Yahudilere müteveccih şu iki hükm-ü Kur’ânî, o milletin
hayat-ı içtimaiye-i insaniyede dolap hilesiyle çevirdikleri şu iki müthiş
düstur-u umumîyi tazammun eder ki, hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeyi sarsan
ve sa’y-u ameli, sermaye ile mübareze ettirip fukarayı zenginlerle
çarpıştıran muzaaf ribâ yapıp bankaları tesise sebebiyet veren ve hile ve
hud’a ile cem-i mal eden o millet olduğu gibi; mahrum kaldıkları ve daima
zulmünü gördükleri hükûmetlerden ve galiplerden intikamlarını almak için
her çeşit fesat komitelerine karışan ve her nevi ihtilâle parmak
karıştıran yine o millet olduğunu ifade ediyor.
Meselâ, فَتَمَنَّوُا
الْمَوْتَ
1 “Eğer doğru iseniz mevti isteyiniz. Hiç istemeyeceksiniz.”
İşte, meclis-i Nebevîde, küçük bir cemaatin, cüz’î bir hadise ünvanıyla,
milel-i insaniye içinde hırs-ı hayat ve havf-ı mematla en meşhur olan
millet-i Yehudun tâ kıyamete kadar lisan-ı hâlleri mevti istemeyeceğini ve
hayat hırsını bırakmayacağını ifade eder.
Meselâ, وَضُرِبَتْ
عَلَيْهِمُ
الذِّلَّةُ
وَالْمَسْكَنَةُ 2 şu
ünvanla, o milletin mukadderât-ı istikbaliyesini umumî bir surette ifade
eder. İşte, şu milletin seciyelerinde ve mukadderatında münderiç olan
şöyle müthiş desatir içindir ki, Kur’ân onlara karşı pek şiddetli
davranıyor, dehşetli sille-i tedip vuruyor. İşte, şu misallerden,
kıssa-i Mûsâ Aleyhisselâm ve Benî İsrail’in sair cüzlerini ve sair
kıssalarını bu kıssaya kıyas et. Şimdi şu Dördüncü Işıktaki i’câzî lem’a-i
îcaz gibi, Kur’ân’ın basit kelimatlarının ve cüz’î mebhaslarının
arkalarında pek çok lemeât-ı i’câziye vardır. Ârife işaret
yeter.
Dipnotlar - Arapça İbareler -
Haşiyeler :
1 : “haydi ölümü isteyin.” Bakara Sûresi,
2:94. 2 : “Onların üzerine bir zillet ve
yoksulluk damgası vuruldu.” Bakara Sûresi, 2:61.
|
Lügatler :
Aleyhisselâm : Allah’ın selamı onun üzerine
olsun ârif : bilgide ileri olan Benî İsrail :
İsrailoğulları câmiiyet-i harika : harika
kapsamlılık cem-i mal : mal biriktirme cihet :
yön cüz : kısım, parça cüz’î : küçük,
ferdî desatir : prensipler, kurallar düstur-u umumî :
genel prensip esâlib : üsluplar hud’a : hile,
aldatma hükm-ü Kur’ânî : Kur’ân’ın hükmü i’câzî :
mu’cizeliğe dair ihtilâl : ayaklanma,
karışıklık kelimat : kelimeler kıssa-i Mûsâ : Hz.
Mûsâ’nın kıssası lem’a-i îcâz : vecizlik
parıltısı lemeât-ı i’câziye : mu’cizelik
parıltıları letâif : güzellikler, hoşluklar lisan-ı
hâl : hal ve davranış dili maânî : mânâlar makàsıd
: maksatlar mebhas : bahisler, konular meclis-i Nebevî
: Peygamberimizin (a.s.m.) bulunduğu meclis mehâsin :
güzellikler mesâil : meseleler mevt :
ölüm milel-i insaniye : insan milletleri millet-i
Yehud : Yahudi milleti mukadderat : Allah tarafından takdir
olunmuş ileride meydana gelecek haller ve olaylar mukadderât-ı
istikbaliye : gelecekle ilgili takdir olunan şeyler muzaaf :
kat kat mübareze : karşı koyma münderiç :
yerleştirilmiş müteveccih : yönelik nevi : tür,
çeşit ribâ : faiz sa’y-u amel : iş ve iş
gücü sair : diğer seciye : karakter,
huy sermaye : servet sille-i tedip : edeplendirme
tokadı suret : şekil tazammun etmek : içine
almak umumî : genel
|