Kıyametin hadisatından ervah-ı bakiye müteessir olacaklar mı?
Elcevab: Derecatlarına göre müteessir olacaklar. Melaikelerin tecelliyat-ı kahriyede kendilerine göre müteessir oldukları gibi müteessir olurlar. Nasılki bir insan, sıcak bir yerde iken, hariçte kar ve tipi içinde titreyenleri görse, akıl ve vicdan itibariyle müteessir olur. Öyle de: Zişuur olan ervah-ı bakiye, kâinatla alakadar oldukları için, kâinatın hadisat-ı azimesinden derecelerine göre müteessir olmalarını; ehl-i azab ise elemkarane, ehl-i saadet ise hayretkarane, istiğrabkarane, belki bir cihette istibşarkarane teessüratları bulunmasını, işarat-ı Kur'aniye gösteriyor. Zira Kur'an-ı Hakim, her zaman kıyametin acaibini tehdid suretinde zikrediyor. "Göreceksiniz..." diyor. Hâlbuki cism-i insani ile onu görenler, kıyamete yetişenlerdir. Demek, kabirde cesedleri çürüyen ervahların da o tehdid-i Kur'aniyeden hisseleri var.
(Bediüzzaman Said Nursi - 15. Mektub'dan)
Lügatler
|
Acaib :şaşırtacak ve hayret verecek şeyler Alâkadar :ilgilendirme, alakalı, ilgili Belki :bilakis, aslında Ceset :beden, ten, gövde Cihet :yön, taraf Cism-i insani :insan bedeni Derecat :dereceler Ehl-i azab :azap ehli, azaba uğrayanlar Ehl-i saadet :mutluluğa erenler Elemkârâne :acı verircesine Ervah :ruhlar Ervah-ı bakiye :sonsuz ruhlar, kabirdeki ruhlar Hadisat :hadiseler, olaylar Hadisat- azîme :büyük hadiseler, olaylar Halbuki :gel gör ki, aslında, öyle ki Hariç :dış, dışarı, dışında Hayretkârane :hayret ederek Hisse :pay, nasip, kısmete düşen kısım İstibşarkarane :müjdelenerek, sevinerek İstiğrabkârane :şaşkınlık içinde İşârat-ı Kur’aniye :Kur’an’ın işaretleri
|
İtibarıyla :yönüyle, şekliyle, bunun gibi Kabir: mezar Kâinat : evren, yaratılanların hepsi Kıyamet :dünyanın yıkılıp harap olması, dünyanın sonu, varlığın bozulup dağılması Kur’ân-ı Hakîm :her âyet ve suresinde sayısız faydalar ve hikmetler gizli olan Kur’an Melâike: melekler Müteessir :etkilenme Suret : biçim, şekil Tecelliyat-ı kahriye :kahredici tecelliler, yansımalar Teessürat : üzüntüler Tehdid :gözdağı vermek, korkutmak, korkutulmak Tehdid-i Kur’aniye :Kur’an’ın tehdidi Vicdan :insanın içinde iyiyi kötüden ayıran manevi duygu Zikretmek :anmak, hatırlamak, söylemek Zira :çünkü, ondan ki, şu sebepten ki Zîşuur : şuur sahibi, bilinçli
|