--
- - - - - - - - - - - - - - - -
DİŞ HEKİMLERİ FİLYASYONDA…
https://www.youtube.com/watch?v=zEBnq2zL9g0
- - - - - - - - - - - - - - - -
Cahil, ne kendi eksigini gorur, ne de ogutlere kulak asar.
~Hz.Ali~
- - - - - - - - - - - - - - - -
YILMAZ ÖZDİL: OSMANLI'NIN BU MİLLETE 500 MİLYAR DOLAR BORCU VAR
24 Mart 2021
Osmanlı iflas etti.
Padişahımız efendimiz zat-ı şahane Abdülhamit’ti.
Kanun hükmünde kararname çıkardı.
Düyun-u Umumiye kuruldu.
Genel borçlar anlamına geliyordu.
Zamanında yenen hurmalar çerçevesinde devletin gelirlerine
alacaklılar tarafından el konuldu.
Yedi kişilik yönetim kurulu vardı.
İngiliz Alman Fransız Avusturyalı İtalyan’dı.
Borçların ödenmesini takip etmek için kurulmamıştı devletin gelir
kaynaklarını bizzat yönetmek için devletin gelirlerini bizzat
tahsil etmek için kurulmuştu.
Bildiğin haciz kuruluşuydu.
Devletten bile büyük hale gelmişti.
Öyle ki devletin maliye bakanlığında beş bin memur çalışırken bu
arkadaşların emrinde dokuz bin memur çalışıyordu.
Ecnebi maaşı dolgundu eğitimli gençlerimiz kendi devletine faydalı
olmaktansa düyun-u umumiye’de işe girmek için yarışıyordu.
Prim sistemi vardı kendi milletinin gırtlağına sarılan memurumuz
bu arkadaşların gözüne giriyor takdir ediliyordu kendi milletinin
gırtlağını en çok kim sıkıyorsa en çok primi o alıyordu.
Kafalarına göre vergi salıyorlardı vergi oranlarını
belirliyorlardı.
Gelirlere el koyup sadece dış borcu ödemekle kalmıyorlardı
devletin bütçe defterini tutuyorlardı iç borç ödemelerini de
bunlar yapıyordu.
Banker adı altındaki uluslararası tefecilerin oyuncağı olmuştuk.
Devletin hazinesini inek gibi sağdılar yetmedi uyuşturucu
bağımlısı yapar gibi kredi bağımlısı yaptılar yeni yeni borçlar
vererek yeni yeni imtiyazlar aldılar bizim topraklarımızda
kendilerine demiryolları limanlar bankalar sigorta şirketleri
posta şirketleri telefon şirketleri tramvay şirketleri elektrik
santralları kurdular yeraltı zenginliklerimizi babalarının madeni
gibi işlettiler.
Borçlarımızın katbekat üzerinde gelir elde etmeye başladılar.
Kendi ülkemizde elalemin kölesi olmuştuk.
Kapitalizmin karakolu olarak gelmişler emperyalizmin kuklası
haline getirmişlerdi.
Ta ki Mustafa Kemal’e kadar…
Kurtuluş Savaşı’nı kazandık.
Duyun-u Umumiye’yi lağvettik.
Yabancı imtiyazlarını kaldırdık.
O gün itibarıyla Osmanlı’nın 145 milyon altın lira borcu vardı.
Lozan Antlaşması’na göre… Osmanlı’nın 1912 yılına kadar yaptığı
borçların yüzde 62’si 1912 yılından sonra yaptığı borçlarının
yüzde 77’si bizim üstümüze kaldı.
Tıkır tıkır ödemeye başladık son taksidi 1954’te tamamladık.
145 milyon altın lira o dönemin milli gelirinin yüzde 65’ine denk
geliyordu.
Bugünkü değerlerle orantılarsak 500 milyar dolar ediyor.
★
Manevi olarak Osmanlı’ya saygımız sonsuz… Ama maddi olarak
Osmanlı’nın bu millete 500 milyar dolar borcu var.
★
Osmanlı’nın 500 milyar dolar borcunu bu millet ödemişken millete
ait Gezi Parkı’nın tapusu hangi hakla Osmanlı’nın vakfına
veriliyor?
★
Cumhuriyet’in malı Osmanlı vakfı’na verilecekse bu işlemden önce
Osmanlı’nın Cumhuriyet’e borcunu ödemesi gerekmiyor mu?
★
Üstelik…
★
Gezi Parkı’nın yerinde Topçu Kışlası vardı.
Topçu Kışlası bizzat Osmanlı tarafından satıldı…
Padişahımız efendimiz Vahdettin tarafından Fransız şirketine
satıldı.
Fransız şirket kışlayı yıkacak yerine apartmanlar dikecekti.
Kentsel dönüşüm dümeninin Osmanlı versiyonuydu.
Kışlayı satın almadan önce Osmanlı yöneticilerini satın almışlar
İstanbul’un ipotek kanunu’nu yani imar durumunu değiştirtmişlerdi.
Sonra gidip Topçu Kışlası’nı satın almak için Bank-ı Osmani-i
Şahane’den kredi almışlardı.
Apartmanları dikecekler satacaklar elde ettikleri gelirle banka
kredisini ödeyeceklerdi yani aslında ceplerinden tek kuruş
çıkmayacak elin taşıyla elin kuşunu vuracaklardı.
Bank-ı Osmani-i Şahane’nin isminde Osmanlı vardı ama
İngiliz-Fransız ortaklığıydı bildiğin Galata bankeriydi.
Bu banka zat-ı şahanelerimizi kafalayıp devletin para basma
imtiyazını almıştı.
Bizim paramızı basıyor bizim paramızla zat-ı şahanelerine borç
veriyordu şahane’liği oradan geliyordu…
Neyse Fransız şirket inşaat işini beceremedi krediyi geri
ödeyemedi bunun üzerine banka kışlaya el koydu.
Spor Alemi ismiyle dergi çıkaran futbol meraklısı işadamı
Çelebizade Said Tevfik bey talip oldu.
Kışlayı bankadan kiraladı ahşap tribünler yaptırdı sekiz bin
seyirci kapasiteli stadyum haline getirdi.
Ama işletmeyi başaramadı.
Yunan işadamına devretti.
O sırada İstanbul işgal edilmişti.
Yunan işadamı uyanık adamdı alttan girdi üstten çıktı işgal
kuvvetleriyle maç yapmayı boykot eden Türk kulüplerini ikna etti.
Turnuvalar tertipledi kupalar verdi hasılat rekorları kırdı.
Kurtuluş Savaşı’nın sonunda tası tarağı topladı Türkiye’den
ayrıldı.
Stadyum harabe geldi.
Cumhuriyet kurulunca istimlak edildi parası Türk milletinin
vergileriyle ödendi park haline getirildi.
★
E 500 milyar dolarlık borcu boşversek bile…
Bizzat Osmanlı tarafından satılan Gezi Parkı hangi mülkiyet
hakkıyla Osmanlı’nın vakfına veriliyor?
★
Osmanlı elaleme sattı parasını harcadı.
Cumhuriyet parasını ödedi elalemden satın aldı.
Kimin malını kime veriyorsunuz kardeşim?
https://www.gercekgundem.com/guncel/261235/yilmaz-ozdil-osmanlinin-bu-millete-500-milyar-dolar-borcu-var
- - - - - - - - - - - - - - - -
Bu Pazar siirlerimiz kadim Misir uygarligindan.
Eski Misirda halk yoneticilerde 3 erdem arardi.
~Hu : Yetkili ve etkin konusma
Sia : Dogru gorus, dogru duyus ve anlama yetenegi
Maat : Adalet, yonetim becerisi, dogruluk
Misir uygarliginin refah icinde oldugu yillarda
III Amenhotep icin su siir yazilmisti:
O, hayatin ta kendisidir, serinlik veriyor ruha
Halkini doyurmak icin sebil ediyor hazinelerini
Ardindan gelenlerin karni tok, sirti pek
Firavun demek, yiyecek demektir
Bolluk fiskiriyor agzindan
Misir sairleri onderlerine siirlerle yol gosterirlerdi.
OGUT SIIRI
Ondersen
Halki yonetiyorsan
Mukemmel olmaya calis !
Yaptiklarinda puruz olmasin.
Durustluk yucedir.
Degerli olan, surekli olur.
Kotuluk
Onderi hicbir zaman
Sakin bir limana goturmez.
Ilerleyen yillarda Misirda duzen bozulup her yerde
adaletsizlik basladiginda bir Misir sairi aci icinde
su siiri yazmisti:
----------
ANKHUNUN BOZUK DUZENDEN YAKINMASI
Olup bitenler cileden cikariyor insani :
Kargasalik var ulkede, yikimin esigindeyiz,
Kapi disari ettiler adaleti.
Tanri buyruklarina aldiris eden yok;
Gun dogunca bas ceviriyoruz,
Gece olanlari gormemek icin,
Olup bitenler cileden cikariyor insani.
Memleket bastan basa tedirgin
Ama agzini acip tek kelime soyleyen yok.
Masum insan kalmadi artik,
Herkesin isi gucu fesat.
Yurekler yas icinde, tasa icinde.
Komut verenle komut alan bir ornek,
Ikisinin de dunya umurunda degil.
Her sabah kalkar kalkmaz goruyoruz durumu,
Ama duzeltmek icin bir cabaya giremiyoruz.
Dun neyse bugun de o ...
Miskinlik sinmis insanlarin yuzune.
Ne acikli bunu gorup de haykiramamak,
Ama anlamayanlara dil dokmek daha da aci.
Bugunlerde herkes sirf kendini dinliyor;
Kendinden baskasina inanan yok.
Hic iliski kalmadi gercekle soz arasinda.
Ne dersiniz, binlerce yil once yazilan
bu Misir siiri, gunumuzde de gecerli
olabilir mi ?
Saygi ile
levent -
lev...@yahoo.com~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Avaro omnia desunt, inopi pauca, sapienti nihil
Cimrinin herseyi, fakirin bazi seyleri eksiktir, bilginin ise
hicbirseyi eksik degildir.
~Latin Atasozu~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Sayın Başbakan’ın beğenemediği fiziksel antropoloji bilimi
omurgalı paleontolojisi ile tıp bilimleri arasında bir köprü
oluşturan bir bilim dalıdır ve insan evriminin en kıymetli
verilerini bulmuş ve bulmaya da devam etmekte olan çalışmaları
içerir (Sayın Başbakan Paris’e bir gittiğinde Doğa Tarihi
Müzesi’ne ve İnsan Müzesi’ne bir uğrayıversin).
~Ali Mehmet Celâl Şengör (d.24 Mart 1955 İstanbul Türkiye) Türk
jeolog.~
. - . - . - . - . - . -
- - - - -
- - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -