Medar-ı ibret bir hikaye: Bedevi aşiretlerinden Hasenan aşiretinin birbirine düşman iki kabilesi varmış. Birbirinden belki elli adamdan fazla öldürdükleri halde; Sipkan veya Hayderan aşireti gibi bir kabile karşılarına çıktığı vakit; o iki düşman taife, eski adaveti unutup omuz omuza verip, o harici aşireti def'edinceye kadar, dâhili adaveti hatırlarına getirmezlerdi.
İşte ey mü'minler! Ehl-i iman aşiretine karşı tecavüz vaziyetini almış ne kadar aşiret hükmünde düşmanlar olduğunu bilir misiniz? Birbiri içindeki daireler gibi yüz daireden fazla vardır. Her birisine karşı tesanüd ederek, el-ele verip müdafaa vaziyeti almaya mecbur iken; onların hücumunu teshil etmek, onların harim-i İslama girmeleri için kapıları açmak hükmünde olan garazkarane tarafgirlik ve adavetkarane inad; hiçbir cihetle ehl-i imana yakışır mı? O düşman daireler ehl-i dalalet ve ilhaddan tut, ta ehl-i küfrün âlemine, ta dünyanın ehval ve mesaibine kadar birbiri içinde size karşı zararlı bir vaziyet alan, birbiri arkasında size hiddet ve hırs ile bakan, belki yetmiş nevi düşmanlar var. Bütün bunlara karşı kuvvetli silahın ve siperin ve kal'an: Uhuvvet-i İslamiyedir. Bu kal'a-i İslamiyeyi, küçük adavetlerle ve bahanelerle sarsmak; ne kadar hilaf-ı vicdan ve ne kadar hilaf-ı maslahat-ı İslamiye olduğunu bil, ayıl!..
(Bediüzzaman Said Nursi – 22. Mektubdan)
Lügatler
Adavet: düşmanlık Adavetkârane: düşmanca Âlem :dünya, kâinat Aşiret :kabilelerden oluşan topluluk Bahane :kusur, noksan, yalandan özür, vesile Bedevi :çölde yaşayan, göçebe Belki :bilakis, aslında Cihet :yön, taraf Dâhili :içeri, içerde olan Daire :sınır içi, bir manevi tesirin hükmünün geçtiği alan, çember Def’etmek :ortadan kaldırmak Ehl-i dalâlet : doğru ve hak yoldan sapan inançsız kimseler Ehl-i iman :Allah’a ve Allah’tan gelen her şeye inanan kimseler, mü’minler Ehl-i küfür :küfür ehli, kâfirler, inançsızlar Ehval :haller, korkular Garazkârane : kötü niyet sahibi, art niyetli olarak Haricî : dışa ait Harim-i İslam : İslâmın mukaddes merkezi Hatır :zihin, fikir, gönül, hal, tedbir, kalb Hırs :şiddetli istek, açgözlülük Hiddet :öfke, kızgınlık, hışım Hikâye : Bir hâdiseyi anlatmak. Anlatma, olmuş bir hadise Hilaf-ı maslahat-ı İslamiye : İslâmın yararına ters, aykırı Hilaf-ı vicdan :vicdana aykırı |
Hücum :saldırmak, hamle, sert sözle birine karşı çıkmak, çatmak Hükmünde: benzeri, gibi İlhad: dinsizlik İnad : ısrar, dediğinden vazgeçmeme Kabile :topluluk Kal’a :kale Kal’a-i İslamiye :İslam kalesi Kuvvet :güç, kabiliyet, kudret Mecbur :zorunlu, ister istemez yapılan, zaruret icabı Medar-ı ibret :ibret verici Mesaib :musibetler, zorluklar Mü’min :imanın şartlarının tümüne, Allah’tan gelen her şeye inanan kabul eden kişi Müdafaa :savunmak, savmak, defetmek Nev’ :çeşit, sınıf, cins, tür Siper :koruyan, arkasına saklanılacak şey Taife :kabile, kısım, takım, topluluk Tarafgirlik : taraftarlık, taraf olmak Tecavüz :haddini aşmak, zorlamak, söz veya hareketle ileri gitmek Tesanüd : dayanışma, yardımlaşma Teshil :kolaylaştırma, zorlukları kaldırma Uhuvvet-i islamiye :islam kardeşliği Vakit :zaman, saat, çağ, mevsim Vaziyet :durum, hal Zarar : Lüzumlu ve kıymetli bir şeyin eksilmesi veya kaybolması. Ziyan. Kayıp |