--�k�bet: Son, sonu�--�endan: Ger�i--�k�l: Ak�ll�--m��tebih: Birbirine benzeyen--semere: Meyve--f�rka: Grup--ehl-i fazl: Faziletli kimseler.
Arkada�! Amele ve t�ate muvaffak olamayan azaptan korkar, ye'se d��er. B�yle bir me'yusun g�z�ne, din� meselelere m�nafi edn� ve zay�f bir emare, kocaman bir b�rhan g�r�n�r. B�yle birka� emareyi elde eder etmez, di�er emarelerin s�ikas�yla il�n-� isyan ederek �sl�m d�iresinden ��kar, �eytan�n ordusuna iltihak eder. Binaenaleyh, a'm�le muvaffak olamayanlar, ye'se d��memek i�in �u �yete m�racaat etsin.