MilliMotor

5 views
Skip to first unread message

Milli Motor

unread,
Jun 13, 2010, 3:13:51 PM6/13/10
to Sansüre Sansür Hareketi
www.millimotor.com Ulusal Arama motorumuz hazır.

Mert Ertuğrul

unread,
Jun 13, 2010, 6:29:38 PM6/13/10
to sansuresan...@googlegroups.com
teknolijik olayların engellenmesini protesto edilmesini anlaşılır hatta şiddetle yapılmalı ama bu sitenin açıkça anayasamızla dalga geçmesi beni rahatsız etti. 
aşırı liberalizmin, aşırı milliyetçelek kadar tehlikeli olduğunu düşünüyorum ve beni aşırı milliyetçelek kadar korkutuyor.

2010/6/13 Milli Motor <milli...@gmail.com>
www.millimotor.com Ulusal Arama motorumuz hazır.

--
You received this message because you are subscribed to the Google
Groups "Sansur Sansur Hareketi" group.
To post to this group, send email to
sansuresan...@googlegroups.com
To unsubscribe from this group, send email to
sansuresansurhar...@googlegroups.com
For more options, visit this group at
http://groups.google.com/group/sansuresansurhareketi?hl=en?hl=en

Additional info at:
http://www.sansuresansur.org
http://sansuresansur.blogspot.com
http://www.facebook.com/group.php?gid=34506889592&ref=mf

Ömer Tuncer

unread,
Jun 13, 2010, 10:46:30 PM6/13/10
to sansuresan...@googlegroups.com
Merhaba,
 
Banaysa herşey çok "ciddi" gibi geldi...
 
Komikliği ciddiliğinden...
 
Ayrıca "aşırı liberalizm" ne demek? "Eksiksiz özgürlük"ün de bu kavramla ilgisini anlamak kolay değil. Ben, kişisel olarak, tam da liberalizm karşıtı düşüncelere sahibim. Ama özgürlüklerimi tam, eksiksiz, hiç bir kısıtlama olmadan istiyorum ve herkese de bu hakkı veriyorum. Hiç birinden korkmadan!.. Ne başörtüsünden, ne dincisinden, ne ırkçısından, ne faşistinden... Düşünce düzeyinde hepsiyle başedebilecek düşüncelerim olduğunu düşünüyorum. Savaşım, kendi düşüncelerimden yana da olsa, bütün kaba güçlere karşı!.. Bunu durdurmayı başarabilirsek, düşüncelerimizle her türlü savaşımı göze alabiliriz! Öyleyse düşünceleri söylemeye karşı çıkmamız anlamlı değildir. Durdurmamız gereken, düşünceler değil, dökülen kanlardır.
 
Yalnızca anayasa(mız?)ın değil, bayrak, milli marş vb her türlü "milli değer" üzerindeki milliyetçi kutsallıkların hepsinin aslında dinsel kutsallıklardan sarkageldiği ve bu konudaki hassasiyetlerin, "kaybetme korkusu" üzerinden geliştiğini düşünüyorum.
 
Kemalist Devrim'in evrendeki bütün kutsallıklara (yani ümmet kültürüne) karşı yapıldığını ve milli kutsallıkların, Kemalizme göre bile "var olmaması", "yaşamaması" gerektiğine inanıyorum (Kemalizmin lideri Mustafa Kemal, en önemli konuşmalarından birinde -10.yıl nutku- Türk olmanın mutluluğundan söz etmiştir, kutsallığından değil). Önerdiği, herşeyin değişebilir, tartışılabilir olduğu, bilimsel bir evren, bilimsel bir kültürdür.
 
Liberalizm için değil, "herşeyin alabildiğine özgür olduğu bir dünya için" savaşım verilmelidir. Düşüncelere karşı çıkışlar, engelleyerek değil, karşı düşünceleri savunarak yapılmalıdır. Engelleme, sansür, düşüncelerin karşısında zayıf duruma düşüldüğünde başvurulan, insanlık dışı bir önlemdir. Herşeye karşı durulabilir, dalga geçilebilir. Kültür tarihindeki hiç bir şey, ama hiç bir şey, "kutsal-değişmez" değildir, herşey gelişebilir, yani değişebilir olarak algılanmak zorundadır.
 
"Dalga geçme"yi "hakaret" olarak algılama, dahası, "hakaret olarak algılatmaya çalışma", ümmet kültüründen günümüze kalmıştır. O kültürün insanları, özellikle kültürlerinin çöküş döneminde, dogmaları (tanrı, peygamber, kitap) ile dalga geçilmesine dayanamazlar. Oysa Kemalist devrim ümmet kültürüne karşı, onun her türlü özelliğine, "dogma" olmasına, "kutsal" olmasına karşı, onu çökertmek için yapılmış, yerine "Kemalist ulusalcı" kültürel yapıyı getirmiştir. Aynı kutsallıkları ona da taşıtmak, herşeyden önce Kemalizmin kendisine de ihanet etmektir.
 
"Kutsal"lığı günümüze değin gelen bir metin üzerinden sorsam, desem ki: "İstiklal marşımız", ulusalcı kutsallığı günümüzde de tartışılmaz bir metindir. Oysa düşünceyle karşı çıkılabilecek, dahası dalga geçilebilecek birçok yeri vardır. Bunları öyle ince ayırımlar bile yapmadan saysak:
  1. "Kahraman ırkıma bir gül!"
  2. "hakk'a tapan"
  3. "'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?"
  4. "va'dettiği günler hakk'ın"
  5. "sana yok, ırkıma yok izmihlal"
Bildiğimiz 10 kıt'a içinde iki yerde "ırk", iki yerde ise "hakk" geçiyor, yani tanrıdan söz ediliyor, ayrıca herkesin biraz da şaşırdığı gibi, bir yerde de "medeniyet" yani "uygarlık" için söylenen söze bir bakın...
 
Oysa Kemalist milliyetçilik, ırkçı değildir, laiktir, çağdaş, yani uygarlık yanlısıdır...
 
Öyleyse nedir bu perhiz, nedir bu lahana turşusu?
 
Şudur: O günlerin heyecanlı koşulları içinde söylenmiş bir şiirdir İstiklal Marşı. Yani belirli günler içindir... Artık günümüzde üzerine düşünceler de söylenebilmelidir, dahası dalga da geçilebilmelidir.
 
Hele hele "dökülen kanlar"dan ve "şehitlik"ten bu denli övgüyle söz etmesi - artık bunları da buraya alamadım - neredeyse bir tür propagandasını yapıyor olmasına Nazım Hİkmet'in eleştirisi şöyledir:
Saat beşe on var
Kırk dakika sonra şafak
                                     sökecek
“Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak”
Tınaztepe’ye karşı  Kömürtepe cenubunda
On Beşinci Piyade Fırkasından iki ihtiyar zabiti
Ve onların genci, uzunu
Darülmuallimin mezunu
                                    Nurettin Eşfak
 
Mavzer tabancasının emniyetiyle oynayarak
                                               Konuşuyor :
-Bizim İstiklâl Marşında aksayan bir taraf var,
Akif, inanmış adam,       
Fakat onun ben                                           
inandıklarının hepsine inanmıyorum.
Beni burada tutan şey
 
                  Şehit olmak vecdi mi ?
 
                                                 sanmıyorum.
Mesela bakın :
 
 
“Gelecektir sana vadettiği günler elbet Hakkın”
 
Hayır.
 
Gelecek günler için
 
          gökten âyet inmedi bize
 
Onu biz kendimiz
vaat ettik kendimize
bir şarkı istiyorum
zaferden sonrasına dair
 
“Kim bilir belki yarın….”
 
(Kurtuluş Savaşı Destenı'ndan)
 
Oysa "biz", yani "insan olanlar", kanı durdurmaya çalışıyoruz!.. Bunun için savaşım veriyoruz!..
 
Yani kaba güç dışında hiç bir şey kaba güçle karşılanamamalı, düşünce üzerinde hiç bir sansür uygulanamamalıdır. Dahası bu düşünce "dalga geçme" düzeyine bile varsa durdurulması için kaba güç, yani sansür kullanma hakkı yoktur. Açık  ve net olarak her şey üzerine konuşulabilmeli, tartışılabilmeli, dalga geçilebilmeli, dahası değiştirilebilmelidir. Bir düşünceye karşıysanız, karşı durmanın yolu, aynı yolla karşı düşünce yayınlamaktır!..
 
Bu dünyada, kültür tarihinde eskimeyecek hiç bir öge yoktur. Herşey, bize "kutsal" gelenler bile dahil!.. Bilimsellik bunu gerektirir. Uygarlık da, Kemalist uygarlık da...
 
Bunca "özgürlük"ün de "liberalizm" ile hiç bir ilgisi yoktur. Engellemek, sansürlemek, açık bir "insan hakkı"dır, o kadar.
 
Kutsallıklar, yasaklamalar, tabular, hangisi olursa olsun, zayıflık belirtisidir...
 
Öyle değil mi?
 
Sevgiler,
 
Ömer Tuncer.
 

Erkan Saka

unread,
Jun 14, 2010, 3:28:38 AM6/14/10
to sansuresan...@googlegroups.com
aşırı liberal ne var göremedim açıkçası... darbe anayasasıyla dalga geçmek aşırı milliyetçilik olamaz heralde...

2010/6/14 Mert Ertuğrul <merty.e...@gmail.com>

teknolijik olayların engellenmesini protesto edilmesini anlaşılır hatta şiddetle yapılmalı ama bu sitenin açıkça anayasamızla dalga geçmesi beni rahatsız etti. 
aşırı liberalizmin, aşırı milliyetçelek kadar tehlikeli olduğunu düşünüyorum ve beni aşırı milliyetçelek kadar korkutuyor.

2010/6/13 Milli Motor <milli...@gmail.com>

www.millimotor.com Ulusal Arama motorumuz hazır.


--
Erkan Saka
Assistant Professor, Faculty of Communication
Istanbul Bilgi University
* Field diary: http://erkansaka.net

ahmet dizioglu

unread,
Jun 14, 2010, 11:42:53 AM6/14/10
to sansuresan...@googlegroups.com
Teorik olarak çok güzel, keşke herşey böyle olabilse, ama hayat öyle değil, her şey birbiri ile savaş halinde, fikirlerde öyle.



2010/6/14 Ömer Tuncer <otu...@gmail.com>

--

Ömer Tuncer

unread,
Jun 14, 2010, 1:36:08 PM6/14/10
to sansuresan...@googlegroups.com
Merhaba,
 
Genel bakışlar yani kuramlar (teoriler) olmadan, durum saptamaları ile yalnızca polisiye önlem alabilirsiniz. Sansür de polisiye bir önlemdir. Sansürü yapanın doğru ya da haklı olması gerekmez. Güçlü olması yeterlidir.
 
Ama geleceği görebilmek ve kurabilmek için genel bakışa, yani kurama (teori) gerek duyarsınız. Eğer "kuram" olmasa, Mustafa Kemal, Türkiye'nin kuruluşunun önderi olamazdı.
 
Doğruyu günlük saptamalarla değil, doğru kuramların ölçütleriyle ölçebiliriz. Kuramlar günlük saptamaları da içerir. Bu yüzden de geleceği kuracak doğurgan tartışmalar, günlük olgular değil, kuramlar arasında oluşur. Kuramlar tartışmalarla gelişir, doğruya yaklaşır, yayılır, genişler. Sağlıklı bilgiyi oluşturur.
 
Kuram yoksa gelecek de yoktur!..
 
Sevgiyle,

Ulku Ozakin

unread,
Jun 14, 2010, 1:56:10 PM6/14/10
to sansuresan...@googlegroups.com
fikir ve tasarim bence harika :)) elinize, akliniza saglik
kapatma karari veren mahkemelerin bakis acisi aynen bu. ben de omer
bey gibi dusunuyorum.
selamlar
ulku

>> "Kim bilir belki yarın...."

Mert Ertuğrul

unread,
Jun 14, 2010, 3:00:01 PM6/14/10
to sansuresan...@googlegroups.com
sanırım sansür protestolarının alkışlanması o kadar çok isteniyor ki, bir kişinin endişelerimi dile getirmem bile yanlış anlaşılabiliyor.

aşırı liberalizm ne demek? bi yerden duymadım, okumadım. aşırı milliyetçilik ne anlaşılıyorsa öyle birşey: liberalizmin savlarının meşrulaşmasının ve tek doğru yolun, ekonomi, siyaset veya yönetim politikalarında dahi, dogmatik olarak liberal politikaların benimsenmesi demek istediğim. özellikle dayatılmaya çalışılan neo-liberal politikaların yaratabileceği sorunlardan, bu tartışma içersinde, bahsetmek gereksiz olur herhalde.

bende sizin kadar düşüncenin özgür olması gerektiğini inanıyorum. düşüncenin önüne getirilen engellerin çevremizde yaşanan gelişmeleri engelleyerek olaylara ve sorunlara cevap vermemizi sağlayan esnekliği de engellediğini düşünüyorum. başka bir değişle, düşüncenin üzerindeki engellirin kalkmadan ne toplumun refahı sağlanabileceği ne de ekonomik kalkınmanın sağlanabileceği düşüncesindeyim. 

benim savunduğum ve kaybedilmesinden korktuğum: "değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen" Anayasamızın* ikinci maddesinde Cumhuriyet'in niteliklerinde sayılan laiklik ilkesi. demokrasinin gelişiminde laikliğin çok önemli olduğunu düşünüyorum. benim korkum bu ilkenin kaybedilerek Türkiye'nin şehler, dervişler, müridler ülkesi haline gelmesi. teokratik rejim altında ne liberalzmden ne de din ve vicdan özgürlüğü dahil olmak üzere özgürlüklerden bahsedebileceğiz.

benim korkum bu yöndedir ve aşırı liberalizm ile demek istediğim aslında neo-liberal politikalarla dayatılan politikaların nasıl büyük sorunlara yol açacağıdır. 

oysa sansür protestalarını desteklemediğim anlaşılmasın.

*1982 Anayasının %91 oyla kabul edildiği unutulmamalıdır. bugün değiştirilmesi için canla başla uğraşan insanlar o günlerde neden korkarak oy verdimler? 
 Anayasamızın darbe anayasası olması utanç verici benim içinde ama bu anayasa genede bizim anayasamız. ek olarak, anayasının bugüne kadar birçok kez değiştirildiğide gözardı edilmemelidir.
 ayrıca dalga geçilen değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen maddelerin içinde cumhuriyet, adalet, insan hakları, demokrasi, laik, sosyal ve hukuk devleti kavramlarının olduğunuda vurgulamak istiyorum.

saygılarımla

Ozgur Uckan

unread,
Jun 14, 2010, 4:38:16 PM6/14/10
to sansuresan...@googlegroups.com
Merhaba,

İnternet Sanürüne Karşı Ortak Platform toplantımız, 19 Haziran Cumartesi saat 13:00 - 17:00 arasında Kadir Has Üniversitesi'nde olacak. İsmail Hakkı Polat'a ev sahipliği için teşekkürler.  Katılıma açıktır... 

Toplantı duyurusu şurada (lütfen katılımınızı belirtin): http://ff.im/m32AM

Hepinizi bekliyoruz....

Özgür Uçkan


2010/6/14 Mert Ertuğrul <merty.e...@gmail.com>



--
---------------------------------------------------------------------
Dr. Ozgur Uckan
ozgur...@gmail.com
ozg...@bilgi.edu.tr
oz...@ozguruckan.com
http://www.ozguruckan.com
http://ozguruckanzone.blogspot.com
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages