Bütün enbiya ve evliya ve asfiya ve sıddıkinin imamı ve reisi ve hülasası olan Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam'ın ihbarını tasdik eden hiçbir mu'cizat-ı bahiresi ve hakkaniyetini gösteren hiçbir hakikat-ı aliyesi ve bütün mukaddes ve hakikatlı kitabların hülasat-ül hülasası olan Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın hiçbir ayet-i tevhidiye-i katıası ve mesail-i imaniyeden hiçbir mes'ele-i kudsiyesi yoktur ki, senin vücub-u vücuduna ve kudsi sıfatlarına ve senin vahdetine ve ehadiyetine ve esma ve sıfatına şehadet etmesin ve delaleti olmasın ve işareti bulunmasın!..
(Bediüzzaman Said Nursi – 3. Şuadan)
Lügatler
Aleyhissalâtü Vesselam :selam ve dua onun üzerine olsun Asfiya :safiyet ve takva sahibi sünnet yolunu ihyaya çalışan muhakkik zatlar, Hz. Peygamberin çizgisinde yaşayan ilim, velayet ve takvâ sahibi hâlis kullar Ayet-i tevhidiye-i katıa : Allah’ın birliğini gösteren kesin âyet, delil Delâlet : delil olmak, işaret etmek Ehadiyet : Allah’ın birliğinin ve isimlerinin herbir varlıkta ayrı ayrı tecellî etmesi Enbiya :nebiler, peygamberler Esma: isimler Evliya :veliler, Allah dostları Hakikat: gerçek, doğru, bir şeyin gerçek mahiyeti Hakikat-ı âliye : yüksek, yüce gerçekler Hakkaniyet :Hak’tan ve doğruluktan ayrılmamak, adalet üzere bulunmak Hülâsa: özetle Hülasat-ül hülâsa :özetin özeti İhbar :haber verme İmam :rehber, önder, namaz kıldıran kişi İşaret : Bir şeyi bir vasıta ile (el, göz, kaş veya parmakla) göstererek bildirmek, nişan, alamet |
Kudsî :mübarek, kutsal Kur’ân-ı Mu’cizül Beyan :beyan ve ifadesi mucize olan Kur’an Mesâil-i imaniye : imanî meseleler Mesele-i kudsiye : kutsal mesele Mu’cizât-ı bâhire :apaçık herkes tarafından görülen mucizeler Mukaddes :kutsal, temiz ve pâk, her türlü kusurdan uzak olan Reis :baş, başkan Resûl-i Ekrem : Allah’ın en şerefli ve değerli elçisi olan Hz. Muhammed(a.s.) Sıddıkin : daima doğruluk üzere ve Allah’a ve peygambere çok sâdık olanlar Sıfat :bir kimse veya şeyin hal, vasıf, nitelik, özellik ve keyfiyeti Şehadet : şahitlik, tanıklık Şua :ışık, parıltı Tasdik :doğrulamak, kabul etmek Vahdet: birlik, bir olmak Vücub-u vücud :Allah’ın varlığının zorunlu oluşu, var olmak için bir sebebe muhtaç olmaması
|