Nur deryasından günün sözü (27.11.2025)

0 views
Skip to first unread message

Erhan Patlak

unread,
Nov 27, 2025, 7:58:19 AM (10 days ago) Nov 27
to

Dalaletin gayet müdhiş manevi elemini hisseden bir adama, iman ile hidayet ihsan etmek, eğer tevhid nazarıyla bakılsa, birden o cüz'i ve fani ve aciz adam bütün kâinatın halıkı ve sultanı olan Mabudunun muhatab bir abdi olmak ve o iman vasıtasıyla bir saadet-i ebediyeyi ve şahane ve çok geniş ve şaşaalı bir mülk-ü baki ve baki bir dünyayı ihsan etmek ve onun gibi bütün mü'minleri dahi derecelerine göre o lütfa mazhar etmek olan bu ihsan-ı ekber yüzünde ve simasında, bir Zat-ı Kerim ve Muhsin'in öyle bir hüsn-ü ezelisi ve öyle bir cemal-i layezalisi görünür ki, bir lem'asıyla bütün ehl-i imanı kendine dost ve has kısmını da âşık yapıyor. Eğer tevhid nazarıyla bakılmazsa; o cüz'i imanı, ya mütehakkim ve hodbin Mu'tezileler gibi kendi nefsine veya bazı esbaba havale eder ki, hakiki fiyatı ve bahası Cennet olan o Rahmani pırlanta bir cam parçasına inip ayinedarlık ettiği kudsi cemalin lem'asını kaybeder.

 

(Bediüzzaman Said Nursi - 2. Şua'dan)

 

Lügatler

Abd: kul

Âciz :güçsüz, zayıf

Âlem :dünya, kâinat

Âşık :çok aşırı seven, şiddetli sevgiyle bağlanan

Âyinedarlık :aynalık, yansıtacak yer olmak

Baha :kıymet, değer, bedel

Bâki : devamlı, kalıcı, ölümsüz

Cemâl: güzellik

Cemâl-i lâyezali :son bulmayacak ebedi güzellik

Cennet :Allah’a inanan ona itaat ve ibadet edenlerin gidecekleri ve sonsuz kalacakları mekân

Cüz’î: azıcık

Dalâlet :sapıklık, iman ve islamiyetten ayrılmak, Allah’a isyankâr olmak, inançsızlık

Ehl-i iman :Allah’a ve Allah’tan gelen her şeye inanan kimseler, mü’minler

Esbab: sebepler

Fâni :ölümlü, gelip geçici, yok olan

Fiyat :kıymetler, değerler

Gayet :çok, pek çok

Hakiki: gerçek, doğru, asıl

Hâlık :yaratıcı, yaratan(Allah)

Has : husûsi, özel; hâlis; kıymetli ve ileri gelen mühim yakınlar topluluğu

Havale :ısmarlama, işi veya şeyi başkasına bırakma

Hidayet :doğruluk, İslamlık, Hakkı hak batılı batıl bilip dosdoğru yola girmek, batıl yoldan uzaklaşmak

Hissetmek :duymak, derinden yaşamak

Hodbin :kendini beğenen, bencil, enaniyetli, kibirli

Hüsn-ü ezeli :ezelden beri var olan güzellik

İhsan :iyilik, lütuf, bağışlamak, vermek

İhsan-ı ekber :en büyük iyilik ve bağış

İman :inanmak, kabul etmek

 

Kâinat : evren, yaratılanların hepsi

Kısım :parça, bölüm

Kudsî :mübarek, kutsal

Lem’a :parıltı, parlamak

Lütuf :iyilik, ikram, bağış

Mabud :kendisine tapılan, ibadet edilen

Manevî :manaya ait, ruhani

Mazhar :sahip olma, nâil olma, erişme

Mu’tezile : Aklına güvenerek ve "kul, fiilinin hâlikıdır" demekle hak mezheblerden ayrılan bir fırka

Muhatab :söyleyeni dinleyen, kendisine hitap edilen

Mü’min :imanın şartlarının tümüne, Allah’tan gelen her şeye inanan kabul eden kişi

Müdhiş : dehşetli, ürpertici,tehlikeli, korkutan

Mülk-ü bâkî :sonsuz servet, ebedi mülk

Mütehakkim :hükmeden, hâkimlik taslayan, zorbalık eden, tahakküm eden

Nazar :bakma, bakış, görüş, görüş açısı, dikkat

Nefis :bir kimsenin kendisi; insanı daima kötülüğe, maddî zevk ve isteklere sevk eden duygu

Pırlanta :parlak elmas

Rahmani :Rahman’a ait, Allah’tan gelen ve her hususta hayırlı olan

Saadet-i ebediye :sonsuz mutluluk

Sima :yüz, çehre, beniz, eser, alâmet

Sultan :reis, hükümdar, hâkimiyet sahibi

Şahane :şah gibi, şaha yakışır şekilde

Şaşaa :parlama, zahiri parlak görünüş

Şua :ışık, parıltı

Tevhid :birleme, Allah’ın bir olduğuna inanma

Vasıta :aracı, iki şeyi birbirine ulaştıran

Zât-ı Kerîm ve Muhsin :ikram ve ihsan sahibi zat

 

 

 

 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages