Risalet-in Nur'un kitabları birbirine tercih edilmez. Her birinin, kendi makamında riyaseti var. Ve bu zamanı tenvir eden bir mu'cize-i maneviye-i Kur'aniyedir.
Evet, bu asrın ehemmiyetli ve manevi ve ilmi bir mürşidi olan Risalet-in Nur'un heyet-i mecmuası, sair şahsi büyük mürşidler gibi kendine muvafık ve hakikat-ı ilmiyeye münasib olarak, birkaç nevide ve bilhassa hakaik-i imaniyenin izharında, intişarında azim kerametleri olduğu gibi; üç keramet-i zahiresi bulunan Mu'cizat-ı Ahmediye, Onuncu Söz ve Yirmi dokuzuncu Söz ve Ayet-ül Kübra gibi çok risaleleri dahi herbiri kendine mahsus kerametleri bulunduğunu çok emareler ve vakıalar bana kat'i bir kanaat vermiş. Hatta sekeratta bulunan talebelerine imanını kurtarmak için bir mürşid gibi yetiştiğine müteaddid vakıalar şübhe bırakmıyor.
(Bediüzzaman Said Nursi – Kastamonu Lahikasından)
Lügatler
Asır: yüzyıl Âyet-ül Kübra : en büyük delil anlamına gelen Risale-i Nur’da bir bölüm; Yedinci Şua Azim :büyük, yüce, çok ileri Bilhassa: özellikle Ehemmiyet: önem Emare :alamet,işaret, belirti, iz, ipucu Hakaik-i imaniye : iman hakikatleri, gerçekleri Hakikat-i ilmiye :ilmi gerçek Heyet-i mecmua :birlik oluşturanların tamamı, genel yapı, bütün İlmî :ilimle ilgili, ilme dayanan İman :inanmak, kabul etmek İntişar :dağılmak, yayılmak, üremek İzhar :açığa vurmak, meydana çıkarmak, göstermek Kanaat :helalle yetinmek, kısmetine razı olmak, aç gözlü olmamak, tatmin olmak, inanmak, görüş Kat’î :kesin, mutlak, tereddütsüz, şüphesiz Keramet : Allah’ın bir ikramı olarak görülen olağanüstü hal ve hareket Keramet-i zahire : apaçık keramet, görünen keramet Lâhika :mektup, ilave Mahsus :hususi, ayrılmış, tayin edilmiş, özel
|
Makam :yer, netice, durum, durulacak yer, rütbeli yer, derece, mevki Manevî :manaya ait, ruhani Mu’cizât-ı Ahmediye(a.s.) :Peygamberimizin (a.s.m.) mucizeleri, 19. Mektup Mu’cize-i maneviye-i Kur’aniye : Kur’ân’ın mânevî mu’cizesi Muvafık :uygun,yerinde, denk Münasib :uygun, layık, benzer, yakışır Mürşid :yol gösterici, üstad, irşad eden Müteaddid: birçok, birden fazla, çeşitli Nev’ :çeşit, sınıf, cins, tür Risale :mektup, küçük kitap, risale-i nurların parçalarından herbiri Riyaset: başkanlık Sair :diğeri, başkası, gerisi, kalanı Sekerat :sarhoşluk, mest olma, ölüm öncesi hal, can çekişme Şahsi :kişisel, şahsa ait Şüphe :kuşku doğuran şey, kafada tam cevaplanmamış şey Talebe :isteyen, eğitim gören, öğrenci Tenvir :aydınlatma Tercih :üstün tutmak, seçmek Vakıa :olan, olmuş,var olan mevcud hadise
|