𝗦𝗮𝗯𝗮𝗵 (𝟮𝟮 𝗘𝘆𝗹ü𝗹 𝟮𝟬𝟮𝟱): "Başkan Erdoğan Newsweek için kaleme aldı! 'Adalet ve Refah için Türkiye’nin Diplomatik Vizyonu'" + 𝗡𝗲𝘄𝘀𝘄𝗲𝗲𝗸 (𝟮𝟮 𝗦𝗲𝗽𝘁𝗲𝗺𝗯𝗲𝗿 𝟮𝟬𝟮𝟱): "Pres. Erdogan: Türkiye's Diplomatic Vision for Justice and Prosperity | Opinion"

0 views
Skip to first unread message

EMI P

unread,
Sep 22, 2025, 11:32:08 AM (10 days ago) Sep 22
to acao.az...@gmail.com, FloridaliTurkler, Özgür Gündem, paxturcica, Turkishforum


Sabah logo.png


Giriş Tarihi: 22.9.2025

Başkan Erdoğan Newsweek için kaleme aldı! “Adalet ve Refah için Türkiye’nin Diplomatik Vizyonu”


Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın kaleme aldığı “Adalet ve Refah için Türkiye’nin Diplomatik Vizyonu" başlıklı makalesi, ABD’nin en önemli yayın kuruluşlarından Newsweek’te İngilizce olarak yayımlandı. Kalıcı barışa vurgu yapan Başkan Erdoğan: "Adil bir barış, Filistin halkının 1967 sınırları temelinde, bağımsız, toprak bütünlüğüne sahip ve başkenti Doğu Kudüs olan bir devlete kavuşmasıyla mümkündür. Bu, Orta Doğu'da kalıcı barış ve istikrar için bir zorunluluktur. Dünya devletlerine çağrımız nettir: "Filistin Devleti'ni tanıyın." ifadelerini kullandı.



Başkan Erdoğan Newsweek için kaleme aldı! - Foto 1 (Sabah).webp



Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın kaleme aldığı "Adalet ve Refah için Türkiye'nin Diplomatik Vizyonu" başlıklı makalesi, ABD'nin en önemli yayın kuruluşlarından Newsweek'te İngilizce olarak yayımlandı.

Başkan Erdoğan makalesinde şu ifadelere yer verdi:

DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR

Dünya uzun bir dönemdir, aralıksız bir şekilde büyüyen belirsizlikler ve sınamalarla yüzleşmektedir. Çatışmalar, kuralsızlıklar, terör saldırıları, salgınlar, iklim felaketleri, derinleşen adaletsizlik ve eşitsizlikler mevcut uluslararası düzen üzerinde büyük baskı oluşturmaktadır. Buna karşılık Türkiye, adalet, barış ve dayanışma ilkelerini merkeze aldığı dış politika anlayışından ödün vermeden kapsamlı, karmaşık ve can yakıcı krizlerin ortasında kendi güvenliğini ve insanlığın ortak geleceğini de gözeten bir vizyonla hareket etmektedir. Yıllardır dile getirdiğimiz "Dünya beşten büyüktür" anlayışı temelinde yükselen çağrımız kâin sisteme yöneltilmiş bir eleştirinin ötesinde insanlığın müşterek istikbaline dair ufkun ifadesidir.



Başkan Erdoğan Newsweek için kaleme aldı! - Foto 2 (Sabah).webp



BM'NİN ADALETSİZ YAPISINA SERT ELEŞTİRİ
İkinci Dünya Savaşı sonrası barış ve güvenliği korumak için kurulan Birleşmiş Milletler, bugün karşı karşıya kaldığımız buhranlar ve çatışmalar karşısında ne yazık ki asli fonksiyonunu yerine getirememektedir. Adalet ve eşitlik iddiasıyla kurulan BM'nin en önemli organı olan Güvenlik Konseyi, bölgesel ve küresel krizlere ilişkin karar alma süreçlerinde sadece beş ülkenin iradesi ve çıkarlarına mahkûm edilmiştir. Çağımızdaki çözümsüzlüklerin başlıca sebepleri arasında yer alan bu adaletsiz yapının bir an evvel reforma tabi tutulması, BM'nin kuruluş felsefesine uygun şekilde etkin çok taraflılığın işleyen bir merkezi hâline getirilmesi ve küresel sorunlara adil çözümler üretebilmemiz için acil bir ihtiyaç teşkil etmektedir.

TÜRKİYE'NİN DİPLOMASİ VİZYONU
BM'nin etkinlik kaybının sebep olduğu boşluk ve çok katmanlı jeopolitik sınamalara rağmen Türkiye, dış politikasının merkezine diyalog ve ara buluculuk diplomasisini yerleştirmektedir. Yakın zamanda icra ettiğimiz Karadeniz Tahıl Girişimi bu yaklaşımımızın hem bölgesel hem de küresel güvenliğe ve istikrara somut katkılar sunduğunun en açık örneğidir. Kafkasya'dan Afrika'ya, Orta Doğu'dan Balkanlar'a uzanan geniş bir bölgede Türkiye, çatışmaları adil bir diplomatik çözümle sona erdirmek ve sürdürülebilir adil bir barışın kapılarını aralamak için sorumluluk üstlenmekten hiçbir zaman kaçınmamıştır.



Başkan Erdoğan Newsweek için kaleme aldı! - Foto 3 (Sabah).webp



İNSANİ YARDIMDA DÜNYA LİDERİ
Türkiye'nin diplomasi vizyonu yalnızca krizlerin çözümünde değil insani boyutlarda da kendini göstermektedir. Türkiye'nin dünyanın en çok insani yardım sağlayan ülkelerinden biri olması, köklü tarihimizin ve değerlerimizin bizlere yüklediği bir sorumluluğun tezahürüdür. Bu temelde Türkiye, küresel dayanışmayı tahkim eden öncü ülke rolünü kararlılıkla devam ettirecektir.

ORTA DOĞU'DA KALICI BARIŞ VE İSTİKRAR İÇİN BİR ZORUNLULUKTUR
Gazze'de İsrail'in süregelen işgali ve mezalimi, insanlık vicdanının en büyük sınavlarından biridir. Uluslararası sistemin aktörleri başta olmak üzere tüm insanlık için bu sınav utançla sonuçlanmaktadır. Çocuklar ve kadınlar hayatını kaybetmekte, milyonlar temel ihtiyaçlardan yoksun bırakılmaktadır. Türkiye ateşkesin sağlanması, insani yardımların kesintisiz ulaşması ve iki devletli çözümün yeniden canlandırılması için çabalarını hiç durmadan sürdürmektedir. Gazze'ye gönderdiğimiz 100 bin tonu aşan yardımlar, İsrail'in insanlık dışı ambargosu altında açlıkla boğuşan kardeşlerimizin yaralarını sarmak için attığımız adımlardan sadece biridir. Her gün onlarca masum Filistinlinin ya açlıktan ya ilaçsızlıktan ya da İsrail'in işgal güçlerinin kurşun ve bombalarından hayatını kaybettiği bir vahşet tablosunda, uluslararası toplumun daha kararlı ve samimi bir duruş sergilemesi gerektiğine inanıyoruz. Israrla ve cesaretle dile getirdiğimiz hakikat bir kez daha ortadadır: Adil bir barış, Filistin halkının 1967 sınırları temelinde, bağımsız, toprak bütünlüğüne sahip ve başkenti Doğu Kudüs olan bir devlete kavuşmasıyla mümkündür. Bu, Orta Doğu'da kalıcı barış ve istikrar için bir zorunluluktur. Dünya devletlerine çağrımız nettir: "Filistin Devleti'ni tanıyın." Nitekim Filistin'in tanınması işgale, ablukaya ve zulme karşı verilebilecek en güçlü cevaptır. Geçtiğimiz günlerde bu yönde karar alacağını açıklayan ülkeleri tebrik ediyor; kararlarında tutarlı olmalarını ve verdikleri taahhütleri somut adımlara dönüştürmelerini bekliyoruz.



Başkan Erdoğan Newsweek için kaleme aldı! - Foto 4 (Sabah).webp



SURİYE'NİN GELECEĞİ
Bölgesel istikrar açısından bir diğer önemli ülke Suriye'dir. Suriye'de 2011'den bu yana süregelen çatışmalar yüzbinlerce insanın ölümüne sebep olmuş, milyonlarca insanı yerinden etmiş ve büyük tahribatlara yol açmıştır. Bugün tüm Ortadoğu coğrafyasının istikrarı için Suriye'nin yeniden inşası ve ihyası kaçınılmazdır. Suriye'nin geleceğine dair atılacak her adımda öncelikle Suriyelilerin menfaati gözetilmelidir. Ayrıca bilinmelidir ki Suriye'de kalıcı istikrar ve barış, herhangi bir aidiyete veya gruba imtiyaz tanımadan tüm Suriye halkının müşterek iradesinin dikkate alınmasıyla mümkün olacaktır. Her ortamda vurguladığımız gibi "Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine saygı" ilkesini savunmayı sürdüreceğiz. Türkiye, Suriye halkının iradesini dışlayan, ayrılıkçı emellere ve terör örgütlerine alan açan her türlü girişime karşı çıkmaktadır. Suriye'de son on dört yıldır yapılan hataları tamir etmenin tek yolu istikrarlı bir devlet ve toplum düzenin kurulmasına, iş birlikçi güvenlik anlayışı temelinde destek vermektir.

Yaşadığımız acı tecrübeler ışığında biliyoruz ki hakikatin, hakkaniyetin ve dayanışmanın hâkim olduğu bir gelecek ancak ortak irademizle inşa edilebilir. Türkiye bu sorumluluğun bilinciyle insanlığın onurlu ve adil bir istikbal yürüyüşüne öncülük etmeye devam edecektir.


_ _ _ _ _ _ _ _ _ _




Newsweek logo.png

Pres. Erdogan: Türkiye's Diplomatic Vision for Justice and Prosperity | Opinion


Published Sep 22, 2025 at 6:00 AM EDT


By Recep Tayyip Erdogan
President, Türkiye


The world has been facing an unrelenting wave of growing uncertainties and challenges for an extended period of time. Conflicts, lawlessness, terrorist attacks, pandemics, climate disasters, and deepening injustice and inequality are placing immense pressure on the current international order. In response, Türkiye acts with a vision that, without compromising its foreign policy approach centered on the principles of justice, peace, and solidarity, navigates comprehensive, complex, and deeply painful crises while safeguarding both its own security and the shared future of humanity. Our long-standing call, grounded in the principle that "The world is bigger than five," goes beyond a mere critique of the existing global order; it represents a vision for the common future of humanity.

The United Nations, established in the aftermath of the Second World War to maintain peace and security, is regrettably no longer able to fulfil its core function in the face of today's crises and conflicts. The Security Council, the principal body of the UN, which was founded on the claims of justice and equality, has been confined to the will and interests of merely five countries in its decision-making regarding the regional and global crises. This unjust structure, which is among the primary sources of the deadlocks of our time, urgently needs to be reformed, so that the UN can indeed be a functioning center of effective multilateralism in line with its founding principles and we can produce just solutions to global challenges.

Despite the vacuum caused by the UN's diminished effectiveness and the multilayered geopolitical challenges, Türkiye places a diplomacy of dialogue and mediation at the core of its foreign policy. The Black Sea Grain Initiative, which we have recently implemented, stands as the most prominent example of this approach, making tangible contributions to both regional and global security and stability. In a vast region extending from the Caucasus to Africa and from the Middle East to the Balkans, Türkiye has not refrained from assuming the responsibility to bring conflicts to a just diplomatic resolution and to usher in a sustainable and equitable peace.



ANKARA, TURKIYE, MARCH 26 - President Recep Tayyip Erdoğan delivered a speech at the AK Party's group meeting in Parliament on March 26, 2025 in Ankara, Türkiye. (Sabah; Ugur Yildirim, dia images, Getty Images).webp
ANKARA, TURKIYE- MARCH 26: President Recep Tayyip Erdoğan delivered a speech at the AK Party's group meeting in Parliament
on March 26, 2025 in Ankara, Türkiye. Ugur Yildirim/ dia images/Getty Images


Türkiye's vision of diplomacy is reflected not only in resolving crises but also in addressing humanitarian issues. Türkiye's position as one of the world's leading providers of humanitarian aid is a testament to the responsibility bestowed upon us by our deep-rooted history and values. In this context, Türkiye will adamantly maintain its role as a leading nation in strengthening global solidarity.

The ongoing occupation and atrocities committed by Israel in Gaza are one of the gravest tests of humanity's conscience. This test ends in shame for all of humanity, beginning with the actors of the international system. Children and women perish as millions are left deprived of even the most basic necessities. Türkiye persists in its endeavors to secure a ceasefire, facilitate the uninterrupted delivery of humanitarian aid, and rekindle the two-state solution. The more than 100,000 tons of aid we have sent to Gaza is but one of the steps we have taken to heal the wounds of our brothers and sisters struggling with hunger under Israel's inhumane blockade. In the face of an atrocity in which dozens of innocent Palestinians lose their lives every day—whether from hunger, lack of medicine, or the bullets and bombs of Israel's occupying forces—we believe the international community must demonstrate a more determined and sincere stance.

The truth, which we have persistently and courageously advocated, is once again evident: A just peace is achievable only through the establishment of a sovereign Palestinian state based on the 1967 borders, with territorial integrity and East Al-Quds as its capital. This is essential for lasting peace and stability in the Middle East. Our call to the states of the world is clear: "Recognize the State of Palestine." Indeed, recognition of Palestine is the most powerful response to occupation, blockade, and oppression. We congratulate the countries that recently announced their decision in support of this effort, and we expect them to remain firm in their stance and translate their commitments into concrete steps.

Syria is another significant country for regional stability. Since 2011, the conflict in Syria has resulted in the deaths of hundreds of thousands and the displacement of millions, as well as extensive destruction. Today, the reconstruction and recovery of Syria is essential for the stability of the entire Middle East. The interests of Syrians must be prioritized in every decision concerning Syria's future. It should also be noted that lasting stability and peace in Syria can only be achieved by taking into account the collective will of the whole Syrian people, without granting privileges to any particular sect or group. We will continue to advocate for the principle of respect for Syria's territorial integrity and political unity, as we have reaffirmed in all spheres. Türkiye opposes any initiative that disregards the Syrian people's will and provides a foothold for separatist ambitions and terrorist organizations. The only way to rectify the mistakes made in Syria over the past 14 years is to support the establishment of a stable state and societal order based on a cooperative security approach.

In light of our painful experiences, we are confident that a future steeped in truth, justice, and solidarity can only be built through our collective will. Fully aware of this responsibility, Türkiye will continue to lead humanity's march towards a dignified and fair future.


Recep Tayyip Erdoğan is the president of Türkiye.

The views expressed in this article are the writer's own.



Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages