Bu sene inzivada iken ve hayat-ı içtimaiyeden çekildiğim halde bazı Nurcu kardeşlerimin ve hemşirelerimin hatırları için dünyaya baktım. Benimle görüşen ekseri dostlardan, kendi ailevi hayatlarından şekvalar işittim. "Eyvah!" dedim. İnsanın hususan müslümanın tahassüngahı ve bir nevi cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır. Bu da mı bozulmağa başlamış dedim. Sebebini aradım. Bildim ki: Nasıl, İslamiyetin hayat-ı içtimaiyesine ve dolayısıyla din-i İslama zarar vermek için gençleri yoldan çıkarmak ve gençlik hevesatıyla sefahete sevketmek için bir iki komite çalışıyormuş. Aynen öyle de; biçare nisa taifesinin gafil kısmını dahi yanlış yollara sevk etmek için bir iki komitenin tesirli bir surette perde altında çalıştığını hissettim. Ve bildim ki: Bu millet-i İslama bir dehşetli darbe, o cihetten geliyor.
(Bediüzzaman Said Nursi – 24. Lem’adan)
Lügatler
Ailevi :aileyle ilgili Cennet :Allah’a inanan ona itaat ve ibadet edenlerin gidecekleri ve sonsuz kalacakları mekân Cihet :yön, taraf Darbe :bir defa vuruş Dehşet :ürkmek, korkmak Din-i islam :islam dini Ekseri :çoğunluğu Eyvah : Heyhât, yazık. Hatır :zihin, fikir, gönül, hal, tedbir, kalb Hayat-ı içtimaiye :toplum hayatı, sosyal hayat Hemşire : Aynı sütü emen kız kardeş. Abla, bacı, hastabakıcı kadın veya kız Hevesat :hevesler, boş batıl ve günah olan istek ve arzular Hissetmek :duymak, derinden yaşamak Hususan :bilhassa, özellikle İnziva : Feragat edip bir tarafa çekilmek. Bir işe karışmamak. Dünya işlerini bırakmak. Süfli ve hevesi işleri bırakıp ilm-i Kur'an ve imanla, ibadet ve taatla, Kur'ân ve imana hizmetle vakit geçirmek.
|
İslamiyet : Allah’a ve ondan gelen herşeye inanıp kabul edenler ve onların dini, şeriat Komite : belirli bir amaç için bir araya gelen ve faaliyet gösteren topluluk Lem’a :parıltı, parlamak Millet-i İslam :İslam milleti Müslüman : İslam olan, Allah’a teslim olmuş olan kişi Nev’ :çeşit, sınıf, cins, tür Perde : iki yeri birbirinden ayıran, görünmeğe mâni olan şey; ırz, namus, iffet Sefahet :zevk ve eğlenceye,yasak şeylere düşkünlük Sevketmek :ileri sürmek, önüne katıp sürmek, göndermek, yollamak Suret : biçim, şekil Şekva: şikâyet Tahassüngâh :korunaklı yer, kale, sığınak Tesir: etki Zarar : Lüzumlu ve kıymetli bir şeyin eksilmesi veya kaybolması. Ziyan. Kayıp
|