Kürdistan Üzerine Çirkin Pazarlığa Hayır!

0 views
Skip to first unread message

http://www.rojawelat.tk

unread,
Jan 1, 2007, 5:32:23 AM1/1/07
to PC Kurd
http://www.toplistenservice.de/generator.php?id=17738
Irak kriziyle ilgili olarak ABD ile Türkiye arasında, yalnız
Irak´la ilgili olarak değil, Kürt halkının kaderi ve geleceği
üzerinde de çirkin bir pazarlık yapılıyor.

Türkiye, ABD´nin Irak´a karşı kuzey cephesini açabilmesi için
kendi toprakları üzerinden yol verme karşılığında, alacağı
paranın yanı sıra, Güney Kürdistan´ı işgale hazırlanıyor.
Zaten bir bölüm askeri daha şimdiden orada.
http://img.photoamp.com/i/arBOLJY.jpg

Son haberler, bu konuda Türkiye ile ABD arasındaki pazarlığın
artık son aşamasına geldiğini gösteriyor. Türkiye´nin Güney
Kürdistan´a yönelik planlarına ABD´nin evet dediği, Türkiye´ye
verilecek paranın miktarında ise uzlaşmaya çalıştıkları
anlaşılıyor.

Buna göre 50 bini aşkın Türk askeri de, "Kuzey Irak"a, yani
Güney Kürdistan´a girecek, Musul kentine kadar olan alanda bir
tampon bölge oluşturacak. Ayrıca Türk birlikleri Hevlêr,
Süleymaniye gibi büyük Kürt kentlerini kuşatacak.

Bu, yıllarca Saddam diktatörlüğünden çekmiş, kırıma, göçe
uğramış Güney Kürdistan halkımız bakımından son derece
tehlikeli yeni bir durumdur. Son on yıldır BM korumasındaki bu
bölgede, özgür bir yaşam kurmaya çalışan Kürt halkı, şimdi de
çok daha baskıcı, ırkçı, militarist Türk rejiminin işgal
tehdidiyle yüz yüzedir.

Kendi sınırları içindeki 20 milyon Kürde hiçbir hak tanımayan,
ülkemizin Kuzey parçasında yıllardır kirli bir savaş yürüten,
bu parçayı yer yer boşaltan Türk rejimi, şimdi aynı şeyi,
hazırlığı yapılan yeni bir Körfez savaşının yarattığı sisli
ortamda Güney Kürdistan´da yapmak istemektedir.

Bu, uluslararası hukuku hiçe sayan, çok çirkin, tümüyle zorbaca,
çok kanlı sonuçlara yol açacak bir plandır.

Irak´ın gerek Kürt, gerek Arap halkı, savaşçı, acımasız Saddam
diktatörlüğünden çok çekti. Saddam geçmişte halkımızı
kitleler halinde sürdü, kıyıma uğrattı, Kürdistan´da kimyasal
silah bile kullandı. Biz bu silahların hala Saddam ´ın elinde
mevcut olduğu ve onları sakladığı kanısındayız.

Araplardan ve Kürtlerden oluşan Irak muhalefeti bugün, Saddam
diktatörlüğünün yıkılmasını, yerine federatif-demokratik bir
rejimin kurulmasını ve Irak´ın kitle imha silahlarından
arındırılmasını istiyor. Biz, Kürdistan Sosyalist Partisi olarak
Irak muhalefetinin bu istemlerini ve mücadelesini destekliyoruz.
Birleşmiş Milletler Örgütü´nün ve Avrupa Birliği´nin Irak
halkının bu meşru muhalefetine destek vermesini istiyoruz.

ABD´nin, sözde terörizmle mücadele adına, Birleşik Kralık ve
Türkiye ile birlikte Irak´a yönelik operasyonu ise, bu halkı Saddam
diktatörlüğünden kurtarma ve demokratikleşmesine hizmet yerine,
kendi çıkarları ve hırsları için Irak´ı işgal ve kaynaklarına
el koyma çabasına dönüşmüştür.

Türk devleti ise açıkça, Güney Kürdistan halkımızı da esir
etmek, hak ve özgürlüklerini elinden almak, hatta fırsat bulursa,
sürmek, göç ettirmek istiyor. Kürt halkının varlığından,
özgürlük isteminden duyulan paranoya bu rejime çılgınca işler
yaptırmaktadır. Son AKP hükümeti de hızla söz konusu kirli, Kürt
düşmanı politikanın hizmetine girmiştir.

¢şkenceci, ırkçı, militarist, komplocu ve saldırgan Türk rejimi
bu haliyle kendi halkı ve komşuları için Saddam rejiminden on kat
daha tehlikelidir.

Tüm bu nedenlerle, kamuoyunun dikkatini son gelişmelere, Irak ve
Güney Kürdistan üzerindeki ABD-Türkiye pazarlığına çekmek
istiyoruz.

Amerika ve ¢ngiltere´nin, BM Güvenlik Konseyi´nin birer üyeleri
olarak, bu konuda uluslararası yasalara ve BM kararlarına göre
davranmalarını istiyoruz.

Türkiye ile Güney Kürdistan üzerine yapılan pazarlık ise çok
daha acımasızca, yasadışı ve etikten yoksundur.

Bizim ülkemiz Birinci Dünya Savaşı sonucunda bir kez daha
parçalandı, özgürlüğümüz engellendi. Şimdi Güney
Kürdistan´daki Kürt baharı da kışa çevrilme tehlikesiyle yüz
yüzedir.

Kürdistan Sosyalist Partisi olarak, bu saldırganlığı, haydutça
tutumu şiddetle protesto ediyoruz. Kürt halkını bu saldırıya
karşı yekvucut olmaya, Türkiye´nin tüm barışsever ve demokrat
güçlerini bu kirli ve kanlı plana karşı durmaya çağırıyoruz.

Uluslararası kamuoyu bu yeni haydutluğa meydan vermemelidir. Güney
Kürdistan halkımız, 1991´deki Körfez Savaşı´ndan bu yana kendi
seçilmiş parlamentosu ve hükümetiyle kendi bölgesini yönetiyor.
Orası, yüz yüze olduğu tüm sorunlara rağmen, daha şimdiden
bölgede bir demokrasi adası olmuştur. Türkiye´nin Güney
Kürdistan´a müdahaleye hiçbir hakkı yoktur. Kendi kendini
yönetmek Kürt halkının da hakkıdır.

ABD Türkiye ile bu çirkin pazarlığa son vermelidir.

Dünya kamuoyo, BM Örgütü, Avrupa Birliği buna seyirci
kalmamalıdır.

NATO, Türkiye´nin bu kirli planlarına destek vermemeli.Türkiye bir
tehdit altında değil; o kendisi, komşularını tehdit eden
saldırgan taraftır.

Türkiye´nin saldırganlığına dur denmeli!

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages