Ribnovo'daki Pomak düğünleri.

36 views
Skip to first unread message

Editör

unread,
May 10, 2012, 10:05:11 AM5/10/12
to Pomak News Agency
Gotse Delçev'e bağlı Ribnovo köyünün, dünya çapında ünlü olmasının en
önemli sebebi, köyde yapılan eşsiz düğünleridir. 3 bin 500'ün
üzerindeki nüfusun tamamı Pomaklardan oluşuyor. Aslında bir
etnokültürel açık müze adaylığına layık olan köyde, geleneklere çok
büyük önem veriliyor. Hatta Bulgaristan'da Pomaklara ait en eski adet
ve göreneklerin bu seviyede yaşandığı başka bir köy göstermek zor. Bin
200 metre yükseklikte Rodop dağlarında yer alan Ribnovo'nun Pirin
dağlarına karşı açılan muhteşem manzarası, yabancıları büyülüyor.
Uzmanlara göre köyde yaşatılan düğün gelenekleri İslam öncesi dönemi
ile birlikte daha sonra ilave edilen bazı unsurlardan oluşuyor.
Dünyadan birçok medyanın ilgiyle takip ettiği düğünlerin etnologlara
tez yaptıracak kadar sembolik manalar taşıyor.
Buradaki evliliklerin belirli kuralları bulunuyor. İstisnalar hariç
genelde her kız yine aynı köyden biriyle evleniyor. Kız ve erkek
arasındaki yakından görüşmeler düğün akşamı köy meydanında yapılıyor.
Akşamları meydan, evlenme çağındaki gençlerle dolup taşıyor. Liseyi
bitirenler evlenmeyi tercih ediyor. Genç kızların çoğu genellikle 22
yaşına kadar evlenmiş oluyor. Erken evlendikleri için aile yapısı da
geniş bir çerçeveyi kapsıyor. Düğünler sadece kış aylarında yapılıyor.
Çünkü ilkbaharın gelmesiyle herkes tarlaya, ya da ülke dışına
çalışmaya çıkıyor. Bu yüzden aralık ile şubat ayları düğün için ideal
bir mevsim olarak kabul ediliyor.

Kızın çeyizinde buzdolabı ve laptop bulunuyor

Rafie 21 yaşında. Hayatını birleştirdiği Ahmet ise ondan iki yaş
büyük. Şubatın son günlerinde yaptıkları düğünün bu sezonun son düğünü
olduğunu öğreniyoruz. Burada düğün iki gün sürüyor. İlk gün erkeğin
akrabalarına yemek veriliyor. Misafirler para hediyesinin yanında
şeker, pirinç, un gibi gıda malzemeleri de hediye ediyor. Eskiden
herkesin börek götürdüğünü söyleyen yerliler, şimdi bunun yerine
sadece malzemesinin verildiğini aktarıyor. Yemek sonrası köy
meydanında horo oynanıyor. Zurna ve davul eşiliğinde farklı halk
türküleri eşliğindeki oyuna genelde gençler iştirak ediyor. Ahmet açık
renkte kostüm, siyah gömlek ve kıravat, Rafie ise pullu yelek, tülbent
denilen başörtü, beyaz ve pullu önlük ve yine renkli bir şalvar
giyiniyor. Rafie, "gelin" olma merasimine kadar bu elbiselerle
dolaşacak. Bir taraftan meydanda eğlence devam ederken, diğer taraftan
kızın çeyizi evinin ödünde sergileniyor. Çeyiz deyince bir iki sandık
eşya aklınıza gelmesin. Buradaki geleneğe göre erkek evi almakla, kız
ise evin içini döşemekle yükümlü. Bu yüzden çeyizde beyaz eşyadan
tutun da soba, tencere ve laptopa varıncaya kadar eşyalar yer alıyor.
Sadece giyim eşyaları için yaklaşık 80 metre uzunluğunda ve 4 metre
yüksekliğinde iskele kuruluyor. Yatsı sonrası kınalama merasimi
yapılıyor. Erkeğin evinden müzik eşiliğinde alınan kına köy meydanına
kadar taşınıyor. Burada isteyen ellerini sokarak kınalıdıktan sonra
gelinin kınalanmasına geçiliyor. Düğünün ikinci gününde bu kez kızın
akrabalarına yemek veriliyor. Daha sonra erkeğin kıza vereceği
hediyeler, bayrak denen sopalara yerleştirilerek müzik eşliğinde horo
oynanan meydana getiriliyor. Kızın anne ve babası bayraklardaki
hediyeleri taşıyan kişilerle, hediyeleri almak için "pazarlığa"
tutuşuyor. Kimisi 10, kimisi 20 leva, kimisine de daha fazla değer
biçiliyor. Bundan sonra düğünün en ilginç yanı başlıyor.

"Gelin" olma merasimi

Evlenen bayan bir odada boyanıp süslenerek "gelin" oluyor. Gelin
adayının yüzü kremle beyazlatılıyor. Daha sonra yüzü teker teker
farklı pul çeşitleri ile süsleniyor. Bu esnada kızın gözlerini hiç
açmaması gerekiyor. Bir buçuk iki saat kadar devam eden bu süreç
sadece gelinin çok yakın akrabaları tarafından izlenebiliyor. Pullama
işlemi sonrası gelin adayına 'ruba', 'ferece', 'kondak', 'sofra'
denilen elbiseler giydiriliyor. Renkli bir elbise olan ve fistan
şeklinde olan 'ruba' aslında bir nevi gelinlik hüveyetini taşıyor.
Giydiği elbiselerin birçoğunu kız, gençlik çağından beri kendisi
işliyor. Bu yüzden Ribnovo'daki her bayanın dikiş konusunda oldukça
mahareti bulunuyor.
Giydirilip boyandıktan sonra damat ile birlikte gözü halâ kapalı
olarak dışarıya çıkan kıza, gözlerini açar açmaz kendini görmesi için
ayna veriliyor. Yeni hayatının başlangıcını sembolize eden bu olaydan
sonra imam nikahı kıyılarak düğün sona eriyor. Düğünlerde herkes en
iyi ve renkli olan elbiseyi giymeye çalışıyor. Bu yüzden renk ve
pulların oluşturduğu göz kamaştırıcı elbiseler, insanı masal dünyasına
çekiyor. Belki bundan ötürü de burada, karşı tarafa verilecek en
değerli hediyeyi, el işlemeli ve süslü bir elbise teşkil ediyor.
BEYNUR SÜLEYMAN, RİBNOVO
http://pomaknews.com/?p=6548
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages