Groups keyboard shortcuts have been updated
Dismiss
See shortcuts

Nur deryasından günün sözü (08.05.2025)

0 views
Skip to first unread message

Erhan Patlak

unread,
May 8, 2025, 6:13:49 AMMay 8
to

Cenab-ı Hak, bütün cüz' ve cüz'ilerde sikke-i mahsusasını ve bütün küll ve küllilerde has hatemini vaz'ettiği gibi, aktar-ı semavat ve arzı, hatem-i vahidiyetle ve mecmu-u kainatı sikke-i ehadiyetle mühürlemiştir. Mezkur sikke ve hatemlerden, mesela (“Şimdi bak Allah’ın rahmet eserlerine: Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiyor? Bunu yapan, elbette ölüleri de öylece diriltecektir; O herşeye hakkıyla kàdirdir.” Rum Sûresi, 30:50.) ayetinin işaret ettiği ihya ve nefh-i ruh keyfiyetindeki hatem-i İlahiye bakınız ki, pek çok garib garib haşirleri, acib acib neşirleri göresiniz!

Evet bilhassa arzın ihyasında, her sene üç yüz binden fazla saha-i vücuda getirilen mahlukatın nevilerinde haşir ve neşirler vardır. Lakin bilinmez bir hikmete binaen, şu haşir ve neşirlerin ekserisinde iade edilen emsal aralarındaki misliyet o kadar ayniyete karibdir ki, hemen hemen, dirilen evvelkinin ne aynı ve ne gayrıdır, denilebilir. Her ne ise misliyet, ayniyet mevzuubahis değildir. Her nasıl olursa olsun, o haşir neşirler beşerin sühulet-i haşrine delalet ettikleri gibi, beşerin haşrine birer misal ve birer örnek olabilirler.

İşte birbirine muhalif nihayet derecede karışık olan o enva'-ı kesireyi kemal-i imtiyaz ile ihya etmek ve hatasız, haltsız, galatsız olarak mümtazane iade etmek nihayetsiz bir kudrete ve muhit bir ilme sahib olan Zat-ı Zülcelal'in hatem-i has ve sikke-i mahsusasıdır.

 

(Bediüzzaman Said Nursi – Mesnevi-i Nuriyeden)

 

Lügatler

Acib :hayret veren, şaşılacak şey, şaşırtıcı

Aktar-ı semavat ve arz: gökyüzünün ve yeryüzünün dört bir yanı, her tarafı

Arz : yeryüzü,dünya

Âyet : Kur’ân’ın her bir cümlesi, işaret, kimsenin inkâr edemeyeceği açık delil

Ayn :aslı kendisi

Ayniyet :aynı oluş

Beşer: insan

Bilhassa: özellikle

Binâen :bu sebepten, bundan dolayı, dayanarak

Cenâb-ı Hakk :Hakkın ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah

Cüz :kısım, parça

Cüz’î: azıcık

Delâlet : delil olmak, işaret etmek

Derece : Yukarıya çıkacak basamak. Dairenin bölündüğü dilim

Ekser :pek fazla, daha çok, çoğunluk

Elbette :kat’i, kesin, muhakkak

Emsal : örnekler, benzerler

Enva-i kesire : pek çok türler, çeşitler

Eser : Yapı, birinin meydana getirdiği şey.

Evvel :ilk önce

Galat :hata, yanlış

Garip :tuhaf, hayret veren

Gayr :diğer, başkası, yabancı

Halt :yanlış, karıştırma

Has : husûsi, özel; hâlis; kıymetli ve ileri gelen mühim yakınlar topluluğu

Haşir : öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma

Hatem :mühür

Hatem-i has :hususi damga, özel mühür

Hatem-i İlâhi : İlâhî mühür, damga

Hatem-i vahidiyet : her şeyi kaplayan birlik mührü

Hikmet :Herkesin bilmediği gizli sebeb, gizli sır, sebeb, fayda, gaye, her şeyin belirli gayelere yönelik olarak, manalı, faydalı ve tam yerli yerinde olması ve yaratılması

İade :geri verme, eski haline getirme,karşılığını yapma

 

İhya :diriltme, hayat verme

İlim :bilmek, idrak etmek, okumak veya görmekle elde edilen malumat

Karib: yakın

Kemal-i imtiyaz : varlıkları birbirinden eksiksiz bir şekilde ayırt etme

Keyfiyet : bir şeyin esası, içyüzü, nitelik, özellik

Kudret : güç, kuvvet, iktidar

Küll :bütün, tüm, parçalardan meydana gelen, çok, hep

Küllî :bütüne ait, tamamen, geniş, kapsamlı

Lâkin :fakat, ama

Mahlûkat :yaratılmışlar, yaratıklar

Mecmu-u kâinat : kâinatın tamamı

Mesela :örnek olarak

Mesnevi-i Nuriye :nurlu parçalar, nurlu manzumeler

Mevzuubahis :bahsedilen konu

Mezkûr :zikri geçen, önceden bahsedilmiş, anılan

Misal : benzer, örnek

Misliyet: benzerlik

Muhalif :zıt, birbirine uymayan, karşı duran, karşı

Muhit: etrafını kuşatan, çeviren

Mümtazane : birbirinden farklı bir şekilde

Nefh-i ruh : ruhun üflenmesi

Neşir : yayılma, dağılma; bahar mevsiminde sayısız canlı varlıkların hayat bulup ortaya çıkmaları

Nev’ :çeşit, sınıf, cins, tür

Nihayet: son

Nihayetsiz: sonsuz, sınırsız

Rahmet :merhamet, acımak, şefkat etmek, ihsan etmek, esirgemek

Saha-i vücud : vücut sahası, varlık alanı

Sahip :koruyan, elinde tutan, mâlik olan

Sikke :damga, mühür

Sikke-i ehadiyet :her şeyin bir elden çıktığını gösteren mühür ve işaret

Sikke-i mahsusa :özel mühür

Sühulet-i haşir : haşrin kolaylığı

Vaz’etmek :koymak, yerleştirmek

Zât-ı Zülcelâl :celal ve büyüklük sahibi Zat(Allah)

 

 

 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages