Groups keyboard shortcuts have been updated
Dismiss
See shortcuts

MU'CİZÂT-I KUR'ÂNİYE RİSALESİ-25.SÖZ-49-BİRİNCİ ŞU'LE İKİNCİ ŞUA(DEVAMI)

0 views
Skip to first unread message

Erhan Patlak

unread,
May 10, 2025, 6:48:27 AMMay 10
to

                        MU’CİZÂT-I KUR’ÂNİYE RİSALESİ-25.SÖZ

3.2.15.BİRİNCİ ŞU’LE İKİNCİ ŞUA(DEVAMI)

BEŞİNCİ LEM’A (DEVAMI)

DÖRDÜNCÜ IŞIK(DEVAMI)

İşte, صَرْحًا kelimesiyle ve şu cüz’î hadiseyle, dağsız bir çölde olduğundan dağları arzulayan ve Hâlıkı tanımadığından tabiatperest olup rububiyet dâvâ eden ve âsâr-ı ceberutlarını göstermekle ibkà-yı nam eden, şöhretperest olup dağ-misal meşhur ehramları bina eden ve sihir ve tenasuha kail olup cenazelerini mumya edip dağ misillü mezarlarda muhafaza eden Mısır Firavunlarının an’anesinde hükümfermâ bir düstur-u acibi ifade eder.
Meselâ,
فَالْيَوْمَ نُنَجِّيكَ بِبَدَنِكَ 1 gark olan Firavuna der: “Bugün senin gark olan cesedine necat vereceğim” ünvanıyla, umum Firavunların, tenasuh fikrine binaen, cenazelerini mumyalamakla maziden alıp müstakbeldeki ensâl-i âtiyenin temâşâgâhına göndermek olan mevt-âlûd, ibretnümâ bir düstur-u hayatiyelerini ifade etmekle beraber, şu asr-ı âhirde, o gark olan Firavunun aynı cesedi olarak keşfolunan bir beden, o mahall-i gark denizinden sahile atıldığı gibi, zamanın denizinden asırların mevceleri üstünde şu asır sahiline atılacağını, mu’cizâne bir işaret-i gaybiyyeyi bir lem’a-i İ’cazı ve bu tek kelime bir mu’cize olduğunu ifade eder.
Meselâ,
يُذَبِّحُونَ اَبْنَاۤءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاۤءَكُمْ 2 Benî İsrail’in oğullarının kesilip kadın ve kızlarını hayatta bırakmak, bir Firavun zamanında yapılan bir hadise ünvanıyla, Yahudi milletinin ekser memleketlerde her asırda maruz olduğu müteaddit katliamları, kadın ve kızları hayat-ı beşeriye-i sefihânede oynadıkları rolü ifade eder.

وَلَتَجِدَنَّهُمْ اَحْرَصَ النَّاسِ عَلٰى حَيٰوةٍ - وَتَرَى كَثِيرًا مِنْهُمْ يُسَارِعُونَ فِى اْلاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاَكْلِهِمُ السُّحْتَ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ - وَيَسْعَوْنَ فِى اْلاَرْضِ فَسَادًا وَاللهُ لاَ يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ- وَقَضَيْنَاۤ اِلٰى بَنِۤى اِسْرَاۤئِيلَ فِى الْكِتَابِ لَتُفْسِدُنَّ فِى اْلاَرْضِ مَرَّتَيْنِ - وَلاَتَعْثَوْا فِى اْلاَرْضِ مُفْسِدِينَ 3

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :

1 : “bugün senin cesedini kurtaracağız.” Yûnus Sûresi, 10:92.
2 : “Kızlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı kesiyorlardı.” Bakara Sûresi, 2:49.
3 : “Sen onları, hayata karşı insanların en hırslısı olarak bulursun.” Bakara Sûresi, 2:96. “Onların çoğunun günaha, zulme ve haram yemeye koşuştuklarını görürsün. Ne kötü birşeydir o yaptıkları!” Mâide Sûresi, 5:62. “Onlar yeryüzünde hep bozgunculuğa koşarlar. Allah ise bozguncuları sevmez.” Mâide Sûresi, 5:64. “İsrailoğullarına Tevrat’ta şöyle bildirdik: Siz yeryüzünde iki kere fesat çıkaracaksınız.” İsrâ Sûresi, 17:4. “Bozgunculuk yaparak yeryüzünü fesada vermeyin.” Bakara Sûresi, 2:60.

 

Lügatler :

an’ane : gelenek
asr-ı âhir : son asır
Benî İsrail : İsrailoğulları
binaen : dayanarak
düstur-u acib : hayret verici düstur
düstur-u hayatiye : hayat prensibi
ehram : Mısır’daki Firavunların piramit şeklindeki mezarları
ekser : pekçok
ensâl-i âtiye : gelecek nesiller
gark olmak : boğulmak
hayat-ı beşeriye-i sefihâne : insanların haram ve yasak eğlence hayatı
hükümfermâ : hüküm süren
ibretnümâ : ibretli
işaret-i gaybiye : gelecekte olacak bir hadiseye yapılan işaret
kail olmak : inanmak
keşfolunmak : meydana çıkarılmak
lem’a-i i’câz : mu’cizelik parıltısı
mahall-i gark : boğulma yeri
maruz olmak : tesiri altında kalmak
mazi : geçmiş zaman
mevc : dalga
mevt-âlûd : ölümlü
misillü : gibi
mu’cizâne : mu’cizeli bir şekilde
mu’cize : yaratma noktasında bütün sebepleri âciz bırakan olağanüstü şey
müstakbel : gelecek zaman
müteaddit : birçok, çeşitli
necat : kurtuluş
temâşâgâh : seyir yeri
tenasuh : reenkarnasyon

 

 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages