--
- - - - - - - - - - - - - - - -
TEŞEKKÜRLER AYŞENUR ARSLAN | Turgay Yıldız
https://www.youtube.com/watch?v=5O46Y2pvM1M
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ağlamak-2
Ağlamak
Bazı acılarda yetmez
Bazı ölümlere
Örtüsüdür bazı acıların
Örter, örtülmez
Savunur bir süre
Ağlayanlar sevinmeli
Sevin ağlıyabiliyorsan
Acılar art arda dinmeli
Durur bir nöbetçi gibi
Durur bir bekçi gibi
Zamana gülmeli-gülmeli
Sevin ağlıyabiliyorsan
Unutmanın kardeşidir ağlamak
Uyur uyanır yatağında duyguların
Düşüncenin kucağında hep çocuktur
Ağlamak
~Özdemir Asaf~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Cacoethes scribendi
Kotu yazma aliskanligi (kotu kelimesi, aliskanliki niteler,
yazmaktan vazgecememek demektir)
~Latin Atasozu~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Zaman ibret aynasidir.
~Hz.Ali~
- - - - - - - - - - - - - - - -
SİNAN MEYDAN: CUMHURİYETİN EKONOMİ ZAFERİ
Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, ekonomik
zaferlerle taçlandırılmazsa meydana gelen zaferler devamlı olmaz,
az zamanda söner. (Atatürk, 1923)
Ben bu yazıyı kaleme alırken 1 dolar 9.19 TL civarındaydı.
Üretimsizlik, her şeyin ithal edilmesi, zamlar, yükselen fiyatlar,
biriken kredi borçları, artan enflasyon, kapanan iş yerleri,
büyüyen işsizlik… Türkiye Cumhuriyeti, çok ciddi ekonomik
sorunlarla karşı karşıya…
Görülen o ki yeni ekonomik zaferlere ihtiyaç var. Bunun için her
şeyden önce Cumhuriyetin ilk ekonomi zaferini iyi bilmek gerekir.
OSMANLI'DAN KALAN EKONOMİK MİRAS
Osmanlı’da 1915 Sanayi Sayımına göre 182’si işler durumda 282
sanayi kuruluşu vardı. Bu kuruluşların yaklaşık % 85’i
yabancıların ve azınlıkların elindeydi.
Osmanlı’dan Cumhuriyete; Bakırköy Bez Fabrikası, Feshane Yün-İplik
Fabrikası, Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası, Hereke İpek Dokuma
Fabrikası dışında önemli bir sanayi kuruluşu kalmadı. 1923’te
cumhuriyet ilan edilirken dokuma, şeker, çay, cam, porselen,
çatal, bıçak, hatta buğday ve kiremit gibi temel tüketim
mallarının tümü ithal ediliyordu. 1923’te Türkiye’nin ihracatı
yaklaşık 85 milyon lira, ithalatı ise yaklaşık 145 milyon liraydı.
Osmanlı’dan Cumhuriyete geçilirken Misakı Milli sınırları içinde
neredeyse tamamı Ankara’nın batısında, -3.756 kilometresi yabancı
şirketlerden, 356 kilometresi Ruslardan- toplam 4.112 kilometre
demiryolu kaldı. Kabotaj hakkı olmadığından denizyolları ve
limanlar yabancıların kontrolündeydi. Ülkedeki madenlerin
neredeyse tamamı yabancılar tarafından işletiliyordu. Büyük
kentlerin dışında çok az yerde elektrik vardı. Ülkede, Ziraat
Bankası ve İtibarı Milli Bankası dışında güçlü bir milli banka
yoktu. 1924’te Türkiye’de yabancı bankaların toplam mevduattaki
payı % 78, özel Türk bankalarının %12, devlet bankalarının %10’du.
1923’te cumhuriyet ilan edilirken ülke nüfusunun yüzde 85’i
köylerde yaşayıp tarımla uğraşıyordu. Tarım ilkel yöntemlerle
yapılıyordu. Ülkedeki 40 bin köyün 37 bininde ne yol, ne okul, ne
dükkân vardı. Ülkede sağlık altyapısı çok yetersizdi. Doktor
sayısı çok azdı.
Sonuç olarak Osmanlı’dan Cumhuriyete -ufak sanayi işletmeleri
hariç- 4 fabrika, 85 milyon altın liraya yakın dış borç, yüzde
85’i köylerde yaşayan, % 70’i salgın hastalıklarla pençeleşen, %
10’u bile okur-yazar olmayan 13 milyon bir nüfus kaldı.
İzmir İktisat Kongresi’nden Dünya Ekonomik Buhranı’na
Atatürk, 19 Ocak 1923’te, İzmit’te halka şöyle seslendi: Memlekete
bakınız Baştan sona kadar harap olmuştur. Memleketin kuzeyden
güneye kadar her noktasını gözlerinizle görünüz. Her taraf
viranedir, baykuş yuvasıdır. Memlekette yol yok. Memlekette hiçbir
uygar kurum yoktur… Halk çok yoksuldur, sefil ve çıplaktır.
Ülkedeki bu yokluğun ve yoksulluğun nedeni ekonomik bağımlılıktı.
Lozan görüşmeleri devam ediyordu. İngiltere ve Fransa,
kapitülasyonların kaldırılmasına yanaşmıyordu. Atatürk, İsmet
Paşa’nın konferanstan ayrılıp geri dönmesini istedi. İsmet Paşa
yurda döndü. Lozan görüşmeleri kesintiye uğradı. Atatürk, ekonomik
bağımsızlığa kararlıydı. Bu kararlılıkla İzmir İktisat Kongresi’ni
topladı. (17 Şubat -4 Mart 1923)
1135 delegenin katıldığı kongrede 12 maddelik Misakı İktisadi
kabul edildi. Çiftçi, tüccar, sanayici, işçi gruplarınca toplam
288 maddeden oluşan kararlar alındı. Ekonomi Bakanı Mahmut Esat
Bozkurt’un ifadesiyle ekonomide Yeni Türkiye İktisat Okulu adı
verilen, Karma Ekonomi Modeline geçildi.
Kısa süre sonra Lozan görüşmeleri yeniden başladı. 24 Temmuz
1923’te Lozan Antlaşması imzalandı. Lozan’da kapitülasyonlar
kaldırıldı. Ayrıca kabotaj hakkı ve 5 yıllık geçiş dönemi sonrası
gümrükleri belirleme hakkı elde edildi. Ekonomik bağımsızlık
sağlandı.
1924-1929 arasında İzmir İktisat Kongresi kararları doğrultusunda
özel teşebbüsü destekleyen bir ekonomik program uygulandı.
Tarımda, ticarette, sanayide kalkınmaya yönelik öncü adımlar
atıldı.
Atatürk, Köylü milletin efendisidir diyerek harekete geçti.
1925’te Aşar (Öşür)Vergisi kaldırıldı. Köylüye, tohum, araç, gereç
ve para yardımı yapıldı, fidan dağıtıldı. Yurdun değişik
yerlerinde Tohum Islah İstasyonları açıldı. Ülke genelinde 572
tarım kredi kooperatifi kuruldu. 1933’te Ankara’da Yüksek Ziraat
Enstitüsü kuruldu. Bursa, Adana ve Ankara’daki 3 ziraat okulu
iyileştirildi. Değişik illerde 13 ziraat okulu daha açıldı. Tarım
öğrenimi için Avrupa’ya öğrenci gönderildi. Hayvan hastalıklarıyla
mücadele edildi. Haralar, ağıllar, üretme ve yetiştirme
çiftlikleri, devlet aygır depoları, damızlık yetiştirme
merkezleri, serum ve aşı kurumları kuruldu, hayvan sergileri
açıldı. Atatürk, 1925’te AOÇ başta olmak üzere örnek çiftlikler
kurdu. 1929’da Topraksız Çiftçiye Toprak Verilmesi Hakkında Kanun
çıkarıldı; topraksız çiftçiye toprak dağıtımına başlandı. Başarılı
tarım politikaları sonunda 1923-1932 arasında tarımsal üretimde
yüzde 58’lik bir artış sağlandı. Tahıl yüzde 100, tütün yüzde 57,
pamuk yüzde 67 arttı.
Sanayi için de önemli çalışmalar yapıldı. Öncelikle gerekli
finansman için milli bankalar kuruldu. 1924’te İş Bankası, 1925’te
Sanayi ve Maadin Bankası, 1926’da Emlak ve Eytam Bankası, 1932’de
Sanayi ve Kredi Bankası, 1933’te Halk Bankası, 1933’te Sümerbank,
1935’te Etibank, 1938’de Denizbank kuruldu. Demiryolları,
limanlar, tüneller, kömür vb. madenler, telefon, tramvay gibi
işletmeler yabancılardan satın alınıp millileştirildi. 1923-1938
arasında 3.186 km. yeni demiryolu inşa edildi. 1926’da ispirto ve
alkollü içkiler tekeli kuruldu. 1926’da Alpullu Şeker Fabrikası ve
Uşak Şeker Fabrikası işletmeye açıldı. 1925’te havacılığı
geliştirmek için Türk Hava Kurumu kuruldu. 1926’da Türk-Alman iş
birliğiyle TOMTAŞ Kayseri Uçak Fabrikası kuruldu. Uçak üretildi.
1926’da ekonomide danışma niteliğindeki Yüksek İktisat Meclisi
kuruldu. 1927’de sanayicileri desteklemek için Teşviki Sanayi
Kanunu çıkarıldı. 1927’de 17 milyon lira olan milli sanayi
imalatı, 1933’te 137 milyon liraya çıktı. Yerli malı kullanımı
özendirildi, yerli malı haftaları düzenlendi. Yerli ticaret
ürünlerini tanıtmak için Ankara, İstanbul ve İzmir’de yerli malı
sergileri açıldı.1926’da İstatistik Genel Müdürlüğü kuruldu.
1927’de nüfus, tarım ve sanayi sayımları yapıldı. 1929’da Gümrük
Tarife Kanunu yürürlüğe girdi. Menkul Kıymetler ve Kambiyo
Borsaları kuruldu. 1930’da Türk Parasını Koruma Kanunu çıkarıldı.
Para politikalarını belirlemek için 1930’da Merkez Bankası
kuruldu.
Bütün bunlara rağmen 1923-1929 arasında özel teşebbüsü destekleyen
ekonomik politikadan istenilen sonuç alınamadı. Bu sırada 1929’da
Dünya Ekonomik Buhranı patlak verdi.
Dünya Ekonomik Buhranı ve Devletçi Kalkınma
1929’da ABD’de Wall Street Borsası çöktü. Dünya Ekonomik Buhranı
patlak verdi. Dünyadaki hızlı fiyat düşüşleri Türkiye’de özellikle
tarımsal üretimi baltaladı. Örneğin, Türkiye’de buğday fiyatı
1927’de kilo başına 12 kuruştan 1932’de 3 kuruşa kadar geriledi.
Bunun üzerine Türkiye’de, 1930’da, Karma Ekonomi deki devlet-özel
dengesi, devlet lehine değiştirildi. Planlı Devletçilik
benimsendi. Bu kapsamda, -Sovyet uzmanlardan da yararlanılarak-
1933’te Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı (BBYSP) hazırlandı. Bu
planı uygulama görevi 1933’te kurulan Sümerbanka verildi. Planın
ilk fabrikalarını kurmak için Sovyetler Birliği’nden 8 milyon
dolarlık (16 milyon TL) faizsiz ve mal karşılığı geri ödenecek bir
kredi alındı.
BBYSP'ye göre toplam yatırımların yüzde 95’ini Sümerbank, yüzde
5’ini ise İş Bankası yapacaktı. 44 milyonluk yatırımın, 41.5
milyonunu Sümerbank, 2 milyon 400 bin liralık bölümünü ise İş
Bankası karşılayacaktı. Planda 44 milyonu bulan yatırımlar
uygulamada 100 milyonu geçti.
BBYSP'de dokuma, kendir, kimya, toprak, demir, kâğıt, selüloz,
kükürt ve süngercilik sanayiye öncelik verildi. BBYSP, Dünya
Ekonomik Buhranı’na ve yaklaşan II. Dünya Savaşı’na rağmen
başarıyla uygulandı. Planlanan 20 fabrikadan 16’sı öngörüldüğü
gibi 5 yıl içinde (1938’in sonunda) faaliyete geçirildi. Kalan
fabrikalar da 1940’larda işletmeye açıldı. 1933’te, kendisine
devredilen 4 fabrika ile işe başlayan Sümerbank, 1950’de toplam 17
müesseseye ve bu müesseslere bağlı 35 fabrikaya sahipti. Ayrıca
1933’te Turhal Şeker Fabrikası ile Eskişehir Şeker Fabrikası nın
temeli atıldı.
Şeker, tekstil, çimento, demir-çelik vb. fabrikaların kurulmasıyla
sanayide toplam üretim değerinde yüksek artışlar sağlandı.
Örneğin, 1932’de 137 milyon 932 bin olan üretim, 1939’da 331
milyon 287 bine yükseldi. 1935’te Etibank ve Maden Teknik Arama
Enstitüsü nün kurulmasıyla maden üretiminde yüzde 100’ü geçen
artışlar oldu. Toplam maden üretimi, -1930’u 100 olarak alırsak-
1935’te 157’ye, 1940’da 232’ye yükseldi. Dokuma fabrikalarının
kurulmasıyla 1929-1940 arasında pamuklu kumaş üretimi 7 kat arttı.
Yerli üretimin tüketimi karşılama oranları yünlü dokumada % 83,
pamukluda % 43, kâğıt ve mukavvada % 32, cam eşyada % 63’e
yükseldi. Tarımsal üretimde de önemli artışlar oldu. Buğday
ithaline gerek kalmadı. Çift hayvanlarının sayısı % 40 oranında
arttı. 1930’larda İhracat-İthalat dengesi sağlandı; 1930-1938
arasında,1938 hariç, ihracat-ithalat bilançosu açık vermedi.
GSMH arttı. 1938’de kalkınma hızı % 14’e yükseldi. 1923-1939
arasında devlet bütçesi denk tutuldu. Devalüasyona başvurulmadı.
Türk Lirası’nın değeri korundu. 1930’da bir dolar 2.12 lira,
1939’da bir dolar 1.28 liraydı.
Bu sürede hastalıklarla mücadele edilerek ve yaşam koşulları
iyileştirilerek toplam nüfus 13 milyondan 17 milyona çıkarıldı.
1930’lu yıllarda Türkiye ekonomisi her bakımdan büyüdü. 1939’da
Türkiye’nin hazinesinde 26 ton altın, 36 milyon dolar döviz
toplandı. Toplam tasarruf mevduatı 110.4 milyona, ticari mevduat
180 milyona, bütçe 303 milyona ulaştı. Bu sırada Osmanlı borçları
da ödendi.
Kemalist Ekonomi Modeli ve 4 Denge Kuramı
Peki, savaştan yeni çıkmış, sanayileşememiş, her bakımdan dışa
bağımlı bir din-tarım toplumunda, 15 yıl gibi kısa sürede, bu
ekonomik başarı nasıl sağlandı?
Şöyle…
Önce Lozan’da kapitülasyonlar kaldırılıp ekonomik bağımsızlık
sağlandı. Sonra sağlam bir ekonomi için (güvenlikten ulaştırmaya,
eğitimden sağlığa, dış işlerinden sosyal güvenliğe) sağlam bir
devlet aygıtı kuruldu. Daha sonra özel-devlet dengesini esas alan
Karma Ekonomi Modeli benimsendi. Mümkün olduğunca az dış borçla,
belli şartlarla yabancı sermayeye de açık olmakla birlikte daha
çok öz kaynaklara dayanan üretim esaslı bir ekonomik yapı kurulmak
istendi. Bu sırada iç ve dış siyasi ve ekonomik gelişmeler de
dikkate alındı. 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’na karşı 1933’te
planlı devletçi anlayışla Sümerbank Modeli geliştirildi. Bu model,
1938’de İktisadi Devlet Teşekkülleri Modeline evrildi. Ülkede çok
sayıda devlet fabrikası kuruldu. Türkiye üreten bir ülke oldu.
Prof. Mustafa Aysan’a göre Kemalist Ekonomi Modeli dört denge
üzerine kuruluydu:
1. Bütçe dengesi,
2. Kaynak-harcama dengesi,
3. Dış ödemeler (ihracat-ithalat) dengesi,
4. Devlet-özel teşebbüs dengesi…
İşin sırrı ekonomik bağımsızlıkta ve bu 4 dengede gizlidir.
Cumhuriyeti kuranlar, 80-90 yıl önce Karma Ekonomi , Planlı
Devletçilik , Sümerbank ve İDT modelleri ve 4 denge ile ekonomik
kalkınmayı başardılar. Bu tecrübeden alınacak derslerle, çağın
yeni ekonomik gerçeklerine uygun biçimde ülke potansiyellerini
harekete geçirmek, yeniden üreten bir Türkiye yaratmak mümkündür.
Kaynakça
○ Yahya S. Tezel, Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi
(1923-1950), Ankara, 1986.
○ Mustafa A. Aysan, Atatürk’ün Ekonomik Kalkınma Modeli ,
Atatürkçülük, İkinci Kitap, İstanbul, 1988.
○ Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi, (3.Kitap, Birinci Bölüm),
Ankara, 2005.
○ Stanford Shaw-Ezel Kural Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern
Türkiye, 2. Cilt, İstanbul, 1983.
○ Şevket Pamuk, Türkiye’nin 200 Yıllık İktisadi Tarihi, İstanbul,
2015.
○ Sinan Meydan, Atatürk’ün Akıllı Projeleri, C.3,İstanbul, 2018.
○ Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam Mustafa Kemal, (1822-1938),
C.3, İstanbul, 2007.
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/sinan-meydan/cumhuriyetin-ekonomi-zaferi-6713132/
- - - - - - - - - - - - - - - -
Benim bütün hayatımda güttüğüm gaye hiçbir vakit kişisel
olmamıştır.
Her ne düşünmüş ve her neye girişmiş isem daima memleketin,
milletin ve ordunun adına ve yararına olmuştur.
Hiçbir zaman şahsımın sivrilmesi ve yükselmesini göz önüne
almamışımdır.
( 1914 )
~Kemal Atatürk
Yüce Önder.
Bu günleri çok öncelerden bilen adam.~
. - . - . - . - . - . -
- - - - -
- - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -