Groups keyboard shortcuts have been updated
Dismiss
See shortcuts

MU'CİZÂT-I KUR'ÂNİYE RİSALESİ-25.SÖZ-47-BİRİNCİ ŞU'LE İKİNCİ ŞUA(DEVAMI)

0 views
Skip to first unread message

Erhan Patlak

unread,
May 8, 2025, 6:18:14 AMMay 8
to

                        MU’CİZÂT-I KUR’ÂNİYE RİSALESİ-25.SÖZ

3.2.13.BİRİNCİ ŞU’LE İKİNCİ ŞUA(DEVAMI)

BEŞİNCİ LEM’A (DEVAMI)

ÜÇÜNCÜ IŞIK(DEVAMI)

İşte şu kelâm, diriltmek dâvâsına müteaddit cihetlerle bakar, ispat eder.

Evvelâ, insana karşı ettiği silsile-i ihsânâtı şu kelâmıyla başlar, tahrik eder, hatıra getirir. Başka âyetlerde tafsil ettiği için kısa keser, akla havale eder. Yani, size ağaçtan meyveyi ve ateşi ve ottan erzakı ve hububu ve topraktan hububâtı ve nebâtâtı verdiği gibi, zemini size hoş, herbir erzakınız içinde konulmuş bir beşik ve âlemi güzel ve bütün levâzımâtınız içinde bulunur bir saray yapan bir Zâttan kaçıp, başıboş kalıp, ademe gidip saklanılmaz. Vazifesiz olup, kabre girip uyandırılmamak üzere rahat yatamazsınız.

Sonra, o dâvânın bir deliline işaret eder.
اَلشَّجَرِ اْلاَخْضَرِ نَارًا 1 kelimesiyle remzen der: Ey haşri inkâr eden adam! Ağaçlara bak. Kışta ölmüş kemikler gibi hadsiz ağaçları baharda dirilten, yeşillendiren, hattâ herbir ağaçta yaprak ve çiçek ve meyve cihetiyle üç haşrin nümunelerini gösteren bir Zâta karşı inkâr ile, istib’âd ile kudretine meydan okunmaz.

Sonra bir delile daha işaret eder, der: Size ağaç gibi kesif, sakil, karanlıklı bir maddeden ateş gibi lâtif, hafif, nuranî bir maddeyi çıkaran bir Zâttan, odun gibi kemiklere ateş gibi bir hayat ve nur gibi bir şuur vermeyi nasıl istib’âd ediyorsunuz?

Sonra bir delile daha tasrih eder, der ki: Bedevîler için kibrit yerine ateş çıkaran meşhur ağacın, yeşilken iki dalı birbirine sürüldüğü vakit ateşi yaratan ve rutubetiyle yeşil ve hararetiyle kuru gibi iki zıt tabiatı cem edip onu buna menşe etmekle herbir şey, hattâ anâsır-ı asliye ve tabâyi-i esasiye Onun emrine bakar, Onun kuvvetiyle hareket eder, hiçbirisi başıboş olup tabiatıyla hareket etmediğini gösteren bir Zâttan, topraktan yapılan ve sonra toprağa dönen insanı topraktan yeniden çıkarması istib’âd edilmez. İsyan ile Ona meydan okunmaz.
Sonra, Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâmın şecere-i meşhuresini hatıra getirmekle, “Şu dâvâ-yı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm, Mûsâ Aleyhisselâmın dahi dâvâsıdır,” enbiyanın ittifakına hafî bir ima edip şu kelimenin îcâzına bir letafet daha katar.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :

1 : “Yem yeşil ağaçtan ateş çıkarır.” Yâsin Sûresi, 36:80.

 

Lügatler :

adem : hiçlik, yokluk
âlem : dünya
Aleyhissalâtü Vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
Aleyhisselâm : Allah’ın selamı onun üzerine olsun
anâsır-ı asliye : temel unsurlar, ana maddeler
bedevî : göçebe hayatı yaşayan
câmi’ : kapsamlı
cem etmek : toplamak
cihet : yön
dâvâ-yı Ahmediye : Hz. Muhammed’in dâvâsı
enbiya : peygamberler
erzak : rızıklar
hadsiz : sayısız
hafî : gizli
hararet : sıcaklık
hârık : harika
haşr : öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma
Hazret-i Mûsâ :
hubub : tohumlar, tâneler
hububât : taneli bitkiler, tahıl
îcâz : az sözle çok mânâ ifade etme
îcâz-ı Kur’ânî : Kur’ân’ın vecizliği, az sözle çok mânâlar anlatması
inkâr : kabul etmeme, inanmama
istib’ad : inkâr, akıldan uzak görme
ittifak : birleşme, birlik
kelâm : kelime, ifade
kesif : katı
kudret : güç, iktidar
lâtif : güzel, hoş
letafet : güzellik, hoşluk
levâzımât : gerekli olan şeyler
menşe : kaynak, kök
müteaddit : çeşitli
nebâtât : bitkiler
nuranî : nurlu, aydınlık
nümune : örnek
remzen : işareten
sakil : ağır
silsile-i ihsanât : iyilikler zinciri
şecere-i meşhure : meşhur ağaç
şuur : bilinç, idrak
tabâyi-i esasiye : esas unsurların özellikleri
tabiat : mizaç
tafsil : ayrıntılı olarak açıklama
tahrik etmek : harekete geçirmek
tasrih etmek : açıklamak
zemin : yeryüzü

 

 

 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages